Sinif Mucadelesi
Venezuelle

7 Ekim seçimlerinden sonra Chavez yine iktidarda

Çarşamba 14 Kasım 2012

1999’dan bu yana Venezuella’yı yöneten Hugo Chavez, 7 Ekim günü yeniden 6 yıllığına, 28 milyon nüfuslu petrol zengini ülkenin başına seçildi. Seçmenlerin yüzde 80’nin katıldığı seçimde Chavez, yeniden rahat bir şekilde oyların yüzde 54.4’ünü alarak seçildi. Rakibi sağın adayı, zengin bir aileye ait, yerel oligarşiye bağlı ve yıllardan beri Chavez’i iktidardan düşürmeye çalışan ve de emperyalist güçlerin desteklediği Henrique Capriles ise yüzde 44.9 oy alabildi.

Yerli hakim sınıf 1998’e kadar ülkenin devasa akaryakıt zenginliklerini talan eden yabancı şirketlerin aracısı olarak emekçi kitlelerin aleyhine büyük kazançlar elde ediyordu. 1999’dan itibaren bu yerel zengin sınıfı Chavez iktidarı ile işbirliği yapıp petrol rantının bir kısmını halk kitleleriyle paylaşmayı öğrendi. Böylece 1998’de yüzde 48 olan yoksulluk bugün yüzde 27’ye ve işsizlik yüzde 14’ten yüzde 7’ye indi. Geniş kitlelerin büyük bir yoksulluk içerisinde yaşadığı Latin Amerika için bu büyük bir başarı.

Yönetici sınıflar, ülke zenginliklerinin en küçük bir paçasının bile dağıtımına kendisinin karar verememesine hiç tahammül edemiyor. İşte Chavez’in devlet başına gelmesinden bu yana ona olan nefretleri bundan. Chavez, 14 yıl içerisinde 15 seçim tertipledi, biri dışında yani referandum hariç bu seçimlerin hepsini kazanmış olmasına rağmen, zenginleri temsil eden siyasetçiler yıllardan beri sürekli “demokratik değil” diye saldırıyorlar.

Çok demokratik olduğunu iddia eden oligarşi, on yıl önce ABD’nin yardımıyla askeri darbeyle Chavez’i devirmeye çalıştı. Ama başarılı olamadı, çünkü yoksul semtlerdeki kitleler ve ordunun çoğunluğu darbeye karşı çıktı. Ardından birkaç ay sonra, yine bu hakim sınıf, bir kamu kuruluşu olan ulusal petrol şirketini (PDVSA) ele geçirmeye çalıştı ve bunda da başarılı olamadı. Petrol şirketi çalışanları ve kitleler, zenginlere bağlı olan şirket yönetimini gönderdiler. Ardından sağ partiler dibe vurduğu için genel seçimi boykot etmesi Chavez’in Meclis’teki çoğunluğunu devam ettirmesine katkıda bulundu.

Bu son seçimde ise Capriles ve oligarşi başka bir tercih yaptı. Bu defa hem seçimlere katıldılar hem de Chavez’in sosyal programlarına dokunmayacaklarını açıkladılar. Böylece bir kısım yoksul seçmen kitlesini kendilerine çekmeye çalıştılar. Ama Capriles’in programının bazı bölümleri halk kitleleri için gerçekten endişe vericiydi: Örneğin fiyatlar üzerindeki denetimin kaldırılması gibi.

Chavez’in bütün uygulamaları her ne kadar da yoksul semtlerde yaşam şartlarını tamamen iyileştirmiş olmasa da, ona oy veren bazı kesimler arasında belirli hoşnutsuzluklar olsa da, kitlelerin çoğu, Chavez’e şimdiye kadar onlar için yaptığı uygulamalar nedeniyle yine ona oy vermeyi tercih etti. Chavez rejimi yoksulluğa, cehalete karşı mücadele etti ve sağlık alanında 40 bin Kübalı hekimin de katkısıyla, özellikle yoksul semtlerde sağlıkta büyük iyileştirmeler gerçekleşti. Ama diğer yandan Chavez’in konut programında büyük aksaklıklar devam ediyor.

Bütün sözü edilen bu uygulamaların sınırları ortada olmasına rağmen, genel olarak yoksul semtlerdeki kitlelerin yaşam şartlarında belirli iyileştirmeler oldu ve yoksulluk biraz azaldı. Bunlar, petrol gelirlerinin bir kısmının kitlelerin yararına kullanılması sonucu yapıldı. Üstelik o kadar da zor olmadı, çünkü son yıllarda petrol fiyatı sürekli arttı. Halbuki daha önceki dönemde petrol gelirlerinin tümü, emperyalist çokuluslu şirketlerin ve yerel oligarşinin kasalarına akıyordu.

Chavez rejiminin petrol gelirlerinin bir kısmını yoksullara dağıtmasına rağmen zenginler servetlerine servet katmaya devam ediyorlar; nüfusun en zengin yüzde 20’si ulusal gelirin toplam yüzde 50’sine el atmaya devam ediyor.

Aslında Chavez’in övünerek söz ettiği “21’inci yüzyıl sosyalizmi” sadece laftan ibaret. Çünkü işçilerin kesinlikle iktidarda olmadığı, hatta grev yaptıklarında baskılara uğradıkları, yöneticilerin eski yöneticiler gibi aynı ayrıcalıklara sahip oldukları, hakim sınıfın kopardığı yaygaraya rağmen, servetleri ellerinden alınmadığı gibi ulusal gelirden aslan payı almaya devam eden bir ülkede sosyalizmden söz edilebilir mi?

Aslında Chavez’in uyguladığı sosyal programlar, bütün sınırlarına rağmen, krize rağmen de, eğer devletlerin esas dürtüsü hakim sınıfların ayrıcalıklarını korumak olmayıp kitlelerin temel ihtiyaçlarını karşılamak olsa, bütün dünya ülkelerinde de gerçekleşebilir. LO (12.10.12)


Ana sayfa | İletişim | Site planı | |

Site yaşamını izle tr  Site yaşamını izle Arşiv  Site yaşamını izle Arşiv 2012  Site yaşamını izle Sınıf Mücadelesi Sayı : 173 - 2 Kasım 2012  Site yaşamını izle Uluslararası Gündem   ?