Sinif Mucadelesi

2023 yılının ilk dokuz ayında, en az 1409 işçi hayatını kaybetti

Cumartesi 18 Kasım 2023

3 Kasım 2002’de girdiği seçimlerle ilk defa iktidara gelen ve sonraki seçimlerde de her türlü hileli yöntemi kullanarak 21 yıldır iktidarda kalmayı başaran, iktidara geldiği ilk günden beri çeşitli keyfi, uygulamalar, yeni çıkarılan veya onlarca defa değiştirilen yasa, yönetmelik gibi resmi yollarla kapitalist çetelerden yana kararlar alıp, işçi sınıfına karşı olduğunu her fırsatta ortaya koyan Erdoğan, AKP ve 20 Şubat 2018 tarihinde AKP ve MHP tarafından kurulan Cumhhur ittifakının iktidarının işçi, emekçi, emekli... kısacası yoksul kesimlere karşı uyguladığı politikalar, hayatın her alanında hissediliyor. İşçi ve emekçilerin yaşam koşullarında en ufak bir ilerleme, iyileşme olmadığı gibi, bu koşullar gün be gün daha da kötüleşip, yaşanmaz hale geliyor.

İşte ISİG’in (İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi) iş cinayetleri konusunda 2023 yılının ilk 9 ayı ile ilgili istatistikleri, durumu bütün çıplaklığıyla, açıklığıyla ortaya koyuyor. Buna göre, inşaat, tarım, sanayi, lojistik, hizmet sektörü de dahil olmak üzere bütün sektörlerde, Ocak ayında 116, Şubat ayında 195, Mart’ta 130, Nisan’da 124, Mayıs’ta 146, Haziran’da 161, Temmuz’da 183, Ağustos’ta 203 ve Eylül ayında ise 151 olmak üzere, dokuz ayda toplam 1409 iş cinayeti gerçekleşti. 2023 yılının ilk dokuz ayında iş cinayetlerinin cinsiyetlere göre dağılımına bakıldığında 136 kadın işçi ve 1273 erkek işçinin hayatlarını kaybettikleri görülüyor.

Bu, 21 yıldır, iş güvenliği ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi konusunda hiçbirşey yapılmadığının rakamlarla ifadesi anlamına geliyor. Sermaye kârlarına kâr katsın diye iş yerlerinde çalışma koşulları, güvenlik gözardı ediliyor, kazalar, ölümler, açılan davalar örtbas ediliyor « Bunlar sürekli olan şeyler, bu işin fıtratında bu var » (238 canın yitirildiği 2014 yılında gerçekleşen Soma faciasında birinci dereceden sorumlu o dönemin başbakanı Erdoğan’ın söylediği sözler) denilerek geçiştiriliyor. İş cinayetleri rejimi böylece varlığını sürdürüyor.

ISİG’in raporuna göre, iktidarın temel ekonomik alanı, inşaat sektöründe 261 iş cinayeti kaydedildi. Bu yaşamlar, çoğunlukla uygun iskele, korkuluk, güvenlik ağı ve ekipmanlar olmadığından, yüksekten düşme ile kaybedildi. Her alanda olduğu gibi bu sektörde de malzemeden tasarruf etmek için, insan yaşamları bonkörce, acımasızca harcandı.

Orman iş kolunu da içeren tarım sektöründe « mevsimlik çalışma » dönemi de dahil, dokuz ayda çoğunluğu, 150 tanesi çiftçi olmak üzere 259 emekçi öldü. Bu ölümlere ise tarım makinaları yanında, çoğunlukla emekçileri taşımada kullanılan uygun olmayan, genellikle çok eski taşıtlar, tıka basa doldurulan traktör römorkları gibi araçlar neden oldu.

Gıda, maden, kimya, tekstil, ağaç, çimento, metal, enerji, tersane gibi sanayi dallarının işçilerini içeren büyük bir alana yayılmış olan sanayi sektöründe gerçekleşen iş cinayeti sayısı ise 312 oldu. Rapora göre sektör çok geniş olduğundan fabrikalardaki büyük patlamalar ve maden ocaklarındaki göçükler dışındaki ölümler görülmüyor, sayılamıyor. Yani tahminen ölüm sayısı açıklanandan çok daha fazla.

