Geçmişten ders çıkarmak gerekiyor
25 Ekim’de Şilili seçmenlerin %79’u yeni anayasayı oluşturacak komisyonun oylamasına katıldı. Komisyon oyların %51’ini almış olsa da uluslararası basında bu sonuç “demokrasi için zafer” olarak lanse edildi. Çünkü patronlar 12 aydır devam etmekte olan ve rejimin taşlarını yerinden oynatan şiddetli huzursuzluğun yeni bir anayasa ile noktalanacağını umut ediyorlar.
Şili dünya üzerinde eşitsizliğin en yoğun olduğu 12. ülke. İşçi sınıfının yarısı ayda 570 dolar kazanıyor. Ortalama emekli aylığı ise 300 dolar. Hastalık veya işsizlik bir işçiyi açlığın eşiğine getiriyor çünkü Şili’de sosyal güvenlik yok. Ekim 2019’da halkın hükümete karşı olan öfkesi, Santiago metro bileti zammı üzerine büyük bir şiddetle patladı ve merkez-sağ başkan Sebastián Piñera olağanüstü hal ilan etti. 12 Kasım 2019’da Şili’de ülke nüfusunun onda biri greve gitti! Yükselen bu öfke dalgasıyla mücadele etmek için 15 Kasım’da hükümet ve muhalefet partileri bir anlaşma imzaladı ve askeri dikta anayasasını değiştirme kararı aldı. “Demokratik sürece güven” daha önceleri Şili halkı için çok pahalıya patlamıştı. Çıkardıkları derslerin bedelini 1973’te kanlarıyla ödemişlerdi.
Bu düzendeki herhangi bir anayasa da sadece bir yama işlevi görür. Oylamaya katılım düşük olsa da seçmenlerin demokratik sürece güvenleri azalmış gözüküyor. Umuyoruz ki Şili halkı geçmişten ders çıkartmıştır.
Workers Fight (28.12.20)