Sinif Mucadelesi

Borsa Krizi : Fırtınaya yakalanmış bir düzenin belirtisi

Pazar 24 Şubat 2008

Son günlerde büyük bankaları, kredi kuruluşlarını, yatırım şirketlerini ve bütün dünyadaki para kuruluşlarını sarsan mali kriz, sakin bir ortamda aniden kopan bir fırtına değil.

ABD’li iki büyük banka olan Citigroup ve Merrill Lynch’in son üç aylık bilançolarında milyarlarca dolar kayıpları olduklarını açıklamalarının ardından bütün dünya borsalarında büyük bir panik yaşandı. Avrupa’da, Asya’da, Ortadoğu’da, ABD’de borsalar çöktü. Durumun, geçici olarak sakinleşmesi, ABD merkez bankasının faiz oranını indirmesiyle gerçekleşti.

Tüm bunlara rağmen kendi kendini uzman ilan eden bazı kişiler ve yöneticiler çok sakin bir tavırla sakin olunmasını ve hisse senedi sahiplerine de korkmamaları gerektiğini anlattılar.

Kapitalist düzeni savunan iktisatçılar ve siyasetçiler mali piyasaların seyri konusunda gerçek bir öngörüde bulunmaktan acizdirler.

Sadece güzel laflarla iyimser olunması gerektiğini söylüyorlar. Esas amaçları milyonlarca küçük hisse sahiplerinin ve bankada parası olan kişilerin paniğe kapılıp hisse senetlerini satmak istemelerini ve bankadaki paralarını çekmelerini önlemektir.

Maliye bakanı C. Lagarde Fransa’nın ABD’den farklı olduğunu ve Fransa’da ekonomik durgunluğun “kesinlikle” söz konusu olmadığını belirtti. Sarkozy ise daha da yüksekten atarak “soğuk kanlı olunmasını” önerdi, çünkü ona göre “Fransa’da banka sistemi çok daha sağlamdır ve görünen odur ki çok daha temkinli davranıyor”.

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde “Fransız aileler Avrupa’nın en az borçlu olanlarıdır. Yeteri kadar borçlanmayan bir ekonomi geleceğe güveni olmayan, girişimden korkan bir ekonomidir. İşte bu nedenden dolayı ailelerin emlak kredisi alabilmelerini artırmak istiyorum” gibi laflar ettiğini ne çabuk unuttu.

Genellikle mali krizlerde ilk darbe küçük tasarruf sahiplerine vuruluyor, ama hükümet yetkilileri ve patronlar esas faturayı yine emekçilere ödetiyorlar.

Bu yazdan beri kumarhane sistemine benzeyen bu düzenden dolayı buharlaşan yüz milyarlarca dolar, avro ve İngiliz sterlinin karşılığı “gerçek ekonomiden”, yani fiyatlara yapılacak zamla, emekçilerin satın alma gücünden, tensikatlar veya yeni istihdam yaratılmayarak karşılanacak.

Avrupa Merkez Bankası’nın geçen aralık ayında zor durumdaki bankalara yardım amacıyla piyasaya sürdüğü 350 milyar avroluk açık Batı Avrupa’daki son fiyat artışlarıyla yakından ilgilidir ve bunun bedelini ise onlarca milyon emekçi yoksullaşarak ödüyor.

ABD’de gündeme gelen ekonomik durgunluk, bizlere yutturmak istenenin aksine bütün dünyayı tehdit ediyor ve bunun da faturası topluca tensikatlar ve işyerlerinin kapanması şeklinde emekçilere çıkacak.

İşte bu ortamda işçi sınıfı her zamankinden daha elzem bir şekilde kendini hazırlayıp saldırılara karşı gelmeli. Eğer işçi sınıfı yoksulluk batağına düşmek istemiyorsa faturayı para babaları sınıfına ödetmeli. LO (25.01.2008)


Ana sayfa | İletişim | Site planı | |

Site yaşamını izle tr  Site yaşamını izle Arşiv  Site yaşamını izle Arşiv 2008  Site yaşamını izle Sınıf Mücadelesi Sayı : 116 - 1 şubat 2008  Site yaşamını izle Uluslararası Gündem   ?