Ana sayfa > Arşiv > Arşiv 2008 > Sınıf Mücadelesi Sayı : 116 - 1 şubat 2008 > Fabrikalardan ... İşyerlerinden > Fabrikalardan ... İşyerlerinden
Fabrikalardan ...
İşyerlerinden
Bu bölümün makaleleri
İşçilerin katili buhar kazanı değil, patronlar (İşçilerin katili)
Pazar 24 Şubat 2008
Davutpaşa’da sabah iş saatinde bir iş merkezindeki patlamada 22 işçi öldü, 160’tan fazla işçi yaralandı.
Yetkililer patlama sonrasında yıkılan binada birçok işyeri olduğunu açıkladı. Binada buhar kazanı olan ruhsatsız kot yıkama atölyesi var. Belediye tarafından mühürlenmiş olan atölye çalışıyor. Yine belediye (...)
Patron-sendika el ele güzel günlere (Gıda)
Pazar 24 Şubat 2008
Sözleşme gereği ikinci yıl zammı TÜFE oranında (8.4) oldu. bu oran yeni imzalanan sözleşmelere yakın bir rakam ama ücretler düşük olduğu için fazla bir işe yaramıyor. Bazı işçilere buna ek olarak yüzde 10-15 arasında ek zam yapıldı. Bunun nedeni işçiler arasında bölünme yaratmak ve bazı işçiyi patronun kendi safına (...)
İşçi zaferlerinden ders almalıyız (Gıda)
Pazar 24 Şubat 2008
Cumhuriyetçi, halkçı, demokrat patron üç ay önce şoföre Cumhuriyet gazetesini işyerine getirmemesini söylemişti. Aynı şoföre, iş elbisesi giymediği için ve başka benzeri kurallara uymayacaksa işten atmakla tehdit ve küfür etti.
Patron diğer işçileri de küfür ediyor. Ama çoğu işçi sesini çıkarmıyor. Kimsenin (...)
Herkes bildiğini okuyor sonuç nereye varacak? (Belediye)
Pazar 24 Şubat 2008
Üçüncü toplusözleşme dönemindeyiz. Sözde "Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu" DİSK’e bağlı Genel İş İstanbul 3 Nolu Şubesi yöneticileri hiç kimseye danışmadan kendi kafalarına göre sözleşme taslağı yaparak patrona sundu. Hiçbir işçi taslağı görmüş değil. Sendika işyerinde patronun gücüyle örgütlenmişti. Bundan (...)
DİSK’te işçisiz sözleşme süreci (Belediye)
Pazar 24 Şubat 2008
İşyerinin üçüncü, DİSK’in işyerinde örgütlenmesinden bu yana ikinci sözleşme dönemine girdik. Önceki sözleşme, sendikal rekabetten dolayı işçinin isteği dikkate alınmadan, işçi sözleşme sürecine katılmadan imzalanmıştı. İşçiye ise, ilk sözleşme olduğu her hakkın hemen alınamayacağı, zaman gerektiği yalanı söylenmişti. (...)
