Sinif Mucadelesi

Emekçiler geçim derdinde, Siyasiler rant ve koltuk!

Cuma 10 Nisan 2009

Emekçilerin bu düzende sona ermeyen iki çilesi olan işsizlik ve geçim sorununun arttığı bu günlerde, siyasi sistem, en azından bir süre için daha kendini onaylatmakla meşguldü.

Bundan yararlanan patronlar, rahatça işçi çıkardı, sözleşmeler çıkmaza girdi, ücretler geciktirildi, ücretli, ücretsiz izinler tavan yaptı. Ama Başbakan’ın milyonlarca emekçiyi vuran krizi görmezden gelme siyaseti, bir oranda geri tepti.

AKP, seçmen sayısı artmasına rağmen 1 milyon civarında oy kaybetti. Başbakan ilk değerlendirmesinde, suçu medyaya ve bugüne kadar “yok” saydığı krize attı: “Finansal kriz yaşıyoruz” dedi.

Yerel seçim, belediyeler aracılığıyla son yıllarda artan rantın kimin eliyle ve nasıl paylaşılacağını belirledi. En çok insanın öldüğü seçim olması ve günlerdir süren itiraz ve protestolar, rant kavgasının ne kadar büyük olduğunu gösteriyor.

İktidarda olmasına rağmen AKP’nin 17 ili kaybetmesi hoşnutsuzluğun ifadesidir. Benzer şekilde MHP elindeki 2 başkanlığı kaybetti. Buna karşılık, CHP ve DTP elindekileri korudu.

Esas olarak CHP ve MHP ve biraz da SP’’nin oyları arttı, AKP’nin oyu düştü ve DTP’nin oyları aynı civarda kaldı. Küçük partiler, daha da küçüldü. Kendine “devrimci” diyen solun oyları ise ÖDP dışında daha da düştü. Ama sonuç olarak sol, seçimde bir varlık gösteremedi.

Sonuç olarak bu seçim, büyük partiler etrafında toplanmayı, AKP’ye diğer partilerden giden oyların geri döndüğünü gösteriyor. Bir de AKP’den giden şehirler, krizin etkisinin hükümete tepki olarak yansıdığını gösteriyor. Sonuçta sağ oylar ve sol oylar klasik çizgilerine geri döndü denebilir.

Bazı siyasiler ve sözde uzmanlar, seçimden sonra Türkiye’de çok seçim yapıldığını, demokratik sistemin oturduğunu söyleyerek, bundan övgüyle bahsettiler.

Evet, çok seçim yapıldı. Emekçilere, yoksullara “demokrasi” diye 4-5 yılda bir üzerinde birkaç isim yazılı kağıt parçalarına mühür basıp sandığa atmaları söyleniyor.

İşini korumak için, yoksulluktan kurtulmak, ailesini geçindirmek, haklarını iyileştirmek için en küçük bir protesto gösterisi polisin şiddetiyle karşılaşıyor.

İşyerlerinde, bir çalışanın ücret veya çalışma koşulları ya da üretim hakkında tek söz etmesi yasak, kriz vurdu deyip işçi çıkaran şirketlerin muhasebe bölümlerinde çalışanların tam aksine gerçekleri açıklamaları yasak, resmi kurumlarda amirlerinin yolsuzluklarına, adam kayırmasına memurların itiraz etmesi düşünülemez bile.

Siyasilerin seçim meydanlarında söylediklerini yapıp yapmadıklarını denetlemek imkansız. Ama seçim yapılıyor ya, yeter! Demek ki, demokrasi var!

Bugüne kadar hiçbir seçim emekçilerin yaşamında temel bir değişiklik getirmedi, emekçilerin sorunlarına seçim yoluyla çözüm bulunmadı. Çünkü emekçilerin sorunlarının nedeni, şu veya bu partinin kötü yönetimi değil, özel mülkiyete, bireysel kâra dayanan kapitalist düzenin kendisidir.

Hiçbir seçim, kapitalist düzeni değiştirmeyi hedeflemez, aksine düzeni emekçilerin sözde onayıyla meşru kılmayı amaçlar. Seçim, burjuvazinin hizmetinde çalışan burjuva partiler arasında bir nöbet değişiminden başka bir şey değil.

Medyada, “başarısız” bakanların değiştirileceği söyleniyor. Böylece hükümet, bir sonraki seçime kadar idare edecek. Ancak, ne uyguladıkları ekonomik kararlarda ne de kriz ortamında mecbur bırakıldıkları kötü yaşam koşullarında bir farklılık olacak.

Eğer yaşam koşullarımızı iyileştirmek istiyorsak, bunu seçimle değil, işyerlerimizden başlayarak, kendi çıkarlarımız temelinde örgütlenme ve mücadele ile yapabiliriz. (02.04.09)


Ana sayfa | İletişim | Site planı | |

Site yaşamını izle tr  Site yaşamını izle Arşiv  Site yaşamını izle Arşiv 2009  Site yaşamını izle Sınıf Mücadelesi Sayı : 130 - 3 Nisan 2009  Site yaşamını izle Başyazı   ?