DİSK şovu... Ankara yürüyüşü
150 bin metal işçinin toplu sözleşmelerine denk gelen günlerde, ismi Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) olan bir konfederasyon ve ona bağlı sendikalardan, fabrika faaliyetlerinde yoğunlaşıp metal işçilerinin üretimden gelen güçlerini kullanıp, güçler dengesini işçilerden tarafa dönüştürüp, işçilerin haklarını elde etmesine katkıda bulunmaları bekleniyordu. (Tıpkı metal işçilerinin 2015 yılı toplu iş sözleşmelerinde komiteler kurarak yaptıkları mücadele gibi). Ama DİSK yönetimi Kılıçtaroğlu’nu taklit ederek, İstanbul-Ankara arasında yürüyüş şovu yaptı.
İstanbul-Ankara arasında yürüyüş şovu
DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu ve Yönetim Kurulu’nun « Gelirde Adalet Vergide Adalet » talebiyle örgütlediği yürüyüş, 13 Kasım’da İstanbul Söğütlüçeşme’de başlayıp 5 gün sonra Ankara’da bitti.
DİSK heyeti birinci günün sonunda Gebze’ye, İkinci günün sonunda Kocaeli’ye sonra Yalova’ya, üçüncü gün Bursa’ya, dördüncü gün Bilecik’e ve beşinci gün ise Ankara’ya ulaştı. DİSK Genel Başkan Yardımcısı Remzi Çalışkan yaptığı bir konuşmada «Yüksek enflasyon gelirlerimizin erimesine, gelir dağılımındaki adaletsizliğe, yaptığımız toplu iş sözleşmelerinin üç ay sonra anlamının kalmamasına yol açıyor. Önemli bir sorun da, vergide adaletsizlik. DİSK olarak demokrasi ve emek mücadelesi veriyoruz. Bugün Ankara’da olacağız ve adaletsizliğe karşı bir miting yapacağız. DİSK yürüyecek umut büyüyecek. » Evet Ankara’da CHP’nin eski Başkan yardımcısı ve yeni Başkan’ı Özgür Özel le şov yapıldı. Büyük sermayenin önemli partilerden biri olan ve işçi düşmanı aşırı sağcı Meral Akşener ile ittifak yapan ve yeniden ittifak yapmak isteyen Özgür Özel ile mi işçi sınıfının haklarını savunacaklar ?
DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş Sendikası 21. olağan Genel Kurulu
Bu son Genel Kurul 2-3 Aralık tarihlerinde Kartal Titanic Otel’inde yapıldı. 263 delegenin oy kullandığı kongrede, tek liste ile seçime gidildi ve 20 yıl boyunca genel başkanlık görevi yapmış olan Adnan Serdaroğlu aday olmadı. Yeni Başkan Özkan Atar oldu. Serdaroğlu ve Atar 20 yıl önce « mücadeleci bir sendikacılık » ve sınıf sendikacılığı iddiası ile birlikte yola çıkmışlardı. Bu 20 yıl boyunca yaptıkları uygulamalar sınıf sendikacılığından çok ama çok uzaklaştı.
Evrensel gazetesine göre delegelerin neredeyse tamamı metal iş kolunda ortalama işçi ücretlerin açlık sınırının gerisinde kaldığı (Türk-İş Kasım ayı açlık ve yoksulluk araştırmasına göre açlık sınırı 14 bin 25 lira, MESS kapsamındaki işyerlerinde ortalama ücret ise 14 bin liradır) gerçeğine dikkat çekti.
Kongre gerçekten demokratik olmaktan çok uzaktı. Seçimler tek liste ile yapıldı. Seçimlerin çarşaf liste ile yapılmasını öneren ve yönetim kuruluna aday olan iki delegenin soruları hiç de dikkate alınmadı. Aday olmak için niçin liste çıkarmak gerekiyor ? Blok liste çıkarmayı dayatmak demokratik bir yöntem mi ? Daha da önemlisi fabrikada delegelerin seçimle yapıldığını söyleyebilir miyiz ? Gerçekten seçim işi yapıldı, yoksa delegeler kendilerini listeye mi yazdılar ! Neticede blok liste 233 oy ile seçildi ve 3 ret oyu verildi.
Evet işçi sınıfını temsil ettiğini söyleyen sendikalar işçi sınıfını lafta savunuyorlar. Gerçekten yaptıkları ise işçi aidatları ile güzel maaşlar elde etmek oluyor.
İşçi sınıfının tek çaresi ise kendi denetiminde, kendi öz örgütlerini oluşturmak, üretimden gelen gücünü kullanarak haklarını savunmak olarak belirginleşiyor.
