Havayolu çalışanlarının haklı mücadelesini destekliyoruz
Çalıştıkları sivil havacılık işkolunun grev kapsamına karşı çıkmak için mücadele eden THY çalışanları işten çıkarıldı. Sivil havacılakta 35 bin civarında çalışan var. 15 bine yakını, Hava-İş sendikasında örgütlü. Türk Hava Yolları ile sendika arasında yapılması gereken toplu iş sözleşmesi 18 aydır yapılamıyor. Yine THY Teknik’teki sözleşme ise 12 aydır bekliyor. Sendika, ortalama yüzde 14 zam istiyor ancak yönetim yüzde 3 teklif ediyor. Uyuşmazlık zaptı tutulan sözleşmede, hakem heyeti de uzlaştıramazsa, önümüzdeki günlerde grev kararı alınacaktı.
Tam bu esnada, bir AKP milletvekilinin önerisi ile araçların cadde ve sokaklara park edilmesi, korsan taksiciliğe ilişkin düzenlemeler içeren bir yasaya, Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunu’nun 29’uncu maddesi, “Banka ve noterlik hizmetleri ile havacılık hizmetlerinde grev yapılamaz” olarak değiştirilmesi eklendi. Cumhurbaşkanı da jet hızıyla onayladı.
Havacılık işkolu, artık çok önemli, kârlı ve canlı bir işkolu olması nedeniyle hükümetin kasasını dolduruyor. Bunu kendileri söylüyor. O halde neden çalışanların ücretlerine, çalışma koşullarına, sosyal haklarına iyileştirme getirilmiyor da işçinin en önemli mücadele aracı olan greve yasak getiriliyor? Genel müdüründen bakanına, başbakandan cumhurbaşkanına, hepsi birden bire hemfikir olmadı. Hükümetin de ötesinde, kâr düzenin gerçek yüzü, işçinin karşısında açıkça ortaya çıktı. Başbakanın hemen “THY halka açık bir şirket, yönetim gereğini yaptı” demesi; hisse senedi sahiplerini, bu senetlerle borsada vurgun yapanları, bunlar üzerinden para kazanan bankacıları düşünmek zorundayız demeye geliyor. Kasalarını dolduran, ekonomilerini çeviren, bütün işleri yapan çalışanlara en küçük bir hak vermek istemiyorlar.
Oysa THY çalışanları, değil fazladan istek, aynı işkolunda çalışanlarla aynı haklara bile sahip değil. Uluslararası standartlara göre iki uçuş arasındaki dinlenme süresi 12 saat, bu süre İstanbul’da 10, diğer meydanlarda 8 saat. Ayda en az 80 saat çalışılıyor, aynı seviyedeki havayollarında bu süre ortalama 50 saat. Kilo ve boy ölçüleri nedeniyle işten atılıyorlar. THY çalışanları, Avrupa’da en düşük ücret alanlar sırasında üçüncü.
Şimdi grev yasağıyla çalışanların hakları daha da gerileyebilir. Hakkı varken grev yapan işçiyi hemen işten atan ve hükümetten destek bulan yönetim, artık çok daha rahat hareket edecek.
Başbakan, “uzun süreli grevin bedelini millet öder” diyerek havacılık işkolulunun stratejik olduğunu bu nedenle grevin ülkedeki çöküşün habercisi olacağını söylüyor. Zaten ne zaman çalışanlar zam istese, hak arasa ülke çökme tehlikesi geçiriyor! Patronlar çalar çırpar, kasalarını doldurur, vergi ödemez, rüşvet verir, işyeri batırır, fabrika kapatır, hayali ihracat yapar, ülkeye bir zarar gelmez, üstüne üstlük af çıkar, çalışan hak ister, ekonomi batma tehlikesi geçirir! Eğer gerçek buysa tüm hesaplar açıklansın, bakalım gerçekten öyle mi? İki günde, tüm iş durmadığı halde 2 milyon dolar zarar ediyorsa, kim bilir günlük kâr ne kadar, açıklansın. Neden işçiye zam verilmiyor, bilelim. Yöneticilerin hesap defterlerini sır gibi saklamaları boşuna değil!
THY çalışanları, haklarını korumak için mücadeleye davam ediyor. Onların mücadelelerine dayanışmamızı iletiyoruz. Hükümetin, dünyanın hiçbir yerinde yasağının olmadığı bir işkoluna getirdiği yasak, önümüzdeki günlerde diğer işçi mücadelelerine de benzer saldırılar olacağının bir habercisi. Bu nedenle THY çalışanlarının mücadelesi tüm işçi sınıfı için önemli. (05.06.2012)