Yine sanayi sektörüne bağlı lojistik ve taşımacılık alanlarında da kayıplar kaydedildi. Taşımacılıkta çalışan 171 şoför yaşamını yitirdi. Üstelik bu ölümler iş cinayetleri istatistiklerini hafifletmek üzere trafik kazaları olarak kaydediliyor. Oysa ki tır, kamyon, otobüs, servis minibüsü, taksi şoförleri çok uzun çalışma saatleriyle, dönüşümsüz çalışmaya zorlanıyor. Diğer yandan kullanılan araçların bakımı yeterince ve sıkça yapılmıyor. Eski araçlar kullanıldığı gibi, yol aydınlatması veya düzenlemeleri gibi sorunlar da bu cinayetlere neden olabiliyor. Hizmet sektörü de, bir çok alan içeriyor ve tehlikesiz işler gibi görülen bu sektördeki uzun çalışma saatleri, yoğun, yorucu, sigortasız çalışma, her türlü kuralsızlığın hakim olduğu ve sendikal örgütlenmenin yok sayılacak kadar az olduğu ya da hiç olmadığı bir sektör olarak ortaya çıkıyor. Bu sektöre en iyi örnek ise moto kuryelik. Dokuz ayda 38 moto kurye yaşamını yitirdi. Bütün bu rakamlara şiddete maruz kalan sağlık emekçileri, işsizliğin yol açtığı intiharlar (eylül ayında iki oyuncu yaşamını yitirdi), geçim sıkıntısı nedeniyle iki iş yapmak zorunda kalan, iş ortamındaki gerilim ve stresten kalp kriziyle ölen öğretmenler, memurlar, büro ve belediye işçileri de eklenebilir.

Raporda ölüm nedenlerinden biri olarak bu yaz yaşanan sıcaklara da dikkat çekiliyor ve « Tarımda, inşaatta, tersanede, kısacası birçok işkolunda, özellikle öğle sıcağında işçilerin dışarıda çalıştırılması sürdürüldü. Kapalı ortamlarda ve kalabalık bir biçimde çalışmak da sorunun başka bir yönünü oluşturdu... İzmir’de bir kadın PTT emekçisi öğle sıcağında dağıtım yaparken beyin kanaması geçirerek hayatını kaybetti. Osmaniye’de bir enerji işçisi çalışırken kalp krizi geçirdi. Sıcakta çalıştırmanın işçilerin ölümüne neden olmasının diğer yönü de özellikle tarım işçilerinin serinlemek için girdikleri gölet ve kanallarda boğularak hayatlarını kaybetmeleri oldu.» ifadesi yer alıyor.
Çocuk işçilere gelince, bu yıl da çocukların çalışmalarının yasak olduğu iş kollarında, 15 yaşın altında olsalar bile yine de çalıştırılmaları söz konusu oldu. Bu yılın ilk dokuz ayında 21’i 14 yaş ve altında, 23’ü 15-17 yaş aralığında olmak üzere 44 çocuk/genç hayatlarını kaybettiler.

Raporda ayrıca 6 Şubat günü yaşanan ve 11 ilde büyük oranda hissedilen depremlerde işlerinin başındayken kaybedilen işçi ve emekçilerin kesin sayılarının tespit edilemediğini, ancak yine de sağlık, eğitim, temizlik, otelcilik gibi alanlarda bütün çabalara rağmen 92 emekçinin öldüğünün belirlendiği belirtiliyor. Bu depremde açıklanan resmi ölüm sayısının 50 bin olması, ancak göçük kaldırılma çalışmalarında hala cesetlere rastlanması ve gerçek sayısının ise 100, 150 bini geçtiğinin ileri sürülmesi, bu sayının ne kadar güvenilir olduğunu da ortaya koyuyor.

İSG’in raporda, işçiler ve emekçilerin kapitalist sistemin onları mahkum etmeye çalıştığı güvensizlik ve güvencesizliğe, örgütsüzlüğe, çaresizliğe teslim olmadıklarını, Agrobay’da, FEDAŞ’ta, Trendyol’da, Hastanelerde, Bekaert’te, Sputnik’te, Ataşehir Belediyesi’nde, Corning’de ve adı sayılamayan onlarca işyerinde, çeşitli bölgede, kadın, erkek, çocuk, yaşlı, göçmen yüzlerce işçinin örgütlendiğini, sorunlarına çözüm aramaya çalıştıklarını, uğradıkları haksızlıklara karşı ses çıkardıklarını, birçok yerde yaptıkları grev ve direnişlerle teslim olmadıklarını vurguluyor. Ve «İşçiyiz, Haklıyız, Kazanacağız...». «Çalışırken ölmek istemiyoruz... Yaşamak için direniyoruz...» gibi sloganların da yankı bulduğu belirtiliyor.

Katledilen bunca insanın a kanın yerde kalmaması için öncelikle Erdoğan, AKP ve Cumhur İttifakının saltanatına son verilmesi, işçi ve emekçilerin kendi öz örgütlerini, gerçek bir işçi partisini yaratarak toplumu proleterya diktattörlüğü ve demokrasisi temelinde yeniden örgütlemesi gerekiyor. (09.06.2023)


Ana sayfa | İletişim | Site planı | |

Site yaşamını izle tr  Site yaşamını izle Sınıf Mücadelesi Sayı: 295 - 7 Kasım 2023  Site yaşamını izle Emekçinin Gündemi   ?