BRICS: dolarsızlaşma hayalleri
Vladimir Putin 22 Ekim’de Kazan’da Rusya ve Çin’in etrafında dokuz ülkeden oluşan BRICS’in zirvesini topladı. Yaklaşık on beş Afrika ve Asya ülkesinin daha katılması bekleniyordu. Kazan’da Putin’in temel amacı, Batı propagandasının aksine, dünya nüfusunun yüzde 47’sini ve gezegenin GSYİH’sinin üçte birini temsil eden devlet başkanlarını bir araya getirebildiği için yalnız olmadığını göstermekti.
Zirvenin amaçlarından biri de uluslararası ticaretin para birimi olarak doların yerini almanın yollarını araştırmaktı. Afrika, Güney Amerika ve Asya’daki pek çok yoksul ülke tarafından memnuniyetle karşılanan dolarsızlaştırma vaadinin ardında, sadece rakip bir para birimi kullanarak Amerikan egemenliğine son verme yanılsaması yatıyor.
Dolar aslında Amerikan emperyalizminin egemenliğini sağlayan araçlardan biri. Uluslararası mali işlemlerin çoğu ve dünya ticaretinin yarısı dolar üzerinden gerçekleştiriliyor. Bu sayede ABD, para biriminin değerini düşürmeden para basabiliyor. Hükümetler, şirketler ve zenginler en güvenli para birimi olduğuna inandıkları için birikimlerini dolar fonlarına yatırmakta tereddüt etmedikleri için, dünya servetinin büyük bir kısmını kendilerine çekiyorlar. İkinci Dünya Savaşı’nın sonunda kurulan bu üstünlük, Amerikan devletinin gücünün, burjuvazisinin zenginliğinin, sanayisinin ve teknolojisinin gücünün ve arkasındaki askeri gücün bir yansıması olarak ortaya çıkıyor.
Putin’in etrafında topladığı devletler böyle bir güçten uzaktır. Örneğin Rusya, Ukrayna’yı işgal ettiğinden beri Batı’nın yaptırımları altında ve uluslararası ticareti destekleyen SWIFT platformunu kullanması yasaklandı. 300 milyar dolarlık Rus varlığı dondurulmuş durumda. Bu tür cezalandırma tehditleri, ABD’nin diktalarına boyun eğmeyen tüm devletlerin üzerinde asılı duruyor. Ukrayna’daki krizin ticaretin dolarsızlaştırılması tartışmalarını yeniden canlandırmasının nedeni de budur. BRICS ülkeleri IMF ile rekabet edebilmek için yeni bir banka kurdular ve bu banka şimdilik verdiği krediler karşılığında hiçbir talepte bulunmuyor. Çin, SWIFT ile rekabet edecek bir sistem kurdu. Rusya da Pekin, İran ve diğer ülkelerle ticaret yapmak için Amerikan baskısına dayanmasını sağlayacak yollar bulmak zorunda kaldı.
Ancak tek bir burjuvazinin hizmetinde merkezi bir devlete sahip olan ABD’nin aksine BRICS ne bir birlik ne de bir devlettir; Çin ve Hindistan’ınki kadar farklı emperyalizmle ilişkileri ve çatışan çıkarları olan uluslardan oluşan bir birliktir. Görüş ayrılıkları şimdiden görülüyor. Putin çoklu para sistemini teşvik ederken, BRICS’in üçte ikisini oluşturan Çin kendi para birimi olan yuanı öne çıkarıyor.
BRICS ülkelerinin burjuvazileri güneşte biraz daha fazla yer edinmekten ya da fethetmekten başka bir şey istemiyor. Ancak Amerika Birleşik Devletleri onlara bir santim bile vermeyecektir. Para birimini ve tüm çıkarlarını korumak için, dünyanın en güçlüsü olan benzersiz bir askeri aygıta dayanıyor. Çünkü küresel ekonomik egemenlik sorunları eninde sonunda savaşla çözülür. Emperyalist egemenliğe son vermek için halklar dünyanın her yerinde burjuvazinin diktatörlüğüne son vermek zorunda kalacaklardır.
(LO, 23.10.24)