Sinif Mucadelesi

Ukrayna : Bedeli emekçilerin ödememesi için...

Çarşamba 10 Mart 2010

Ukrayna’daki Cumhurbaşkanlığı seçimi, Rus yanlısı olarak bilinen Viktor Yanukoviç’in zaferi ile sonuçlandı. Yanukoviç başbakan iken, cumhurbaşkanı olabilmek için seçimde yolsuzluk yaptığı gerekçesiyle 2004 yılı sonunda, ona karşı haftalar süren kitle yürüyüşleri tertiplenmişti. Yanukoviç’in rakiplerinin rengi olan turuncu yüzünden bu tepkilere “turuncu” devrimi denilmişti. Yanukoviç kendini cumhurbaşkanı ilan etmesine rağmen, yapılan sokak gösterilerinin ardından koltuğunu rakibi muhalefet önderi Viktor Yuşçenko’ya bırakmak zorunda kalmıştı. Yuşçenko’nun müttefiki Yulva Timoşenko ise başbakan olmuştu.

Aradan 5 yıl geçti ve seçmenler, Yanukoviç’i koltuktan indiren iki rakibini büyük bir yenilgiye uğrattılar. “Turuncu” cumhurbaşkanı ilk turdan, sadece yüzde 5.4 oy alabildiği için elendi. Yulva Timoşenko ise ikinci turda hezimete uğradı.

Timoşenko, birinci turda elenen bütün adayları kendine çekebilmek için ülkenin batısındaki milliyetçi seçmenlere hitap eden milli duyguları kullandı. Ek olarak Yanukoviç’i mafya ve para babalarının adamı olmakla, ulusal bağımsızlıktan vazgeçmekle ve de yeniden seçime hile karıştırmakla suçladı. Timoşenko’nun bütün gayretlerine rağmen “turuncuya” tepki gösterenler kazandı.

“Turuncu” siyasetçiler, tıpkı rakipleri ve onlardan önce iktidarda olan siyasetçiler gibi kitleleri hor gördüler, çevrelerindekileri kayırdılar, torpil yaptılar ve özellikle de ceplerini doldurdular. Ek olarak, kendi aralarında herkesin gözü önünde kapışarak, karşılıklı olarak yaptıkları pislik ve yolsuzlukları ortaya serdiler. Diğer yandan ülke, dünya buhranının etkileriyle durgunluk bataklarına saplandı, işsizlik çığ gibi büyüdü, emekçi kitleler sefalete sürüklendi.

İktidarda olanların taraftarı olan Batılı büyük güçler bile, özellikle Avrupa Birliği ve NATO, son zamanlarda Ukrayna’da iktidar ve devletin, eski iktidara göre daha çok yolsuzluğa bulaştığını açıkça belirtmek zorunda kaldılar. Ek olarak, rejimin artık istikrarını yitirdiğine vurgu yaptılar. IMF ise Ukrayna hükümetine, ay sonunu getirebilmesi için verdiği krediyi, bu nedenle 2009’un aralık ayından itibaren kesti.

Kiev ile Moskova arasında uzun zamandan beri, gaz nedeniyle süren çatışma, özellikle de yolsuzluk yapan Ukraynalı hükümet üyelerinin tavırlarından dolayı, gaz iletiminde yapılan kesinti ve böylece Avrupa’nın bir kısmının gazdan yoksun kalması, Batı Avrupa hükümetlerinin de sabrını taşırdı.

“Turuncu” yöneticiler, açıkça Rusya’ya tavır aldılar ve Ukrayna’yı, NATO ve Avrupa Birliği’ne katacaklarını söyleyip övünüyorlardı. Bu emellerine ulaşamadıkları gibi, sadece soyut vaatlerden fazla bir şey de alamadılar. Böylece kullanabilecekleri bir başarıları olmadı.

İkinci tura kalan iki aday da Avrupa Birliği’ne girme hedefinden vazgeçmediğini söyledi. Bunun nedeni, hem Timoşenko hem de Yanukoviç’in, Batı yanlısı seçmenlerin ve Avrupa Birliği ile ekonomik çıkarları olan iş çevrelerinin destek ve oylarını kaybetmemek isteğiydi. İş çevrelerinin yararlandığı anlaşmaların çoğu aslında “turuncu” iktidarından önce, yani yanlış bir şekilde “Rus yanlısı” olarak damgalanan, üstelik de Yanukoviç’in başbakan olduğu Kuçma döneminde geçekleşti.

Bu son seçimde, Yanukoviç kadar Timoşenko da Rusya ile iyi ilişkilerin yeniden kurulması gerekliliğinden ısrarla söz etti. Ukrayna’nın Rusya ile önemli boyutlarda insani, tarihi ve Sovyet döneminden, hatta belki de daha öncelerden, tamamlayıcı ekonomik ilişkileri var. SSCB’nin dağılmasından sonra ilişkiler kötüye gitse de Ukraynalı yöneticiler için karşılıklı ilişkiler çok önemli. Özellikle de, Avrupa Birliği yetkililerinin kapıyı Ukrayna’nın yüzüne kapattığı ve de uluslararası mali kuruluşların çok pahalı ve damla damla kredi vermeye başladığı bir dönemde, Rusya ile olan ilişkiler daha da önem kazanıyor.

Yanukoviç’in yeniden Rusya’ya daha çok yanaşması, iktidarın halk tarafından daha çok sevileceği anlamına gelmiyor. Emekçiler, Yanukoviç’in, 2004’te Kuçma’nın ve 2006’da Yuşçenko’nun başbakanı olarak yaptıklarını gördükten sonra, ona güvenemeyeceklerini biliyor. Emekçiler, kendi çıkarlarını savunmak istediklerinde karşılarında, ülkenin doğu ve güney bölgelerinin “mavi” renkleri etrafında vurgun yapan çıkar çevrelerinin temsilcisi olan Yanukoviç’i bulacaklar. Tıpkı geçmiş dönemlerde karşılarında “turuncu”ları veya diğer vurguncuların temsilcilerini buldukları gibi. LO (12.02.2010)


Ana sayfa | İletişim | Site planı | |

Site yaşamını izle tr  Site yaşamını izle Arşiv  Site yaşamını izle Arşiv 2010  Site yaşamını izle Sınıf Mücadelesi Sayı : 141 - 6 Mart 2010  Site yaşamını izle Uluslararası Gündem   ?