Sinif Mucadelesi

Siyasetçiler seçim, kitleler geçim derdinde

Cumartesi 16 Mart 2024

Siyasetçilerin gündeminde yine seçim var. Ancak işçi sınıfının gündeminde daha da kötüye giden işsizlik ve hayat pahalılığı bulunuyor. Erdoğan, kitleleri seçim konuşmalarıyla oyalıya dursun, işçi sınıfının en temel sorunlarına çözüm bulmak için hiçbir çaba göstermiyor, tam aksine onları fırsat olarak kullanıp, patronların işlerini görüyor, kadroları patronların çıkarları için gerekli düzenlemeleri hızla yapıyor. Son yapılan değişiklikle, işsizlik sigortası fonundan, işsiz her 10 işçiden sadece 1 işçi yardım alabiliyor ve bu fondan patronlara aktarılan pay, yüzde 30’lardan yüzde 50’ye çıkmış bulunuyor. Ülke dışından para bulamayan hükümet, çok düşük ücretler vererek işçi sınıfının sırtından yapılan birikimi, patronlara dağıtıyor. Patronlar, farklı gerekçelerle devletten aldıklarını, işçinin sırtından elde ettikleri kârlara ekleyip üretimle ilgisi olmayan şekilde kullanıyor, ya da ülke dışına çıkarıyor. Erdoğan iktidarının yarattığı bu yağma düzeni, ekonomik krizi hızlandırıp, büyütüyor.

Geçen seçimde hem AKP, hem de Erdoğan, hiçbir büyük şehirde birinci parti olamadı. Bu nedenle, işçi sınıfının yoğun olduğu şehirlerde, patronları teşvik etme ihtiyacı duyuyor. Artık kimsenin tek bir gece deliksiz uyuyamadığı İstanbul’da, depreme hazırlık için son yıllarda hiçbir şey yapılmadı. 20 yıldan fazladır toplanan para başka işler için kullanıldı, son 5 yılda İBB’nin yapmak istedikleri engellendi. Açıklanan konut kampanyası, adeta inşaat iş kolu patronlarına can suyu olma amacını taşıyor. İşsizler ise, bu tür kampanyaları, geçici de olsa iş bulma umudu, olanağı olarak görüyor. İşte Erdoğan kitleleri, patronlara mahkum eden böyle vaatlerle oy topluyor. Erdoğan, patronlara para dağıtarak, konut kampanyası açıklayarak, iş kanununda değişim, hatta demokratik anayasa vaat ederek, patronların desteğinin sürmesini sağlamaya çalışıyor. Patronlar da, para, sipariş, yasal güvence gibi olanaklar sunarak, önceki seçimlerde olduğu gibi, baskıyla, yanlarında çalışan emekçilerin oylarını yönlendirecek, kime oy vereceklerini dikte edecek.

Erdoğan, öte yandan seçmenleri, hizmet vermemekle, sosyal yardımları kesmekle, hatta doğal gazla tehdit ediyor. Depremin üzerinden bir yıl geçmesine rağmen, suyu olmayan, elektrik direkleri dikilmeyen, okulları yapılmayan, marketleri, havaalanı açılmayan Hatay’ı bilerek, özellikle örnek gösteriyor.

Genel seçimden sonra doların 30 liranın üzerine çıkacağını söyleyenler, o dönemde « felaket tellalı » diye suçlanmıştı. Şimdi, nisandan sonra 40 lirayı aşacak diyenler aynı şekilde suçlanıyor. Elbette ki sorun, dolar tahminlerini tutturmak değil, devam eden satın alma gücünün erimesine bir çare bulmak olarak ortaya çıkıyor. Hükümet, tahminleri öne çıkarıp pahalılıkla ilgili söylenenlerin üstünü örtüyor. Çünkü Erdoğan artık, geçmişte yaptığı gibi soğan, patates çadırları kurarak göz boyıyamayacağının farkında. Zaten pahalılığa karşı hiçbir önlem alınmıyor; ne enflasyonu düşürmek, ne de ücretleri yükseltmek gündemde bulunmuyor. Bu nedenle iktidarın seçim gündemi ile kitlelerin geçim gündemi birbirinden farklı.

Aynı durum, diğer siyasi partiler için de geçerli. Siyasetçiler için parti, koltuk çıkarları her şeyin üstünde. Savundukları görüşler değişmediği halde geçen seçimde dost olanlar, ittifak yapanlar bu seçimde düşman oldu. Milletvekili seçilmek için her yolu deneyenlerin bir kısmı şimdi belediye başkanı olmak için aday oldu. Parti değiştirenler, aday olamayınca değiştirdikleri partiyi de tekrar değiştirenler, kavga çıkaranlar... bütün bunlar bir belediye koltuğu için yapılıyor. Belediye koltukları, büyük paraların, hatta bazı illerde bakanlık bütçesini aşan paraların dağıtıldığı, yüksek maaşların alındığı, kayırmacılığın yapıldığı, ranta ulaşmanın çok rahat ve bolca olduğu yerler.

Erdoğan üstelik, çıkardığı kararnamelerle, belediyelerin elindeki bu olanakları kısıp kendi yetkisi altına alıyor. Belediyenin kendi seçim bölgesinde dağıtacağı olanakları kısıyor.

İşçi sınıfı böyle bir düzende, bu siyasi parti sisteminde neye göre oy verecek ? Kitleler, neyi ölçü alıp oy kullanacak? Zaten sorunları çözmeyen, seçimden sonra buharlaşacak olan vaatleri mi, birbirinden beter parti veya siyasetçileri mi, yoksa bu güne kadar yapılanları mı temel alacaklar? Bunların hiç birinin elle tutulur bir tarafları yok. İşçilerin ve emekçilerin kendi çıkarlarını, önce kendi ülkelerinde yürüttükleri mücadelelerle, aynı zamanda da uluslararası işçi sınıfıyla dayanışma halinde Enternayonal düzeyindeki ilişkiler çerçevesinde yürütecekleri mücadelelerle savunmaları gerekıyor.. Bu onların tek çıkış yolunu ve güvencesini oluşturuyor.
( 01.03.24 )


Ana sayfa | İletişim | Site planı | |

Site yaşamını izle tr  Site yaşamını izle Sınıf Mücadelesi Sayı: 299, 16 Mart 2024  Site yaşamını izle BAŞYAZI   ?