Sinif Mucadelesi

"Kıyamet"i önlediler!

Çarşamba 14 Mayıs 2008

İşçi sınıfının uluslararası "birlik, mücadele ve dayanışma" günü olan 1 Mayıs, 12 Eylül askeri darbesini yapan generallerin yasaklarından bu yana ilk kez anılamadı. Geçen yıl da Taksim’e yürümek isteyenler dövülmüş ama hiç olmazsa kalabalık bir gurup, sendika yöneticileriyle Taksim’e çıkmıştı. Bu yıl, bu bile olmadı.

AKP hükümeti emekçi düşmanı yüzünü gösterdi. Taksim ve çevresi savaş alanına dönerken, utanmaz yetkililer birbirlerini kutladı. Bu, tam bir rezalet. Devlet yöneticileri, yönetme işini "ben ne dersem o olur" mantığıyla, kendilerince hallediyorlar.
Fanatiklere, alkoliklere, her türden ucuz şarkıcılara, içecek ve yiyecek firmalarının reklam eğlencelerine, polis gösterilerine, … kısacası herkese açık olan Taksim, sadece emekçilere kapalı.

1 Mayıs günü yaşananlar, yetkililerin dilinden düşürmediği gibi "orantı" ya da "orantısızlık" değil, ders kitaplarına, siyasi literatüre örnek olarak girebilecek gerçek bir "devlet terörü"dür. Utanmaz başbakan, olanları anlamamazlığa vurup, sorumluluktan kurtulmaya çalışıyor.

Öte yandan, emekçilerin dövülmesinden siyasi çıkar arayan başta CHP olmak üzere siyasi partiler hemen harekete geçti. 1 Mayıs öncesinde, ağzını açmayan, emekçilere destek vermeyen CHP, DSP hatta MHP yetkilileri bile, şimdi hükümete verip veriştiriyorlar.

Türk-İş’in son anda çekilmesi de hükümeti cesaretlendirdi. Ancak bunda esas kazançlı olan Türk-İş yönetimi oldu herhalde. Onların kazançları işçilerinin dövülmemesi değil. İş gününde, belirli bir sayıda olsa bile işçileri fabrikalarından çıkarıp mitinge getirmekten, böylece patronlarla tatsızlık yaşamaktan kurtulmuş oldular.

Sekiz saatlik işgünü mücadelesinden doğan 1 Mayıs’ı son iki yıldır Taksim’de anmada ısrar eden DİSK ve KESK yönetimi ise, hükümetin saldırısı nedeniyle mazlum ve bir ölçüde haklı bir konuma geldi. Oysa bu doğru değil.

DİSK yönetimi, işyerlerinde günlük sorunlara karşı gerekli tavrı almıyor. İşçileri, hakları ve tarihleri hakkında eğitmiyor, 1 Mayıs’a katılabilmesi için işçiyi örgütlemiyor. Şişili’de, polisinin en çok saldırdığı yerlerden biri olan DİSK genel merkezinin olduğu ilçede, sadece DİSK Genel-İş’e bağlı binin üzerinde belediye işçisi çalışıyor. Beyoğlu’nda, yine Genel-İş’e bağlı işçiler var, neredeydiler? DİSK bürokratları, "daha solcu" görünmek için ya da hükümete karşı muhalefet etmek için esip gürledi ama kendi genel merkezindekileri koruyamadı, emekçilere nasıl güven verebilir?

Keza, Şişli’de 60 okul tatildi, sadece oralarda çalışan KESK’e üye yüzlerce öğretmen var.

Sonuç olarak 1 Mayıs, İstanbul’da anılamadı. Oysa bu yıl, gençler arasında 1 Mayıs’a katılma yönünde bir ilgi vardı. Eğer sendika bürokratları biraz sorumlu davranarak, gerçek bir miting düzenleselerdi, katılımın önceki yıllara kıyasla artacağı kesindi. Ama, bu durumda, düzenleyici olarak Türk-İş gibi DİSK’in de işçileri işyerlerinden çıkarıp getirmesi gerekecekti.

Elbette Ankara’da Hak-İş’in kendine üye belediye işçilerini, kalabalık yapmaları için zorla mitinge getirmesi gibi bir yol izlemeyecektiyse.

Sendika bürokratlarının tüm yanlış siyasetlerinin ötesinde, "ayakların baş olmaması", "kıyamet" in kopmaması için hükümetin ve yöneticilerin gayretkeş çabaları her zaman olacaktır. (02.05.08


Ana sayfa | İletişim | Site planı | |

Site yaşamını izle tr  Site yaşamını izle Arşiv  Site yaşamını izle Arşiv 2008  Site yaşamını izle Sınıf Mücadelesi Sayı : 119 - 2 Mayıs 2008  Site yaşamını izle Emekçinin Gündemi   ?