Ana sayfa > Arşiv > Arşiv 2009 > Sınıf Mücadelesi Sayı : 138 - 11 Aralık 2009 > Fabrikalardan... İşyerlerinden > Belediye
İşçilerin çıkarlarını koruyan sendika olmalı
Kadrolu işçiler arasında Belediye-İş ile Genel-İş arasındaki sendikal rekabet, Genel-İş lehine sonuçlanmış görünüyor. Çünkü Çalışma Bakanlığından çoğunluk tespiti geldi. Eğer Belediye-İş itirazlarla uzatmaları oynamazsa, Genel-İş sözleşme yapmak için yetki tespiti isteyecek. Böylece işçiler arasında, iki sendikalı olma dönemi kapanacak. İşyerinde bir sendika olacak, o da DİSK’e bağlı Genel-İş.
İşyerinde tek sendika olması işçiler için iyi oldu deniliyorsa da öyle olması sendikanın işçilerin çıkarını koruyan, mücadele taraftarı olup olmamasına bağlı. Dört yıldır Genel-İş taşeron işçileri için çok olumsuz. İşveren sendikası gibi çalışıyor ve işverenin dediği oluyor, imajını yaydı. Bu fikrin öyle kolay değişmesi mümkün değil. Çünkü sendikanın da böyle bir şeye niyeti yok. Kadroluların örgütlenmesini de işverenin desteğiyle yaptılar. Böylelikle işverene diyet borçları oldu. Şimdiki yönetimle bu sorunlar aşılamaz.
Bilinçli işçiler bir arada hareket ediyor ama yönetimin farklı bir yol çizmesi gerekir. İşçilerin iradesi dışında yapılacaklar sonuç ve çözüm getirmiyor.
Kadrolu işçiler ile taşeron işçileri karşılıklı güven içinde hareket etmeli. İşverene karşı çıkarlarımızı korumak, örgütlenme ve bilincimizi geliştirmekten geçer. Asıl sorumluluk bu olmalı. Yoksa yönetim değişirse her şey değişir mantığı sonuç vermiyor. Önemli olan neyi değiştirmek istediğimizi bilmek ve onu savunmaktır.
Önümüzdeki temsilcilik seçiminden çok, sözleşmeye nasıl bir taslak hazırlanmalı ve ne kadar işçinin katılımını sağlayabiliriz sorusu üzerine işçilerle tartışabilirsek daha yerinde olur. İşçilerin eğilimi de bu yönde, sorumluluk biz bilinçli işçilerde. (05.12.09)
