Sinif Mucadelesi
Ayırımcılığa karşı görünenler, ayrımcı düzeni sürdürüyor

Vanlıların acılarını hem siyasiler hem de patronlar istismar ediyor!

Pazar 13 Kasım 2011

Van depreminde ölenlerin sayısı, bilim insanlarının en başta yaptıkları tahmine uygun olarak ne yazık ki 600’ü geçti. Yaralı sayısı için 2 bin ile 4 arasında değişen rakamlar veriliyor. Görevliler 231 kişiyi enkazdan yaralı kurtardı. Depremden sonra haber alınmayan yani göçük altında kalanlar kayıpların sayısı ise açıklanmıyor. Nüfusu 1 milyonu biraz geçen şehrin nüfusunun yarısı depremden etkilendi. Bazı köyler, neredeyse tamamen yıkıldı.

Dünyanın 16’ncı büyük ekonomisi olan Türkiye’nin yöneticileri, vatandaşlarına yaşayacak basit bir ev, zor durumda iken ülkenin olanaklarını sunamıyor. Isının sıfıra indiği, karın yağdığı günlerde, çadır ihtiyacı karşılanamıyor. Sorun imkan olmayışı değil, iş bilmezlik ve ona eklenen ayırımcılıktır. Her kurum ve siyaset, sadece kendi çevresine yardım ediyor. Bu nedenle depremzedeler için gönderilen yardımların bir kısmı, ihtiyaç duyanlara ulaşmıyor.

1999 depreminden sonra önce geçici olarak konan, 2003’te kalıcı hale getirilen deprem vergisi fonunda 48 milyar liradan fazla para birikti. Ancak bu paranın tek kuruşu bile depreme hazırlık için kullanılmadı. Maliye bakanı, utanmadan paranın çift şerit yol yapımı, sağlık sistemi gibi devletin zaten yapması gereken işlere harcandığını söylüyor. Yani AKP’nin en çok gösteriş yaptığı ve oy istediği işlere.

Geçmiş hükümetler gibi AKP de, depreme hazırlık gibi gerekli bir amaçla toplanan vergiyi, kendi siyasi çıkarına uygun şekilde kullandı. Şimdi bunun hesabını vermesi gerekirken, Vanlıların acılarını ve onların acılarını paylaşanların duygularından yararlanıyor.

Dokuz yıldır iktidarda olmasına rağmen, imkanı ve yetkisi olmasına rağmen, gerekenleri yapmayan hükümet, sanki hiç kabahati yokmuş gibi belediyeyi, müteahhitleri, kendi dışında herkesi suçluyor. Depremın acılarını, hemen öncesindeki zamları, Kürtlere karşı milliyetçi söylemi, savaşın yeniden tırmandırılmasını unutturmak için kullanıyor. Tüm bunları yapan başbakan, güya ayırımcılığı “lanetliyor”.

Oysa bugün toplumda gittikçe tırmanan, başta Kürt-Türk olmak üzere zengin-fakir, doğu-batı, kadın-erkek, alevi-sünni gibi her tür ayırımcılıkta bu hükümetin de önceki hükümetler kadar katkısı var. Bunu sadece hezeyana varan çirkin konuşmalar ile değil uygulanan siyasi ve ekonomik kararlarla sürdürüyorlar.

Devletin olanakları, toplumun çoğunluğunu oluşturan emekçiler için kullanılmadığı gibi yoksul ve emekçi nüfusun bir kısmını oluşturan Kürtler için de kullanılmıyor. Somali’de ya da Suriye göçmenleri için birkaç günde yapılabilenler, Vanlı Kürtler için yapılmıyor! Bu, ayırımcılık değil de nedir?

Şimdi, siyasilerden patronlara, sendika bürokratlarından belediyelere, Van’a geziler yapılıyor. Hepsi insanların acıları üzerinden rant kapma telaşında. İmar Bakanı, aç, açıkta kalan, ailesi ile ayazda sabahlayan, çocuklarını uyutmak için çadır isteyen köylülere “cillop gibi köy” vaat ediyor, patronlar inşaat planları yapıyor, sendika bürokratları işçilerin ücretsiz çalışacağı sözleri veriyor. Başbakan, büyük inşaat şirketlerine pazar yaratacak düzenlemeler yapmak için konuşuyor.

Kimse Vanlılara ne istediklerini sormuyor, çünkü amaçları onların isteklerini karşılamak değil, kendi çıkarları, ceplerini doldurmak. (01.11.11)


Ana sayfa | İletişim | Site planı | |

Site yaşamını izle tr  Site yaşamını izle Arşiv  Site yaşamını izle Arşiv 2011  Site yaşamını izle Sınıf Mücadelesi Sayı : 161 - 4 Kasım 2011  Site yaşamını izle Başyazı   ?