Asgari ücret raporu
DİSK, 2021 yılı için asgari ücret raporunu yayınladı. Raporda asgari ücret ve genel olarak ücretli çalışanları ilgilendiren veriler çok çarpıcı.
Rapor, Türkiye’de asgari ücretin bir istisna değil aksine yaygın ücret biçimi haline gelmesiyle başlıyor. Yaklaşık 3.3 milyon işçi asgari ücretin altında çalışıyor. Asgari ücretin yarısından aza çalışan sayısı, yaklaşık olarak 1 milyona ulaştı.
Türkiye’de asgari ücrete dahi ulaşamayan işçilerin toplam çalışanlar içindeki payı yaklaşık olarak %17; yani her 6 işçiden biri aylık olarak 2.320 tl ve altında ücrete çalışıyor. Aylık olarak 1.800-2.700 tl arasında ücret alan işçilerin sayısı ise neredeyse 10 milyona ulaştı. Yani her 2 işçiden biri bu aralıkta ücret alıyor. Aylık 3.500 tl ve altında ücretle çalışan işçilerin sayısı ise 12.5 milyon. Yani her 10 işçiden 6’sı bu ücret aralığında çalışıyor.
Kadın işçilerin durumu ise daha vahim. Her 4 kadın işçiden biri asgari ücretin altında ücretle çalışıyor ve her 2 kadın işçiden biri aylık olarak 2.320 tl ve altında, yani asgari ücret ve asgari ücretin altında bir ücretle çalışmak zorunda.
Türkiye, asgari ücret civarında çalışanların AB ülkelerine kıyasla en yüksek olduğu yer. Türkiye’de asgari ücretle çalışanların oranı AB ülkelerinin ortalamasının 6 katı.
Türkiye, 383 avro ile yalnızca Sırbistan, Bulgaristan ve Arnavutluk’tan daha iyi durumda. Yalnız, bir konuda ilk sırada o da cumhurbaşkanı veya başbakan maaşlarının asgari ücrete kıyası konusunda.
Erdoğan, asgari ücretin yaklaşık 30 katı ücret alıyor onun en yakın takipçisi 27 kat ile ABD. Uzun yıllardır krizden çıkamayan komşu Yunanistan’da ise yalnızca 9 kat.
Bir diğer konu da vergiler. Asgari ücretli bir işçi yılın 122 gününde yalnızca vergiler için çalışıyor. Sonuçta, 1980 darbesiyle başlayan yol epey ilerledi. Asgari ücretin satın alma gücünün düşürülmesi ile asgari ücretli çalışan oranının o günden bu yana artması birlikte düşündüğümüzde, farkın açılması bize en tepedekilerin yani patronların çok zenginleştiğini ve devletin hangi sınıfın çıkarlarını koruduğunu gösteriyor.
Üstelik asgari ücretin görünüşte devlet katında belirlenmesiyle, işçi sınıfının kendi örgütleriyle üretimden gelen gücünü kullanarak, ücretini yükseltmesinin önünde bir engel olarak yükseliyor. İşçi sınıfının mücadele olanağını kısıtlıyor. (05.12.20)
