Ekonominin gittikçe mali sektöre daha fazla bağımlı kalmasından dolayı gelişen tehditlerin en belirleyici özelliklerinde son bir yılda temel bir değişiklik olmadı: 2007-2008 mali kirden sonra oluşan tehditlerin, bu defa çok daha feci şekilde tekrarlanıp daha büyüyerek gündemde olmasına rağmen, henüz bir (...)
1960, 1970, 1980 ve 2016; tümü esas olarak işçi sınıfına ve ezilenlere darbe vurdu.
1960 askeri darbesinde, Albay Alpaslan Türkeş ön saflardaydı. Darbenin başı genelkurmay başkanı Cemal Gürsel, darbeden sonra cumhurbaşkanı oldu. Darbe içinde darbe oldu, Türkeş Gürsel’i vurdu. Gürsel tedavi edilirken, (...)
Her katliamdan sonra bakanlar, kameraların karşısına geçip tehditler savurup “köklerini kurutacağız” deyip vazife savıyorlar. Boş laflara; hiç bir kanıt gösterilmeden söylenen “şu kadar tehdidi önledik” iddiaları ekleniyor. İnsanların, iyi ki OHAL var, demeleri isteniyor. Daha kötü nasıl olabilirdi ki? Eğlencede, (...)
Başta televizyon kanalları olmak üzere büyük medya kuruluşları ve resmi haber kaynakları, son dönemde, özellikle de son haftalarda yoğun bir şekilde yeni anayasa tartışmalarını ve terör olaylarını gündemde tutarken, diğer yandan tensikatlar, hayat pahalılığı, kötü çalışma şartları ve işyerlerindeki baskılar, (...)
Asgari ücreti açıklarken, Türkiye’nin zor günlerin içinden geçtiğini, ancak bunun “dünya konjonktüründen” kaynaklandığını söyleyen bakan Müezzinoğlu, “İşçiler, işverenler ve ben de çok mutlu olamadım ancak ortak bir karar vermeye çalıştık” dedi.
Türk-İş’i imzalamadığı asgari ücret kararına imza atan patronlara (...)
Hastanelerde muayene ücretlerine zam yapıldı. En büyük zam üniversite hastanelerine geldi.
Üniversite hastanelerinin bir kısmı, özellikle Çapa ve Cerrahpaşa, verdiği sağlık hizmetlerinin karşılğı olan, devletin yapması gereken ödemeleri yapmayışı nedeniyle ekonomik olarak zorda. Çalışanların ücretleri düşük, (...)
Aralık ayıyla beraber bir sözleşme dönemine daha girdik. İşçilerin genel isteği olan herkese 750 lira seyyanen zam yine sendikanın azizliğine uğrayarak değiştirildi. Fakat zorlamayla da olsa sözleşme taslağı bütün panolara asılarak işçilere sunuldu.
Taslakta şu anda çalışan işçilerin ortalama ücretinin 2.100 (...)
Suriye siyaseti bir kez daha değişti ve bu kez tersine döndü.
AKP iktidarları boyunca; önce “kazan, kazan” denen dostluk siyaseti vardı, ardından “Esed” ile özetlenen düşmanlık siyaseti geldi. Bu arada “açık kapı”, “beton duvarlar”, “güvenli bölge”, “ülke güvenliği dışarıda başlar” gibi bir sürü laf edildi. (...)
19 aralıkta büyük güçlerin yöneticileri, BM’nin Güvenlik Konseyinde herkesin onayını alan bir karar ile Halep’e gözlemci göndermeyi ve başka örgütlerin de katılımıyla Doğu-Halep’teki sivillerin göçünü onayladıkları ve güvenlik önlemleri aldıkları için birbirlerini kutladı.
Bölgede hala 7 bin kişi sıkışmış (...)