Gazze: Katiller hem Washington’da, hem de Paris’te bulunuyor

İsrail ordusu Gazze Şeridi’nin güneyinden çekileceğini açıkladı. Ancak bu hiçbir şekilde bir ateşkes değil. Netanyahu ve üst düzey yetkililerinin açıklamalarına göre, ordu yeni bir aşamaya geçiyor : Mısır sınırında bulunan ve iki milyon mülteciye ev sahipliği yapan Refah kentine kara müdahalesi hazırlığı yapılıyor. Yani Filistinliler son altı aydır içinde bulundukları cehennemden çıkmış değiller!

Ölümcül ve yıkıcı bombardımanların yanı sıra insani kriz ve kıtlık da bulunuyor. Hastaneler şimdiden çocukların yetersiz beslenmeden öldüklerini bildiriyor. Yiyecek ararken vurularak öldürülen erkekler veya çocuklar, sözde hedefli bombardıman altında kalan aileler... Batılı yöneticilerin hiçbir müdahalesi olmaksızın, her gün yeni bir dehşet diğerlerine ekleniyor.

Geçen hafta gıda yardımı getiren yedi görevlinin öldürülmesi olayında öfkelendikleri gibi, öfkelenmeleri için, Batılıların öldürülmesi gerekiyor. Ama örneğin Gazze Şeridi’ndeki en eski ve en önemli hastanelerden biri olan ve şüphesiz yüzlerce sivilin ölümüne neden olan Al Shifa Hastanesi’nin tamamen yıkılmasını kim kınayacak?

Biden’ın Netanyahu ile yaptığı son telefon görüşmesinde, sivillerin korunması için acil ve somut önlemler alınmaması halinde,

ABD’nin İsrail’e verdiği desteği geri çekmekle tehdit ettiği bildirildi. Ayrıca, birkaç milyar dolar değerindeki savaş uçaklarının teslimatını onayladıktan hemen sonra ateşkes çağrısında bulunduğu da bildirildi. Bu dehşet verici bir ikiyüzlülük!

Amerika Birleşik Devletle-ri’ndeki kendi destekçileri tarafından sorgulanan Biden, hiç şüphesiz müttefikinin daha ölçülü davranmasını, aşırı davranışlardan kaçınıp kendisini tutmasını tercih ederdi. Öyle ki, İsrail ordusu, Hizbullah’a saldırmak için Güney Lübnan’ı ve hatta çatış-mayı daha da yaygınlaştırma riskini göze alarak, Şam’daki İran Konso-losluğu’nu yok ettiği Suriye’yi bombalama cesareti gösteriyor.

Ancak Biden, tiyatro yapma bir tarafa bırakılırsa, Netanyahu’nun elini kolunu bağlamak ve Gazze’deki trajediyi durdurmak için, sadece insani açıdan bile olsa, hiçbir şey yapmıyor. Yani ABD, Netanyahu’yu ikna edemediği için güçsüz mü olacak? Bu dünya ile alay etmek anlamına geliyor !

Dünyanın ilk sırada yer alan güçlü devleti, ne zamandan beri, istediği takdirde askeri birliklerini ve malzemeleri göndermekten geri duruyor ? Kaç rejimi cezalandırdı, yalıttı, yalnızlaştırdı, marjinalleştirdi ve hatta devirdi?

Tüm müdahale olanakları, ABD’nin kolayca ulaşabileceği konumda, elinin altında bulunuyor. Herşeyden önce de, ABD’nin mali ve askeri desteği olmadan varolamaz İsrail, sözkonusu olduğunda hemen müdahele edebilir. Aslında ABD, İsrailli müttefiklerini zorlamak istemiyor, üstelik ne Filistinliler, ne Birleşmiş Milletler’in (BM) aldığı kararlar ve sıkça dile getirdikleri «Ulusların kendi kaderlerini tayin hakkı » umurunda bile değil.

Macron, Biden’dan daha az değer taşıyor ama onun ölçeğinde de o da Gazze’deki katliamın gerçekleşmesine engel olmadı. Ve İsrail devletinin politikalarını kınamak isteyenleri, antisemitizmle suçlayarak susturmaktan asla vazgeçmiyor.

Dolayısıyla Gazze’de ölen en az 33 bin erkek, kadın ve çocukların sorumluluklarının, sadece Netanyahu’ya değil, aynı zamanda da Batılı yandaşlarına yüklenmesi gerekiyor.

Gazze ve Batı Şeria’daki Filistinliler, 75 yıldır emperyalizmin sunağında kurban ediliyor. Dünyayı yöneten yöneticiler, Filistin mezar-
lıkları dolup taşarken ve İsrail’in baskıcı gücü hüküm sürerken barıştan bahsediyorlar.

Emperyalist güçler barış, demokrasi ve refah güvercinleri değiller. Ne Gazze’de, ne Ukrayna’da, ne Haiti’de ne de Tayvan’da da değiller. Ruanda’da da Fransız devletinin, onun ileri gelen yöneticilerinin, bakanlarının ve cumhurbaşkanının aktif suç ortaklığıyla 800 bin insanın katledildiği bir soykırım anılınıyor.

Dünyanın efendileri talanları, egemenlikleri ve iğrenç hesaplarıyla savaş sarmalına katılıyorlar. Bu savaşa doğru yürüyüşün tek alternatifi, bütün dünyanın sömürülenlerinin, kendi yöneticilerine ve onların somut olarak ortaya koydukları kapitalist düzene saldırarak temsil edebildikleri olacak.

(LO 10.04.24)