EYT mağdurları, siyasetçilerin mağduru
2 milyonu aşkın EYT mağdurlarının sorunun çözüldüğü açıklamasının üzerinden bir ay geçti, hiç bir adım atılmadığı gibi sürekli farklı tarihler açıklanıyor. Ancak patronlar, EYT kredilerini kullanmaya başladı. Bir de çalışma bakanına teşekkür kampanyası başladı.
EYT mağdurlarının bir kısmı çalışıyor; emekli olup çalışmaya devam etmek isteyenler var. Emekli aylığı bekleyen işsizler var. Borçlanarak emekli olacaklar var. Yasa çıkmadığı için emeklilik koşulları belli değil. Ancak EYT’liler, medyadan duydukları ile emekli olabilmek için para bulmaya çalışıyor, borçlanıyor, hatta aldığı borcun ödeme taksidi geldiği için zor duruma düşenler var.
Hükümetin bilerek süreci uzattığı, emekliliği seçime yaklaştırdığı söylendi. Bunun da ötesinde, işçi sınıfı düşmanlığının somut bir örneği yaşanıyor. Patronlara zaten kasalarında olması gereken kıdem tazminatı ödemesi bahanesiyle hemen para dağıtılırken, işçilere hak ettikleri emekli aylığı verilmiyor.
Erdoğan daha önce “seçim kaybedeceğimi bilsem dahi EYT’yi kabul etmem” demişti. Tam aksini de bizzat kendisi açıkladı. Bu sadece seçilme çabası değil, 2 milyonu aşkın emekçinin mücadelesi karşısında geri adımdır. İşte iktidar bu gerçeğin üstünü örtmek için de EYT’lileri bekletiyor. Sanki hak bahşetmiş gibi göstermek istiyor.
EYT mağduriyeti, DSP-MHP koalisyonunun SGK yasasında yaptığı değişiklikle oluştu. Şimdi gündeme gelecek olan katsayı mağdurları ve düşük aylıklar, AKP iktidarında oluştu. Erdoğan, hem emeklilik yaşını onyıl uzattı hem de emekli aylığı bağlanma oranını düşürerek aylıkları düşürdü. O dönemde yaşam koşullarının iyileşeceği, çalışma koşullarının iyileşeceği, yaşam süresinin uzayacağı söylenmişti.
Erdoğan, hayat ucuzlayacak, bu kadar para yetecek diye konuşuyordu. Kendisini eleştirenleri geleceği göremeyenler olarak karalıyordu. Politikacıların gelecek pazarlamasına güvenilemeyeceğini bizzat yaşayarak öğrendik. (02.02.23)
