Sinif Mucadelesi

BAŞYAZI

«İtibardan Tasarruf» etmeyenler, emekçi ve emeklileri, ağırlaştırılmış müebbet tasarrufa, en azla yaşamaya mahkum ettiler !
Pazar 11 Ağustos 2024

Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu’nun Temmuz ayı «Açlık ve Yoksulluk Sınırı Araştırması»’nın verileri açıklandı. Buna göre, açlık sınırı bir önceki aya göre 202 lira daha artarak 20 bin 776 liraya ulaştı. Yoksulluk sınırı ise Temmuz ayında 885 lira artarak 62 bin 302 liraya yükseldi. 

Kaynak yokluğu nedeniyle, iktidarın yılın ikinci yarısı için zam yapmaya yanaşmadığı asgari
ücretin 17 bin iki lira olarak kalacağı kesinleşince, tabii bu rakam, açlık ve yoksulluk sınırlarının
çok altında kaldı. Buna göre asgari ücret açlık sınırının 3 bin 774 lira altında bulunıyor. Asgari ücret ile yoksulluk sınırı arasında ise, 45 bin 300 liralık devasa bir uçurum bulunuyor. Asgari ücret yoksulluk sınırının üçte birine (20 bin 767,33 TL) bile ulaşamıyor.
Emeklilerin durumları ise, daha da vahim. Emekli maaşlarınına zam tartışmaları sırasında ümitlenen, üstelik sadece maaşlarının asgari ücret düzeyine çıkarılmasını talep eden (ki artık asgari ücret de açlık ve yolsulluk sınırlarının altında kalıyor) emekliler, her defasında açıklanan artışla hüsrana uğruyorlar. Bu defa da aynısı oldu ve en düşük emekli maaşları, 2 bin 500 lira arttırılarak 12 bin 500 liraya yükseltildi. Bir kere daha hayal kırıklığı yaşayan emekliler artık, 12 bin 500 lira ile hayatta kalmaya çalışacaklar.
Halk kitlelerinin yaşam koşullarının iyice zorlaştığı bu koşullarda, asgari ücretlerin, artışlara göre yeniden ayarlanmayacağı, arttırılmıyacağı, yıl sonuna kadar 17 bin 2 lira olarak kalacağı kesinleşti. Kısaca çizilen bu tablo ülkede milyonlarca işçi, emekçi ve emekliler için durumun ne kadar vahim olduğunu özetliyor, ortaya koyuyor..
Erdoğan ve iktidarı ise bu durumu « normal » karşılıyorlar. Çünkü bu iktidar, tamamen parababalarının ve patronların hizmetinde bulunuyor. Gündem bir sürü incir çekirdeğini doldurmayan « iğreti konularla» meşgul ediliyor, gerçek sorunlardan uzaklaşılması sağlanıyor. Onlar bu kapitalist sömürü düzeninden nemalanıyor, nasiplerini alıyorlar. Milyonlarca emekçi ve emekli yoksulluk ve hatta açlık sınırının çok çok altında yaşamaya çalışırken, bu şartlarda kıvranırken, onlar aşırı lüks, gösterişli « güzel yaşamlarını » sürdürüyorlar. Bir de utanmadan herkese tasarruf yapmalarını, dişlerini sıkmalarını önerip, yağmalamalarından arta kalan ufak tefek kırıntıları da gaspetmekle uğraşıyorlar.
Başta CHP olmak üzere, kendisine muhalefet diyenler, emekçilerden yoksullardan yana olduklarını iddia edenler, Erdoğan’ın ve iktidarının yaratıp önlerine attıkları konularla ilgileniyor, temel sorunu, yani varolan iktidarı de-virme, işçi sınıfının iktidarını kurma görevini gözden kaçırıyor, zamanlarını, enerjilerini sahte gündemlerle uğraşarak harcıyorlar, iktidarın suç ortakları oluyorlar. «Yumuşama», «normalleşme» politikaları aldatmacalarına kapılıp, son seçimlerin de ortaya koyduğu gibi bütün inandırıcılığını, güvenirliğini kaybeden Erdoğan ve iktidarını devirmek yerine, yeniden diriltmeye, ona güç ve zaman kazandırmaya yol açıyorlar.
Yaşam şartları, özellikle hayat pahalılığı nedeniyle öylesine ağırlaşıyor ki, yaşamak artık kitleler için olanaksızlaşıyor. İnsanlar bırakın sağlıklı beslen-meyi, karınlarını doyuracak yiyecekleri bile bulamıyorlar. Ayda 15 veya 20 bin TL alan bir kişi, kilosu 600 hatta 700 TL olan bir kilo eti, nasıl alabilir ?
Ocak – Haziran ayları arasındaki dönemde, yani sadece 6 ayda, 5 milyon yeni kredi kartı kullanıma girdi. Daha da kötüsü Ocak’ta kredi kartları üzerinden yapılan toplam harcama tutarı 901 milyar 63 milyon TL iken haziran ayında 1 trilyon 74 milyar 424 milyon TL’e yükseldi. Yani insanlar maaşları yetmediğinden, kredi kartlarından medet umuyorlar. Yeterli gelirleri olmadığı için de borç batağına saplanıyorlar. Ocak ayında, kredi kartı borcu olan kişi sayısı 27 milyon 747 bine tırmanmıştı. Bu rakam Mayıs ayında 29 milyon 230 bin TL olarak gerçekleşti.
Kısacası patronların ve parababalarının kasaları hızlı bir şekilde trilyonlarla dolarken, kitlelerin gelirleri ise aksine eriyor.
Bu koşullarda, işçilerin, emekçilerin, halk kitlelerinin, üretimden gelen güçlerinin bilincinde olarak, örgütlü bir biçimde iktidara alternatif olmaları gerekiyor.
(29.07.24)


Ana sayfa | İletişim | Site planı | |

Site yaşamını izle tr  Site yaşamını izle Başlıca Makaleler   ?