Sinif Mucadelesi

Ekonomik kriz en çok işçi sınıfının etkiledi

Cumartesi 18 Temmuz 2009

Başbakanın televizyonlarda, krizin sonunun göründüğünü söylediği gecenin sabahında Türkiye ekonomisinin, ilk üç ayda, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 13.8 küçüldüğü ortaya çıktı.

Böyle devam ederse, tıpkı başbakanın sözleri gibi hükümetin tüm yıl için yüzde 4 büyüme öngörüsünü yüzde 3.6 küçülme olarak değiştirmesi de boş çıkacak.

Kağıt üstünde 10 bin 436 dolara yükseltilen kişi başı gelir, yine kağıt üstünde 9 bin 642 dolara düşmüş oldu.

Ekonomideki küçülme oranı İkinci Dünya Savaşı dönemindekinden sonra, 2001 krizini de geçerek ikinci sıraya yerleşti.

Başbakan konuşmasında “…hükümet olarak bundan sonra da tedbirler almaya devam edeceğiz. …dünya ülkeleriyle kıyaslandığında, Türkiye’nin bu zor dönemi en az hasarla atlatan ülkeler arasında olduğu da bir gerçektir” dedi. Oysa rakamlar, bu sözlerini de yalanlıyor.

Üstelik geçen yılın son üç ayında da ekonomi yüzde 6.2 oranında küçülmüştü. Bu nedenle ekonomi üst üste iki kez üç aylık dönemlerde küçüldüğü için ekonomi dilinde “reseseyonda” kabul ediliyor.

Ekonomideki en önemli alanlar olan imalat sanayi yüzde 18, madencilik yüzde 13, ticaret ise yüzde 25, ulaşım-haberleşme yüzde 17, inşaat yüzde 18 oranında küçüldü. Ekonomiye fazla katkısı olmayan alanlar da rakamlara dahil edildiği için ortalama rakam, gerçek etkisinden daha küçük.

Emekçilerin çalıştığı bu temel alanlardaki küçülme, milli gelir gibi sadece kağıt üstünde bir rakam değil, milyonlarca işçiyi ve ailelerini doğrudan etkileyen bir gerçek. Küçülme, işsizlik, geçinememe, tedavi olamama, emekli olamama anlamına geliyor.

Ekonomik kriz, işçileri ve işçi ailelerini vurdu. Ama bankalar, krizde bile kâr etmeye devam ediyor. Bu, sadece bankacılık sektöründe kazanç artışını göstermiyor. Krizin etkileri nedeniyle, sermayelerini üretime değil bankalara yatıran çoğu patronun da kazandığı anlamına da geliyor.

Kapitalist ekonomide, her şey gibi ekonomik kriz de patronlar için ayrı, işçi sınıfı için ayrı yaşanıyor. Tüm işçi sınıfı krizden etkilenirken, bazı küçük patronlar yok olsa bile patronların en büyükleri cepleri daha da şişmiş olarak çıkacaklar.

Patronların her kesimi, kriz ortamını daha da büyüyerek, rakiplerini eleyerek, kendine çalışan küçük şirketleri yutarak çıkmak için hükümete, kendi taleplerini dayatıyor. Ardı artına açıklanan paketler de onların bu taleplerini karşılamayı amaçlıyor. İşçi sınıfının talepleri dile getirilmiyor.

Kendi taleplerini dile getirmek, bunları uygulatmak için gerekeni yapmak işçi sınıfının omuzlarında.

Krize karşı; işçi çıkarılmasının yasaklanması, krizde zarar ettiğini söyleyen işyerlerinin defterlerinin işçilerin denetimine açılması, ücretlerin düşürülmesinin yasaklanması, bankaların işçi sınıfının denetimine açılması gibi talepler, acil ve gereklidir.

İşçi sınıfı kendi talepleri için mücadele etmedikçe, patronlar ve onların hizmetindeki hükümetler sorumlusu olmadığı krizin tüm yükünü sırtına yükleyecek. İşçi sınıfının bu gidişi durduracak, tersine çevirecek gücü vardır. Hatta böyle bir şeyi başaracak tek güç budur. (01.07.09)


Ana sayfa | İletişim | Site planı | |

Site yaşamını izle tr  Site yaşamını izle Arşiv  Site yaşamını izle Arşiv 2009  Site yaşamını izle Sınıf Mücadelesi Sayı : 133 - 3 Temmuz 2009  Site yaşamını izle Emekçinin Gündemi   ?