CHP’de değişimin etkisi, belediye seçiminde sınanacak
CHP yönetimi, tabanın yoğun baskısı sonucunda önemli oranda değişti. Genel başkan seçilen Özgür Özel’in konuşmalarında parti örgütüne vurgu yapması, üst yönetime sadece milletvekili ve merkez yöneticilerin değil, taşradaki il yöneticilerinin de alınması, CHP tabanının değişimdeki etkisinin sonuçlarıdır. Belediye başkanı adaylarının da parti örgütü tarafından belirleneceği, defalarca dile getirildi.
CHP’de seçim yenilgisinden sonra yaşanan ve açığa çıkanlar, bir avuç parti yöneticisinin kendi aralarında, hatta partili olmayan danışmanlarla parti örgütüne danışmadan karar aldığını ortaya çıkardı. Erdoğan’ı « diktatör » olmakla en fazla suçlayan siyasetçilerin kendi partilerinde diktatör olduğu anlaşılıyor.
İktidarı almaya kilitlenen Kılıçdaroğlu ekibi, kadroları seçim öncesi Erdoğan’a yanaştığı için ortaklığı terk etme girişiminde bulunan İYİ Partiye tavizler verdi. Göçmen, sığınmacı, Kürt düşmanlığıyla örgütü bile olmayan parti liderine dört bakanlık sözü verdi. AKP’den gelen siyasetçilerin kurduğu Babacan’ın partisine oyundan kat kat fazla milletvekilliği verdi. CHP, tıpkı rakibi AKP gibi seçim partisi oldu. Seçim kazanılmayınca yapılanların hepsi sorun oldu, kazanılsaydı çok doğru olacaktı !
Değişim gerçekleşse de yeni yönetimin belediye seçimiyle sınanacak olması yani alınacak koltuk sayısına göre başarısının ölçülmesi, değişimin fazla da köklü olmadığını anlatıyor. Parti, emekçilerin sözcüsü, kitlelerin temsilcisi, hak mücadelesinin destekçisi olmakla sınanmıyor, böyle şeylerden bahsedilmiyor.
Yeni yönetim belediye seçiminde elindekileri korumak hatta arttırmak zorunda. Buna karşın depremin vurduğu Hatay başta olmak üzere Mersin gibi bazı büyükşehirlerde yönetime tepki, İzmir, İstanbul gibi bazı yerlerde fark çok az olduğundan risk bulunuyor. CHP’nin, Kürtlerin ve daha az da olsalar diğer partililerin oylarına ihtiyacı var.
İYİ Parti, ittifak sayesinde oyundan çok daha fazla vekillik kazansa da seçimden sonra kendi içinde kavga yaşıyor. İstifa eden, atılmak istenen vekiller var. Erdoğan karşıtlığıyla kurulan partinin Akşener dışındaki kadroları, bol kazançlı işler bağlamak için AKP’ye yanaşma siyasetine yöneldi. Bazıları elini çabuk tutup işi bağlayarak kendi başına gitti, itiraz edenler tefsiye ediliyor. Asıl değişim İYİ Parti’de.
CHP açısından İYİ Parti, Kürt oylarını almasının önünde bir engel oluşturuyordu. Özellikle batıdaki büyükşehirlerde yaşayan Kürtler, CHP’ye, her seçimde artan oranda oy veriyor. Kürtlerin oyu, artık HEDEP’in kararıyla belirlenmiyor. Bu durumda CHP’nin Türk veya Kürt milliyetçiliğine değil, emekçiler sınıfına dönmesi, emekçilerin çıkarlarını savunması beklenir. Elbette böyle olmayacak. Özel, daha şimdiden kendi partisinde bile itibarı kalmamasına rağmen kendini ağırdan satmaya çalışan Akşener’le görüşeceğini açıkladı ve de görüştü.
CHP’deki değişim parti tabanının tepkisi ve zorlamasıyla gerçekleşti. Ancak bu günkü siyasi temsilcileri ; milletvekilleri, belediye başkanları, eski yönetim tarafından belirlenmişti. İşte bu nedenle CHP’lilerin nasıl bir parti, hangi siyasi görüşlerin, hangi çalışmaların örgütü olmak istedikleri ve bu isteklerini ne kadar gerçekleştirebileceklerini zaman gösterecek.
