Sinif Mucadelesi

12 Eylül askeri darbesi

Perşembe 10 Eylül 2009

Bugün ikiyüzlü bir şekilde askeri darbeler eleştiriliyor ama en ağır darbenin baş aktörlerinden biri olan Turgut Özal, övülüyor. Oysa 12 Eylül askeri darbesinin tarihi aynı zamanda patronların en “has” adamı olan Özal’ın siyasetini uygulama tarihidir.

1970’li yılların ikinci yarısından sonra ekonomik çıkmaza girmişti. Kâr oranları düşen patronlar, sözleşmelerde düşük ücret dayatıyor, işçi çıkarma serbestliği istiyor ve bu nedenlerle greve gidiliyordu. 1979 yılında greve katılan işçi sayısı 40 bin, grevde geçen süre 2.2 milyon işgünüydü.

Bu ortamda, Demirel’in başında olduğu hükümet, 24 Ocak Kararları’nı açıkladı. Bu kararların mimarı, eski MESS başkanı o dönem DTP müsteşarı olan Turgut Özal’dı. Kararların amacı ekonomide istikrarın sağlanması olarak açıklandı. Bu amaçla, Özal’ın başında olduğu DTP’ye bağlı “Toplusözleşme Koordinasyon Kurulu” oluşturuldu. Bu kurulun bilgisi dışında sözleşme imzalanmayacaktı.

DİSK, bu kurulu tanımadığını açıkladı, Türk-İş ise kurul aracılığıyla 264 bin işçi adına sözleşme imzaladı. Ancak 24 Ocak Kararları, devalüasyona, yüksek faize, ihracata dönük üretim yapılması, kamu ürünlerinin fiyat artışına neden olduğu için uygulanması tepkilere neden oluyordu. İşçiler, hızla düşen satın alma güçleri nedeniyle daha yüksek ücret artışı istiyor, bunun sonucunda grevler sertleşiyordu.

24 Ocak Kararları, grevleri daha da yaygınlaştırdı. 1980’de 45 bin işçi grevdeydi ve grevde geçen işgünü sayısı 6.5 milyona ulaşmıştı. Üstelik hükümet “grev ertelemesi” yoluyla 120 bin işçi greve çıkarılmamıştı. 1980 yılı, en çok grevin ertelendiği yıldır.

Patron örgütleri de işçi haklarına karşı kampanya yürütüyordu. TİSK’in o dönemki başkanı Halit Narin, sendikaları “ideolojik” grev yapmakla suçluyor, grev hakkının sınırlanması istiyordu. TÜSİAD ise ücret artışlarının enflasyonu körüklediğini, ücretlerin düşürülmesi gerektiğini söylüyordu.

12 Eylül darbecilerinin ilk kararlarından biri siyasi partilerle birlikte, grevdeki işçilerin yüzde 87’sinin üyesi olduğu DİSK’in kapatılması oldu. Ücretlere zam yapılıp, tüm grevler kaldırıldı. Önceden hazırlanmış listelere göre 5 bin işçi işten çıkarıldıktan sonra işçi çıkarılması yasaklandı.

Daha sonra, sözleşmeler için yetkili işçi, işveren ve hükümet temsilcilerinden oluşan 9 üyeli Yüksek Hakem Kurulu oluşturuldu. İşçileri Türk-İş temsil ediyordu. Darbeyi alkışlayan Türk-İş Genel Sekreteri Sadık Şide, 12 Eylül hükümetinde Sosyal Güvenlik Bakanı oldu. 400 bin işçi, yedi ay sonra çalışmaya başlayan Yüksek Hakem Kurulu’nun karar almasını aylarca bekleyecek ama bir türlü sıra gelmeyecek, gelenler de hayal kırıklığına uğrayacaktı.

Bu kurul aracılığıyla yapılan en büyük saldırı, ücretin enflasyon karşısında geriletilmesi oldu. YHK, hükümetin öngördüğü enflasyona göre zam veriyor ama hükümet, 24 Ocak Kararları uyarınca fiyat denetimi yapmadığı, enflasyonu sözde serbest pazarın gereği ama gerçekte vurgun yapmak için düşürmediği için, öngörülen enflasyon oranına hiç yaklaşılamıyordu. 1980-88 yılları arasında işçilerin satın alma gücü yüzde 28, memurların yüzde 41.5 oranında düşürdü.

Öte yandan, kıdem tazminatı ve ikramiyeye sınırlama, SSK pirimi için işçinin ücretinden yapılan kesinti arttırıldı. Getirilen yeni sendikal düzende, sendikalaşma, sözleşme ve grev hakkında önemli kısıtlamalar yapıldı. Hak grevi, dayanışıma grevi, genel grev, iş yavaşlatma yasaklandı.

1984’te sendikalar yeni yasalar çerçevesinde çalışmaya başladığında, resmi olarak 2.5 milyon işçinin sendikaya üye olanların sayısı 1 milyon 427 bindi. Bu işçilerin 507 bini genişletilmiş olan grev yasağı kapsamındaydı. Gerçekte sendika ve grev hakkından yararlanan işçi sayısı 920 bindi. Bugün işçi sayısı çok daha fazla olmasına rağmen, hala yürürlükte olan bu yasalar sonucunda sendikalı işçi sayısı daha da düştü. Yani darbe, amacına ulaştı.

12 Eylül darbesine işçi sınıfının ilk karşı çıkışı 1989 Bahar Eylemleri ile oldu. Bu mücadeleyle, başta kamu işkollarında çalışan işçiler, satın alma gücünü biraz olsun yükselttiği gibi yasalarda ve toplumda demokratikleşme yönünde gelişmelere yol açtılar. Arkası da geldi…


Ana sayfa | İletişim | Site planı | |

Site yaşamını izle tr  Site yaşamını izle Arşiv  Site yaşamını izle Arşiv 2009  Site yaşamını izle Sınıf Mücadelesi Sayı : 135 - 5 Eylül 2009  Site yaşamını izle Anma… Anma… Anma…   ?