Sinif Mucadelesi
Dünya

NATO: “bir fırtına bulutu” ve savaş

Cuma 14 Temmuz 2023

NATO, 12-23 Haziran tarihleri arasında Rusya’ya yakın bir noktada Almanya ve Orta Avrupa’da tarihinin en büyük hava tatbikatını düzenliyor. NATO, Air Defender ile aralarında Japonya ve İsveç’in de bulunduğu 25 NATO üyesi ve ortağı ülkeden 10,000 askeri personeli ve 250 savaş uçağını bir araya getiriyor.

NATO’nun üst düzey yetkililerine göre amaç bu askerleri füze ve insansız hava aracı saldırılarına karşı eğitmek, şehirlerini, limanlarını ve havaalanlarını korumak ve birlikte çalışabilirliklerini güçlendirmek. Daha açık bir ifadeyle, bu 25 ülkenin hava kuvvetlerinin nasıl daha iyi koordine olacaklarını ve omuz omuza nasıl savaşacaklarını öğrenmeleri gerekiyor; tıpkı askerlerin bir alaya entegre edilerek tutarlı ve savaşan kolektif bir güç oluşturmaları gibi. Üst düzey yetkililerin bu 25 ülkenin hava kuvvetlerine "operasyonel ve taktik eğitim vermek" dediği şey budur. Bu sayede gelecekteki genel bir çatışma durumunda, hatta dünya savaşında bile bir arada durabilecekler.

Çünkü aktif bir şekilde buna hazırlanırken, büyük ölçekte öldürme sanatındaki bu profesyoneller öyle olmadıkları izlenimini vermek istiyorlar. Örneğin Alman Hava Kuvvetleri Komutanı, bu devasa toplantının ve XXL tatbikatlarının kimseyi hedef almadığını ve "biz (NATO) bir savunma ittifakıyız ve bu tatbikat da böyle planlandı" dedi. Buna ancak iflah olmaz derecede saf olanlar inanır. ABD’nin Almanya Büyükelçisi onlardan biri değil ve bu manevraların amacının "özellikle Rusya’ya bir mesaj göndermek" olduğunu belirtmeye hevesliydi. Tahmin edebileceğiniz gibi Çin’e de yönelikti.

AB ve göç: dikenli tellerden sonra kamplar

Macron’dan Meloni’ye, İtalyan Le Pen’den Alman sosyalist Scholtz’a kadar tüm Avrupalı liderler, Avrupa Birliği’nin (AB) dış mahallelerinde göçmenler için kamplar kurmaya karar verdi. Bu kamplar, mülteci statüsü elde etmek için "istatistiksel olarak en az şansa sahip" göçmenlere ayrılacak. AB liderleri Fas, Cezayir, Tunus, Senegal, Bangladeş ve Pakistan’dan gelecek olan bu dışlanmış kişileri şimdiden belirledi. Bu ülkelerden birinden sığınma talep etmelerinin nedeni ne olursa olsun, kaderleri çoktan belirlenmiş durumda: sınır dışı edilecekler. Hem de hızlı bir şekilde, çünkü AB 30,000 kişiyi barındıracak şekilde inşa edilecek bu kamplarda yılda 120,000 vakayı işlemeyi planlıyor. Dolayısıyla AB etkin bir devir hızına güveniyor.

Avrupa’nın egemen güçleri Fransa, Almanya ve İtalya’nın liderleri, Avrupa’nın demokrasi ve özgürlüğün merkezi olduğunu iddia etmeye cüret ediyorlar. Ancak onlar her şeyden önce ülkelerindeki kapitalistlerin, göçmenlerin geldiği yoksul ülkeleri yağmalayan ve onları mali açıdan boğarak ekonomik olarak dize getiren bankaların ve sanayi gruplarının çıkarlarını temsil ediyorlar. Bunun ardından aynı liderler, kendi kapitalistlerinin neden olduğu sefaletten kaçanları kamplara kapatmaya karar verirler.

Bu, yeni bir hayata başlamak için her şeyi geride bırakmaya hazır olanların çoğunu durdurmayacak, ancak durumlarını daha da felaket hale getirecektir. AB liderleri bunu gayet iyi biliyorlar, tıpkı göçün ekonomiyi ayakta tutmak için gerekli olduğunu bildikleri gibi. Ancak ekonomik krizin giderek felakete dönüştüğü bir dönemde, çalışan sınıflarda yükselen öfkeyi günah keçilerine yöneltmeye de ihtiyaçları var. Sağ ve aşırı sağ için ve çoğu Avrupa hükümeti için göç meselesinin oynadığı rol budur. Bu açıdan Macron, Le Pen ve Meloni aynı dalga boyundadır.

14 Haziran 2023 LO


Ana sayfa | İletişim | Site planı | |

Site yaşamını izle tr  Site yaşamını izle Sınıf Mücadelesi Sayı: 293 - 9 Temmuz 2023  Site yaşamını izle Uluslararası Gündem   ?