Kapitalistler adına kapitalistler için çalışan hükümet problemin bir parçası!
Manşetler bildiriyor; geçen hafta 1 milyondan daha az insan işsizlik yardımı için başvuruda bulundu. Sırf buna bakarak ekonominin iyi gittiğini zannedebilirsiniz.
İyiye gittiği yok. İlk kez işsizlik yardımına 1 milyondan az insan başvurduğu doğru evet. Bunun sebebi 30 küsur milyon insan çoktan işsizlik yardımına başvurmuş olması. Bugün onlarca milyon insan işsiz ve işsizlik, 1920lerin sonundaki büyük buhrandan itibaren tarihte bu seviyelerde hiç görülmedi.
Koronavirüsün yayılmasını engelleyecek basit halk sağlığı tedbirlerini bile almaktan aciz hükümet bugün, ekonominin canlanması için gerekli tedbirleri almakta da aynı şekilde aciz.
İşsizliğin ana sebebi hükümetin kendisi değil. Ancak hükümetin yapmadığı ve ekonominin bu durumda olmasının üstesinden gelecek küçük birçok şey var. Öncelikle, eğer temsil ettiği toplum tarafından kontrol ediliyor olsaydı, hükümet birçok işçiyi kamu işçisi olarak kamu hizmeti vermek üzere işe alabilirdi ki buna çok ihtiyacımız var.
Ancak bu hükümet, patronlar tarafından kontrol edildiği için, kamu hizmetlerini devamlı kesiyor. Her hükümet, onlarca yıldır aynı şekilde kamu hizmetinin keserek bu hizmete ayrılan bütçeleri kesintiye uğrattı ya da başka yerlere aktardı.
Bu kesintilerden hepimiz etkileniyoruz. Posta teşkilatı mektupları zamanında iletemiyor - böylece ne ilaçlarımız ihtiyaç duyduğumuzda evimize geliyor ne de önemli yasal dosyalarımızı takip edebiliyoruz. Çatılar çöküyor, insanlar evlerini terk etmek zorunda kalıyor. Çocukların kurşunla zehirlenmesi pahasına su ve kanalizasyon boruları çürümeye bırakılıyor. Kocaman bir mahalle yangınla yok olabiliyor. Toplu taşımada hiçbir gelişme kaydedilmiyor. Otobanlar öyle bakımsız durumdaki arabaların süspansiyonlarının ömründen yiyor.
Bugün, koronavirüs pandemisinin bulaştırıcılığı yüzünden sıkışmış haldeyiz çünkü halk sağlığı birimleri en basit araştırma ve test için bile ayrılacak kaynağa sahip değillerdi; sağlık işçilerine kişisel koruma sağlayacak kadar bile kaynakları yoktu!
Tüm bu örneklere sebep olan bir tek şey var: Kamu hizmetine aktarılması gerekirken devlet yardımı, vergi kesintisi ve bağış adı altında büyük şirketlere aktarılan para. Tüm çocukların eğitimi için devlet okullarına aktarılması gereken para ülkenin en zengin insanlarının ceplerine vergi kesintisi olarak döndü. İnsanların tıbbi ihtiyaçlarını karşılamak için harcanması gereken para büyük bankaların ve gayrimenkul spekülatörlerinin kasalarına gitti.
Bir başka deyişle, tüm topluma hizmet için kullanılması gereken para küçücük bir kapitalist sınıfın ceplerini doldurdu.
Kamu hizmetlerinin mali kaynaklarının kesilmesi demek daha az işçinin o hizmetleri gerçekleştirmesi için işe alınması gerek. Böylece hükümet işsizliğe katkıda bulunmuş oluyor.
Trump mı Obama mı Bush mu Clinton mı yoksa Demokratlar mı Cumhuriyetçiler mi sorularının cevabının bir önemi yok. Hükümette kim olursa olsun kamu hizmetlerinin kaynakları kesildi. İşe yarar işler için işçi alımı gözden çıkartıldı.
Bu ülkenin hükümetleri, toplumun çıkarına hizmet etmeyen yola gireli çok oldu - yaklaşık 150 yıl önce. Bu hükümet, patronlar için patronlar tarafından idare edilen bu hükümet yanlış giden her şey için mücadele etmemizi engelleyen bir bariyerden ibaret.
Böyle bir hükümet kenara atılıp çürümeye bırakılmalı ve yerini, neyin önemli olduğunu ve önemli olan şeylerin de nasıl çalıştığını bilen örgütlü işçi sınıfı almalı.
İşçiler olarak eğer tüm bilgimizi, tecrübemizi ve becerilerimizi birleştirirsek dünyadaki herkese hizmet eden bir ekonomiyi organize edip sürdürebiliriz.
Bu hükümet, bugün olduğu gibi sadece patronlara hizmet ediyor ve seçimle gitmeyecek. Ancak ve ancak işçi sınıfının bilinçli örgütlenmesinin mücadelesi ile bu düzen değişebilir. (The Spark, 17.08.2020)