Sinif Mucadelesi

İşçi sınıfından alıp patronlara veren bu düzen seçimle değil, işçi sınıfının mücadelesiyle değişecek

Perşembe 4 Mayıs 2023

Altı ay sonra uyandığında enflasyonun tek haneli rakamlara ineceğini söyleyen bakan Nebati, %50 oranındaki enflasyondan çok memnun kaldı. Artık patates soğan fiyatını, hele et fiyatını konuşmamak gerektiğini de ekledi. Enflasyon iktidarın gündeminde değil, hiç olmadı. Buna karşın emekçilerin en önemli gündemi enflasyon.

Fiyat artışı, resmi olarak kağıt üstünde yavaşlasa da gerçekte fark edilen bir yavaşlama yok. Daha fenası, peynirin, zeytinin, soğan veya patatesin, ev kirasının bir ay sonra artacağı kesin ama ne kadar artacağı belli değil. Bu ortamda, asgari ücret, emekli aylıkları artsa da açlık sınırının altında kaldığından, işçiler, emekliler, zor durumda.

Fiyat artışına neden olan etmenlere, depremin etkisi de eklendi. Maraş, Antep gibi sanayi şehirlerinde fabrikalar yıkıldı, hasarlı, çalışmıyor. 850 bini aşkın işçi işsiz, gelirsiz kaldı. Adıyaman, Hatay, Urfa gibi tarım üretimi yapılan şehirlerde ekim, sulama, çapalana, hasat gerektiği gibi yapılamıyor. Mevsimlik tarım işçiliğinin çoğunu yapan Adıyamanlılar, göçük altında kaldı, susuz, açıkta kaldı. Bir yılda %650 artan soğan fiyatı gibi gıda fiyatı da daha yükselecek.

İşçi sınıfı ve tüm yosul düşmüşler, gerçekten beslenme sorunuyla karşı karşıya. Ancak hükümetin önerdiği şey deprem bölgesine inşaat yapmak. Binlerce kilometre öteden petrol, doğalgaz getirenler, iki ayda boruları birbirine ekleyip depremzedelere su getiremedi; ev mi yapacak?

Elbette yapmayacak. Beşli çete ve diğer patronlar, Erdoğan’ın göstermelik hastane inşaatı temeli atmasında olduğu gibi, bazı yerlerde yeri eşeleyip, toplanan deprem yardımlarını aralarında paylaşacak. Depremzedelere su veremeyen, çadır dikemeyen selden koruyamayan iktidar, ihale dağıtmakta, ihale bedeli ödemekte çok mahir.

AKP ve hükümet yetkililerinin her açıklaması, her savunması, yeni bir yanlışlığı, eksikliği ortaya döküyor. İktidar, çaresiz kalmış görünüyor. Bu ortamda AKP kadroları ve AKP’yi destekleyen patronlar, her yolla iktidarda kalmak, kalamayacaksa en fazlasını çalıp çırpmak, el koymak, kasasına yığmak istiyor.

Seçime böyle bir artamda gidiliyor. Bir avuç iktidar çevresinin, kendi çıkarını sanki herkesin çıkarınaymış gibi dayattığı, kibirle, kendisi gibi düşünmeyen herkesi rahatça aşağılayıp suçladığını, mahkemelerin sindirmek için kullanıldığını, siyasi şiddetin tırmanışı görüyoruz. Erdoğan iktidarı “yosuzluk, yoksulluk, yasak”lara karşıydı, kendileri hepsini yaptığı gibi bir de “yozlaşma”yı getirdiler.

İşçi sınıfının, emeklinin, depremzedenin, deprem bekleyenin, milyonların derdi ile, dünyası ile, iktidarın dünyası tamamen farklı. Muhaliflerin de öyle. Tüm siyasiler, bizi dinleyin, ötekileri değil, biz yapacağız, oy verin yeter diyor. Oysa önünüzdeki sorunların hiç biri, birilerinin şu veya bu kararı almasıyla çözülemez.

İşçi sınıfının, tüm emekçi kesimlerin kararlılığı, onayı, çabası olmadan, ne pahalılık biter, ne geçim derdi, ne işsizlik, ne de deprem derdi. İşte bu nedenle oy vermek için değil, yaşamımızı iyileştirmek için siyasete müdahale etmemiz gerek. (06.04.23)


Ana sayfa | İletişim | Site planı | |

Site yaşamını izle tr  Site yaşamını izle Sınıf Mücadelesi Sayı: 290 - 25 Nisan 2023  Site yaşamını izle Başyazı   ?