Sinif Mucadelesi

Çözüm sürecinde bir ileri iki geri

Çarşamba 7 Ağustos 2013

PKK militanlarının büyük bir kısmı Türkiye sınırından çekildi. Hükümetin şimdiye kadar “demokratikleşme” dediği hukuki, siyasi adımları atması, eğitim sistemine yönelik ciddi değişikler yapması gerekiyordu.

Ancak AKP herhangi bir adım atmadığı gibi üstü örtük bir şekilde hem tutuklamalara hem de Güneydoğu’da karakol inşasına devam etti hatta birkaç hafta önce bir Kürt, karakol inşasını protesto ederken askerler tarafından öldürülmüştü.

Bu süre içerisinde BDP, hükümete birkaç kanun önerisinde bulundu ve birkaç görüşme yapıldı ancak sonuç çıkmadı. Bugün gelinen noktadaysa hükümet artık hiçbir adım atmaya niyetli olmadığını ortaya koyuyor.

Hükümetin bahanesiyse PYD’nin Türkiye sınırında yer alan Suriye’nin kuzeyinin bir kısmında kontrolü ele geçirmesi. Hükümet kıvırmaya bile gerek duymadan bu şartlar altında hiçbir şey yapmayacağını söylüyor. Çözüm sürecinin başladığı, mektubun okunduğu günden bu yana başbakanı, “yüzyılın sorununu çözen cesur adam” gibi lanse eden medya anında U dönüşü yaptı. Şimdilerde medya, Kürt hareketinin sözünü tutmasının karşısında, hükümeti haklı çıkaracak bahaneler arıyor. Başbakan da onlara bahane olarak Suriye’yi gösteriyor. Medya Suriye’de Kürtlerin bölgeyi ele geçirdiğinden yakında PKK ile birleşerek Türkiye’yi böleceğinden bahsederek hükümeti haklı çıkartacak dayanaklar oluşturmaya çalışıyor.

AKP’nin iyi geçindiği tek yer Kuzey Irak Kürt Bölgesi. Çünkü orada petrole dayalı bir zenginlik yani para var. Bu bölge inşaat ve petrol sektörü için tam anlamıyla cennet. Yedi yirmi dört devam eden inşaatlar, Uzak Asya’dan ve Afrika’dan gelen neredeyse bedavaya çalışan işçiler Türk patronların iştahını kabartıyor. Kuzey Irak Bölgesi’yle Türk sermayesi arasındaki ticari ilişkinin artması ve Türk sermayesinin küresel ölçekte çok önemli bir konuma sahip olan coğrafyaya yakın olma, enerji kaynaklarında söz sahibi olma arzusu, AKP hükümetini siyasi olarak iki arada bir derede bırakıyor.

Bu nedenle AKP sürekli bir öyle yapıyor bir böyle. Birkaç haftadan bu yana hakkında atıp tuttukları PYD lideri Salih Müslim hemen ardından da Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi Başbakanı Neçirvan Barzani Dış İşleri Bakanlığı’nın özel davetlisi olarak Türkiye’ye geldi, karşıklı anlaşıldığı yazıldı. Salih Müslim’in “teröristliği” bir günde bitmiş oldu!

Bir tarafta Kürdistan’da iş yapmak isteyen Türk burjuvazisi öte tarafta kendine de pay isteyen Kürt siyasetçiler. AKP bu ikilem karşısında, bir o yana bir bu yana kıvrılıyor. Bunu yapmasının amacıysa bir taraftan her ne kadar anlaşmazlık içine düşseler de Türk burjuvazinin istekleri için uygun ortamı oluşturmak hem de Kürt siyasetçilere en az payı vermek. Üstelik Ortadoğu’daki siyasi hareketlilik, şu anda Kürt hareketinin elini güçlendirmiş gibi görünüyor. Bu nedenle de AKP, Kürt siyasetçilere eskiden olduğu gibi istediğini dikte edemiyor.

Öte yandan BDP yönetimi de Türk emekçilerle birlik olmak yerine, binlerce Kürdü öldüren, yüz binlercesini evsiz bırakan Türk burjuvazisinin temsilcisi AKP ile yaptığı pazarlığın dışına çıkmamak için elinden geleni yapıyor. Çözüm sürecinin başında dile getirdikleri, Kürt kitleleri peşlerine taktıkları ana dilde eğitim, ana dilde savunma gibi talepler yerine Öcalan’ın sağlık koşullarından, tecridinden bahsediyorlar. Öcalan’ın durumu iyileştirilmeli ama asıl önemli olan Kürt kitlelerin sırf Kürt olduklarından ötürü yaşadığı ayırımcılık. Sırf sınıfsal konumlarından ötürü yaşadıkları yoksulluk, işsizlik.

Şu bir gerçek ki AKP hükümeti, ne verirsem kabul etsinler, başka bir şey istemesinler diyor ama karşılığında her şeyi almak istiyor. AKP’nin bu tavrı sadece Kürt kitlelere ya da Kürt siyasetçilere yönelik de değil. AKP karşısında hak isteyen herkes aynı siyasete maruz kaldı. Öğrenciler, işçiler, Kürt kitleler, kadınlar… Hepsi haklarını talep ettiğinde karşısında devletin polisini, medyadaysa terörist ilan edildiğini gördü.

Bu nedenle AKP’yi ve burjuva zihniyeti taşıyan siyasetleri geriletmenin tek yolu Kürt, Türk ve Arap emekçilerin birlikte, kendi sınıf çıkarları etrafındaki mücadelesinden geçiyor. (26.07.13)


Ana sayfa | İletişim | Site planı | |

Site yaşamını izle tr  Site yaşamını izle Arşiv  Site yaşamını izle Arşiv 2013  Site yaşamını izle Sınıf Mücadelesi Sayı : 182 - 3 Ağustos 2013  Site yaşamını izle Siyasetin Gündemi   ?