Sinif Mucadelesi

Kurultay’dan kurultaya CHP

Pazartesi 5 Mart 2012

CHP genel başkanlığına seçildiğinde Kemal Kılıçdaroğlu, ilk demecinde CHP’ye daha demokratik bir tüzük yapacaklarını söylemişti. Aradan iki yıl geçmesine rağmen bu söz bir türlü hayata geçirilemedi. Ta ki 362 delegenin imzası toplanan kadar. Böyle olunca Kılıçdaroğlu hamle yaparak, başkanlık yetkisini kullanarak, tüzük kurultayını kendisi topladı. Ertesi gün de imza toplayan delegelerin kurultayı toplandı.

Parti lideri bildiğini okudu. Tüzükten çok, liderlik ve ikiyüzlü politikacıların çıkar hesapları gündemde olduğu için CHP, politik çıkmazda. Tarihi boyunca 16 kez tüzük değiştiren CHP’nin daha çok kongre, kurultay toplanması hiç de şaşırtıcı olmayacak. Ezilenlerin sorunlarına, seçim meydanları dışında sahip çıkılmaması, kurultaylarda emekçilerin değil, parti için çevrelerin çıkar kavgasının yaşanması nedeniyle CHP emekçilere güven vermiyor.

CHP, cumhuriyetin kuruluşuyla eş anlamlı bir partidir. Bu nedenle cumhuriyetin kuruluşunda yaşanan sorunlar devam ettiği için diğer partiler gibi olamıyor.

Osmanlı devletinin yönetim biçiminden kapitalist yönetim biçimine geçişte CHP’yi kuran kadrolar önderlik yapmıştı. Hem ülke hem de parti, kapitalist burjuva düzenin o dönemki ihtiyaçlarına göre biçimlendirildi. Sömürü düzenine muhalefet eden her ses baskıcı yöntemlerle susturuldu. Hatta dönem dönem katliamlar yapılmasından çekinilmedi.

İsminin, Halk Partisi olması, halkın çıkarlarını koruduğu anlamına gelmiyor. CHP savunduğu siyasetleri ile olduğu gibi kuruluş biçimi ile de Avrupa’daki sosyal demokrat partilere benzemiyor. Bu partilerin kuruluşu, emekçilerin düzene karşı verdikleri mücadelenin bir düzeyde örgütlülüğe dönüşmesiyle olmuştu. Bu gelenekleri nedeniyle emekçilerin partiye bir düzeyde etkileri vardır. CHP bu açıdan bile bu partilerle kıyaslanamaz.

Bazı dönem sermayenin ihtiyaçları ölçüsünde CHP, sağ partilere karşı alternatif olarak hazırlandı. 1970’lerden sonra işçiler haklarını artırmak için mücadele yolunu genişlettikleri zaman, İsmet İnönü’ye karşı Ecevit, “ortanın solu” sloganıyla kitleleri partinin çizgisine çekmeye çalıştı. Bunu yaparken amacı, işçilerin mücadelesini güçlendirmek değil, tam tersine sermayenin çıkarları için işçi mücadelesini, düzenin sınırlarına sıkıştırmak ve söndürmekti. Sonuçta böyle de oldu, o zamanki dönemki CHP hükümeti kemer sıkma kararları ve zamlarla işçiler daha da yoksullaştı.

Kılıçdaroğlu ile estirilmek istenen umut rüzgarı kısa sürdü. “Yeni CHP” laflarına hizmet etmeyi umdukları sermayeyi bile inandıramadılar. Ancak, şimdilik sınırlı da olsa emekçiler arasında bir kesimde “başka çıkış yolu yok” görüşünü yaygınlaştırdılar. Bu yalandır. İşçilerin ve tüm emekçilerin sorunlarının çözümünün CHP’de olmadığı kesin.

Topluma egemen olan büyük patronlar, çıkarları için kullandığı hükümet yıprandığı zaman yerine yedeği oluşturmaya çalışır. CHP’de en güçlü yedekten öte değil. Ne söyledikleri değil, işçilerin sorunları için ne yaptıkları önemli. Patronlarla işbirliği içindeler, onların politikaları doğrultusunda hareket ediyorlar. Örgütsüzlüğe mahkum edilmiş işçilerin sorunları, Kürtlerin yaşadığı baskılar, tüm ezilenlerin sorunları hakkında net politikaları yok. CHP’nin özünde AKP ve MHP’den farkı yok.

Görünürde AKP islamcı, MHP milliyetçi, CHP ulusalcı bir dil kullanarak seçimlerde oy almaya çalışıyor. Bu görüntüleri, duruma göre de değişebiliyor. Ama işçilerin haklarına, patronların kâr düzenine sıra gelince hepsi aynı safta duruyor.

Tüzük kurultayında, haziran ayında yeni bir kurultay daha toplanması, ardından seçime girilmesi ve yeniden bir kurultay yapılması öngörüldü. Demek ki, kendi parti içi işlerine ancak zaman yetecek, işçilere yönelik sol laflara ise fazla zaman kalmayacak gibi görünüyor. (27.02.02)


Ana sayfa | İletişim | Site planı | |

Site yaşamını izle tr  Site yaşamını izle Arşiv  Site yaşamını izle Arşiv 2012  Site yaşamını izle Sınıf Mücadelesi Sayı : 165 - 5 Mart 2012  Site yaşamını izle Siyasetin Gündemi   ?