Sinif Mucadelesi
Suriye - İsrail

İç savaştan bölgesel savaşa doğru mu?

Çarşamba 5 Haziran 2013

İsrail askeri hava kuvvetleri, son 4 ay içerisinde üçüncü defa Suriye’ye saldırı düzenleyip bazı tesisleri bombalayarak onlarca kişinin ölümüne yol açtı. Geçmişte defalarda olduğu gibi, İsrail hükümeti, saldırının gerekçesi olarak Suriye’nin Lübnan’daki Hizbullah’a silah sağlanmasını gösterdi.

Diğer yandan Suriye’den yeni katliamların görüntüleri geliyordu. Bir Birleşmiş Milletler görevlisi, Suriye muhalif güçlerinin diktatör Beşar Esad yanlısı olmakla suçladıkları insanlara karşı zehirli gaz bombaları kullandıklarını söyledi. Birleşmiş Milletler, hemen bu açıklamanın doğru olmadığını duyurdu. Onlar için böyle bir açıklama gerçekten de ters bir zamanda geldi! Çünkü çok kısa bir zaman önce ABD hükümeti, eğer Suriye hükümeti isyancılara karşı zehirli gaz kullanırsa Batılı güçlerin müdahale edip isyancıları silahlandıracakları tehdidinde bulunmuştu.

Gerçekten de Suriye’deki kitleler, bir taraftan iç savaştan dolayı rejimin şiddetli ve yaygın katliamıyla, artık açıkça görüldüğü gibi, iktidardaki rejimden geri kalır yanı olmayan silahlı muhalifler arasında sıkışıp kaldılar ve çok büyük acılar çekiyorlar. Batılı yöneticilerin tutumuna gelince onlar hala daha ne gibi bir tavır geliştirecekleri konusunda karar veremiyorlar.

Başta ABD olmak üzere, Fransa da dahil bütün emperyalist güçlerin endişe ettikleri tek konu bölgedeki çıkarlarını nasıl sürdürebilecekleridir. Onlar için bölgedeki petrol kuyularını, enerji boru hatlarını ve enerji ulaşımı için gerekli deniz yollarının güvenliğini sağlayacak olanların en feci diktatörlükler olması ve bölge haklarının tel örgülerle çevrilmiş olması hiç de sorun değil. İşte bu açıdan diktatör Beşar Esad’ın rejimi sağlam olduğu müddetçe, İran ve Rusya’nın müttefiki ve İsrail’in platonik düşmanı olsa da hiç de sorun değildi.

Ancak şimdi artık Batılı güçlerin müttefiki olan Suudi Arabistan ve Katar’ın açıkça desteklediği silahlı gruplar, rejimi tehdit ediyor. Esad rejimi ise şimdiye kadar yaptığı sayısız katliama rağmen muhalefeti susturmayı başaramadı. İşte bu nedenle eskiden istikrarlı olan rejim, artık istikrarsızlaştı. Buna ek olarak, silahlı muhalif gruplarlar birleşemediği gibi, önemli bir kısmı da tamamen denetim dışı. Bu nedenle gelecek, büyük güçler açısından garantili değil. İsrail her ne kadar emperyalist güçlerin bölgedeki koruyucusu olsa da, Suriye’deki kitlelerin çektiği acılar onu etkilemiyor. Çünkü Esad’ı destekleyen İsrail’in baş düşmanı olan Hizbullah’ın ve destekleyicisi İran’ın güç kaybetmesi de fazla önemli değil. İşte bu nedenle, İsrail hava güçlerinin saldırısı, ABD’nin yakında büyük ölçekte Beşar Esad ve müttefikleri İran ve Hizbullah’a karşı olası bir savaşı hazırlamasına yardımcı olabilir.

Ortadoğu’nun durumu, gittikçe farklı dış güçlerin etkisiyle değişik biçimlerde bölünmüş olan bölge halklarının, ya emperyalizmin direk boyunduruğu altında, ya da dolaylı olarak bölgesel laik veya dinci diktatörlükler tarafından ezilmeye mahkum oldukları gösteriyor.

Maalesef şu anda Batılı emekçilerin, Ortadoğu’daki emekçilere yapabileceği en iyi iyilik, Birleşmiş Milletler kisvesi altında olanlar da dahil, Batılı hükümetlerin tertipledikleri diplomatik manevralara ve bütün askeri müdahalelere karşı çıkmaktır. Çünkü yangını söndürebilecek olanlar, kesinlikle yangınları başlatanlar olamaz: Bunu somut olarak Irak, Afganistan veya Mali’de yaşananlar yoluyla çok iyi görebiliriz. LO (10.05.2013)


Ana sayfa | İletişim | Site planı | |

Site yaşamını izle tr  Site yaşamını izle Arşiv  Site yaşamını izle Arşiv 2013  Site yaşamını izle Sınıf Mücadelesi Sayı : 180 - 7 Haziran 2013  Site yaşamını izle Uluslararası Gündem   ?