Kara para aklama skandalı
ABD’nin mali suçlarla mücadele birimi 1999 ve 2017 yılları arasında gerçekleşen şüpheli işlemlerin detaylarını açıkladı. Tüm dünyada 2 trilyon dolar tutarındaki şüpheli işlemin 1,3 trilyon doları, Alman banka devi Deutsche Bank aracılığıyla yapılmış.
Türkiye’den 20 milyon dolar tutarında 538 adet şüpheli işlemin gerçekleştirildiği bilgisi var. Reza Zarrab ve Damat Berat Albayrak’ın o dönem yöneticiliğini yaptığı Aktif Bank, İran’a yapılan altın satışı, porno patronlarına para aktarımı ve kara para aklama listede ismi açıklananlardan.
Belgenin yayınlandığı gün Reza Zarrab’ın bavulcusu olarak bilinen Adem Karahan’la yapılan bir röportaj da servis edildi. Röportaja ve ABD mahkemesi belgelerine göre 2008’den itibaren toplam 20 milyar dolarlık şüpheli para transfer işlemi yapıldığı ve bunun %4’ünün Reza Zarrab’ın komisyonu, %4’ünün Türkiye’de siyasetçilere dağıtılmış rüşvet olduğu belirtiliyor. Türkiyeli siyasetçilere dağıtılan toplam 800 milyon dolar tutarındaki rüşvetin %10’unu sadece bir ismin aldığı yazıldı ama kim olduğu açıklanmadı. Tamamı AKP’li siyasetçilerden oluşan rüşvet ağının detayları
henüz ortaya çıkmadı. Reza Zarrab’ın bavulcusu, 22 kişilik bir ekiple 200 ton altının bavullarla önce Dubai’ye götürüldüğü ve karşılığında İran’ın ihtiyaç duyduğu malzemelerin satın alındığını açıkladı.
O dönem ABD, İran’a ambargo ve her türlü ticarete yaptırım uyguluyordu. Böyle bir ortamda tüm insan, altın, para ve mal trafiğinin siyasetçilerin devlet olanaklarını kullandırtmadan gerçekleştirmesi imkansızdı. Siyasetçiler, ABD’ye karşı çıkma cesareti gösterdikleri için karşılığında avantalarını aldılar. AKP tabanına da hem ABD’ye karşı çıktıklarını hem de bu paraların ülke işlerinde kullanıldığını yaydılar; elbette ceplerine attıkları milyarlardan söz etmediler. İşte 2002’de dindar oldukları için “rüşvet yemez” diye desteklenen siyasetçilerin son hali.
ABD, gücünü kullanarak kendi çıkarlarına kurallar dayatıyor. Otomobil sanayisindeki dev Avrupalı şirketlere milyarlarca dolar emisyon cezası kesti ve ödetti. Daha öncesinde İngiliz ve Fransız bankalara başka bahanelerle adeta haraç kesti. Bu haraçlar, patronların kasalarından değil, tüm toplumun cebinden çıkıyor. (26.09.20)