Sinif Mucadelesi
Sınıf Mücadelesi’nin Sözü

İsrail : bir siyasetin çıkmazı

Cumartesi 18 Kasım 2023

Başbakan Binyamin Netanyahu, 7 Ekim’deki Hamas saldırısının ardından, özellikle askerlerden veya eski askerlerden oluşan bir Ulusal Birlik Bakanlar Kurulu oluşturdu. Bu kurulda, eski genelkurmay başkanı Benny Gantz ve yakın zamanda Gazzelilerin « insanımsı hayvanlar » olduğunu söyleyen Savunma Bakanı Yoav Gallant da yer alıyor.
2022 yılının Aralık ayında milliyetçi ve dinci aşırı sağ ile kurulan hükümet hâlâ varlığını sürdürüyor. Ancak ülkeyi Ulusal Birlik Bakanlar Kurulu yönetiyor ve askeri operasyonlar devam ettiği sürece de yine bu bakanlar kurulu yönetecek. Muhalefeti toparlayıp bir araya getirmek için, aşırı sağ uzaklaştırıldı, dışlandı. Bu belki de, politikasını dayattığını düşünen müttefikleri karşısında belirli bir bağımsızlık kazanan Netanyahu’nun hoşuna gitmeyecek.

Halk arasında hakim gibi görünen duygu, Hamas’a karşı savaşıldığı süre boyunca safları sıklaştırmak ve Netanyahu’ya karşı muhalefete, protestolara son vermek gerektiği yönünde. Ancak belirli bir biçimde İsrail halkının düzenli olarak kendisini içine gömülmüş olarak bulduğu bu savaş durumu, aşırı sağın gelişmesini kolaylaştırıyor.

Siyonist hareket, 20. yüzyılın başlarında ortaya çıktığında, bir Yahudi Devleti’nin kurulmasını Orta Avrupa’da maruz kalınan kıyım ve zulümlerden kaçmanın bir yöntemi olarak sunmuştu. İkinci Dünya Savaşı’ndan ve Nazi’ler tarafından 6 milyon kadar Avrupalı yahudinin katledilmesinden sonra, soykırım sonrası hayatta kalabilen yüzbinlerce yahudi, 1948 yılında İsrail Devleti’ni kurmak için Filistin’in topraklarına akın etmeye başladılar. Siyonist gruplar, Filistin’i kontrol altında tutan Büyük Britanya’ya yani İngiltere’ye, bu Devlet yaratma işini dayatmak için, Arap halklarının yaşadıkları topraklardan sürülmesi de dahil olmak üzere, silahlı terör şiddetini uygulamaktan da çekinmediler.

Genç İsrail Devleti’nin ordusu, Arap devletlerine karşı 1948-1949 yıllarında yapılan ilk savaş sırasında, 700 binden fazla Filistinliyi topraklarından sürdü. Bugün Gazze’de yaşayanların çoğu, gerçek bir etnik saflaştırma, soykırım politikasının kurbanlarının torunları oluyorlar.

İsrail’in kurucularından diğer bir kısmı da sosyalist hareketten geldi. Kibbutz, (Kibbutz, ilk olarak 1909 yılında Filistin’de kurulan, kolektif biçimde yaşanan bir köydür) kolektif tarım işletmeleri, etrafında bir mitoloji yaratıldı. Ancak asıl amaç, bu topraklarda yaşayan Arap köylülerin yaşadıkları yerlerden sürülmeleri, yeni toprakların fethedilmesi ve bu yöntemin teşvik edilmesiydi. Sözde sosyalist solun partileri, yıllar boyunca Filistinlilere karşı yürütülen bütün savaşları desteklediler, çünkü kurduklarını iddia ettikleri sosyalizm, Filistin halkını içermiyordu, onlara yönelik değildi. İsrail siyasi yaşamında uzun süredir egemen olan sol, aşırı milliyetçi ve dini akımlar yararına zayıflamaya devam etti. Sol, 2022 yılının Kasım ayında yapılan parlamento seçimlerinde, gerçek bir fiyasko yaşarken, aşırı milliyetçi partiler ilerleme kaydetti. Böylece Dinci
Siyonist Parti, yüzde 10 oyla, üçüncü siyasi güce dönüştü. Batı Şeria’nın işgali, yani buraya yahudilerin yerleştirilmesi, Devlet ve ordunun desteğiyle hızlandı.

Son seçimlerden bu yana iş başına geri dönen Netanyahu, kuşkusuz yargı sisteminde yaptığı reform nedeniyle büyük protesto gösterileriyle karşı karşıya kaldı. Bu yargı sistemi reformu, genellikle aşırı sağa karşı bir denge unsuru olarak görülen Yüksek Mahkeme’nin yetkilerini sınırlandırmayı ve azaltmayı öngörüyor. Ancak bu muhalefet, Devletin Filistinlilere yönelik politikasının sorgulanmasını sağlamadı.

Bu sonu gelmeyen çatışma ve savaşlar zincirinden kurtulmak, İsrail’in kuruluşundan bu yana hakim olan milliyetçi mantıktan kopmayı gerektiriyor. En güçlü orduya sahip olmanın yeterli olduğuna inanmak ölümcül bir yanılgı oluşturuyor. Bu iki halk aynı toprakları paylaşarak barış içinde yaşayabilir ve yaşamaları da gerekiyor. Bu ancak sadece, başta Filistinliler olmak üzere herkesin ulusal haklarının tanınması ve Filistinlilerin mağdur edildikleri yerlerinden edilme, yağmalama ve yok edilme gibi politikalara son verilmesiyle olanaklı olabilir.

Bu bakış açısı, kendilerini emperyalizmin kuklası, araçları haline getiren, ayrıca Filistin ve İsrail halklarını sürekli savaş koşullarında yaşamaya mahkum eden, 1948 yılından beri birbirini izleyen hükümetlerin bakış açılarından bütünüyle kopmayı gerektiriyor.
(18.10.23, LO)


Ana sayfa | İletişim | Site planı | |

Site yaşamını izle tr  Site yaşamını izle Sınıf Mücadelesi Sayı: 295 - 7 Kasım 2023  Site yaşamını izle Sınıf Mücadelesi’nin Sözü   ?