Sinif Mucadelesi
ABD

Polis şiddeti ve yıkıcı işsizlik – ikisi de aynı kökten!

Cuma 3 Temmuz 2020

Geçen hafta 1.5 milyon yeni işsiz bildiriminde bulunduğunda tüm medya aynı başlığı attı: “İşsizlik azalıyor!"

“Azalmak” mı? Saçmalık. İşsizlik bir çığ gibi büyüyor. Siyahlar için çığ daha da büyük çünkü onlar hep “sonuncu işe alınan, ilk işten çıkartılan”.

Bugün, her şeyi yöneten patronlar, herkese iyi ücret verebilecekleri kadar çok iş yokmuş gibi davranıyorlar. Üstelik işçiler daha iyi iş imkanı için birbirleriyle rekabet ettiğinde ve bu sebeple işçiler arasında ırkçılık yaygınlaştığında, patronlar arkaya yaslanıp şöyle diyor: “Bizim problemimiz değil, bunlar ‘toplumsal meseleler.’”

Evet, bunlar toplumsal meseleler. Toplumsal sorunlar, polisin şiddetini kendi çıkarlarını dayatmak için kullanan sınıf olan kapitalistler yüzünden ortaya çıkıyor.
Çok uzun bir süredir siyah eylemciler; “eğer siyahların hayatının bir değeri yoksa kimsenin hayatının değeri yok” diyor. Gerçeği bulmanız için fazla aramaya gerek yok.

Siyahları gaddarca davranan polisler hatırı sayılır beyaza da aynı şeyi yapıyor. Siyahlara belki bir nebze daha fazla zulmediyorlar ama beyazlar, özellikle de yoksul ve işçi sınıfından olan beyazlar da şiddetten nasibini alıyor. Hatta polisin öldürdüğü beyazların sayısı, siyahlardan fazla. Latin Amerikalılar dahil, hep birlikte çok uzun süredir ızdırap içindeler.

Geçtiğimiz haftalardaki toplumsal olaylar ile birlikte, sonunda, beyazlar da bu gerçeği fark etmiş gibi gözüküyor.

Aynı gerçek bir konuda daha fark edildi: İşsizlik. Eğer siyahların işi yoksa ve siyahlar düzgün ücret alamıyorsa, kimsenin hayat standardı güvencede değil. Evet, işten çıkartılana kadar beyazların bir süre daha işi olabilir; hatta belki ücreti biraz daha, çok çok az daha yüksek olabilir. Ancak bunlar, yalnızca işçilerin önüne atılan kırıntı. Bu denli işsizlik varken, sistem bir krizden ötekine sendeliyorken, kırıntılar ne işimize yarar?

Felakete benzeyen işsizlik, kapitalistler yeterli kâr oranına ulaşıncaya kadar kimseyi işe almadığı için var. Bu da bizim bugün karşı karşıya olduğumuz bir başka “toplumsal mesele” işte: Kapitalistlerin her şeye bedel kâr hırsı!

Yapılması gereken çok iş var. İşsizler bu işlerin üstesinden gelebilir. Köprüler ve barajlar yıkılıyor, yollar bozuk. Okulların görevli açığı var, kaynak eksiği var. Bunlarla ilgili hiçbir şey yapılmıyor çünkü devletin parası kapitalistleri mali açıdan desteklemeye ayrılıyor.

Flint’te yaşananlar, bir daha yaşanmasın diye musluk suyu ve kanalizasyon sistemlerinin iyileştirilmesi gerek. Yaz fırtınalarının ortasında, karanlıkta kalmamak için elektrik hatlarının ve trafoların bakımı yapılması gerek. Elektrik hatlarını engellememesi için ağaçların budanması gerek. Bu işleri yapacak işçiler işe alınmıyor çünkü bunlara para ayırmak kâr oranlarını düşürüyor.

Çalışan her fabrikada bantlar çok hızlandırıldı, işçiler çok fazla çalışıyor. İş alanları bizi bulaşıcı hastalıklardan koruyacak şekilde düzenlenmemiş. İşyerini akıllıca tasarlamak için de para ayırmak kâr oranlarını düşürür çünkü.

Bizim karşı karşıya olduğumuz “toplumsal meseleler” işte bunlar. Bu toplumsal meselelerin, toplumsal bir cevaba ihtiyacı var, hem de tüm işçi sınıfının topyekun bir mücadelesiyle işsizliğe ve polise ihtiyaç duyan kapitalistlere verilecek bir cevaba!

Gençler mücadeleye başladı. Üç hafta önce, birçok işçi bunu hayal bile edemezdi. “Kimse bir şey yapmayacak” – birçoğu böyle söylüyordu. Ancak gençler, kitlesel bir şey yapıyor, yaşlıları utandırıyorlar. Gençlerin çoğu, işçi sınıfından ama hiçbirinin iyi bir iş ve ücret umudu yok.

Mücadele çoğunlukla gençlerle başlar, bu doğru. Ancak böyle mücadelelerin kıvılcımı işçi sınıfının gücünün merkezi olan işyerlerinde çok büyük ateşler yakabilir. Bugün işyerinde olanlar, yarın işsizler arasında olabilir. Aynı şekilde bugünün işsizi de yarın işyerinde olabilir. O yüzden hepimizin mücadelesi aynı; polis şiddetine karşı siyahların ve beyazların mücadelelerinin aynı olması gibi!

İşyerleri için de bunun geçerli olması gerek. The Spark (15.06.2020)


Ana sayfa | İletişim | Site planı | |

Site yaşamını izle tr  Site yaşamını izle Arşiv  Site yaşamını izle Arşiv 2020  Site yaşamını izle Sınıf Mücadelesi Sayı: 262 - 3 Temmuz 2020  Site yaşamını izle Uluslararası Gündem   ?