Sinif Mucadelesi

Darbe girişimi başarıya dönüştü: Ezilen darbeciler değil, emekçiler!

Cumartesi 8 Temmuz 2017

Darbe girişiminin üzerinden bir yıl geçti. Gülen tarikatı ile şu veya bu düzeyde bağlantısı olan, olduğu iddia edilen, şüphelenilen herkes hapiste veya hapse giriyor. Sadece onlara devletin olanaklarıyla siyasi ve maddi destek verip mevki veren, alan açan, güç veren, işveren, siyasiler ve siyasiler tarafından korunanlar ortalıkta dolaşıyor.

Kesin sayı bilinmemekle birlikte 150 bin civarında insan; hapiste, işten atıldı veya soruşturma kapsamında. Polisin ve rütbeli subayların da tümü soruşturuluyor.

Oysa herkes 2014 öncesine kadar, meslekte yükselmek, ticarette ilerlemek, devletten, belediyeden iş, ihale almak için Gülen tarikatından onay almanın sıradan bir aşama olduğunu biliyordu. AKP’nin, Erdoğan’ın başlattığı her ihaleden pay alma uygulaması, zaman içinde Gülencilerin ortak kontrolüne geçti. İnsanlar, siyasi partiye üye olmak yerine, kendini partiler üstü gösteren ve bizzat Erdoğan tarafından işbirliği yapılan tarikata yakınlaştı.

Okullar, öğrenci yurtları, eğitim bursları, sosyal hizmetler, işyerleri üzerinden tarikatlar her yerde “vakıf” ve “dernek” örgütlenmesi görünümünde, yaşamın bir parçasına dönüştürüldü. Erdoğan, tıpkı kendisi gibi olan; “dindar ve kindar nesil yetiştirmek istiyoruz” diyordu.

Çıkarları zıtlaşınca, siyasi çevreler, üst düzey bürokratlar hemen dümeni hükümetten yana kırdı. Ancak tabandaki kitleler, kurmuş oldukları sosyal ve ekonomik ilişkileri nedeniyle aynısını yapamadı bir kısmı da yapmadı. Her halükarda, Gülen veya AKP tarafından yönlendirildiler. Kendilerinin almadıkları kararlar, bugün yaşamlarını mahvetti. Gülenciler darbe yapmaya girişti, Erdoğan ise yasaları kullanarak onları tasfiye temek için aynısını yapacaktı, yapıyor.

Ancak bu çekişmenin bedelini tüm toplum ödüyor. Özellikle OHAL nedeniyle emekçiler, işçi sınıfı ödüyor. Erdoğan, darbenin ABD’nin ortaklığıyla yapıldığına inanıyor, Gülenci kaçaklara sığınma verilmesi nedeniyle Avrupalı liderlerin kendisine karşı olduğunu düşünüyor; her yerde düşman görüyor.

Sınırlarımızda savaş var; hem içerde hem de dışarıda. Açılım siyasetleri; Roman açılımı, Alevi açılımı, Kürt açılımı tersine döndü. Komşularla sıfır sorun siyaseti de. İleri demokrasi, çoktan unutuldu. Yenikapı uzlaşısı da. Şimdi tek söylenen “devletimiz tehdit altında!”

Her baskı uygulaması bu gerekçeyle yapılıyor. Bir çok hakkı kısıtlayan, hükümetin keyfi kanun çıkarmasına olanak veren OHAL’in uzatılmasına da, alttan alta aynı gerekçe ileri sürülüyor. Emekçiler, devleti korumak için her güçlüğe katlanmaya zorlanıyor. Bu bir aldatmaca!

Devlet hiç bir zaman emekçilerin yararına çalışmadı, neden onu savunmak, sürdürmek için çaba göstermek gereksin? Devleti yağmalayan Gülenciler, Erdoğan ve çevresinden değil mi? Patronlar, damatlar, siyasetçiler, bürokratlar, hala işlerinde, hala ceplerini dolduruyor.

Onların bahsettileri devlet, kendi iktidarları, hizmetinde oldukları patronların iktidarı, ayrıcalıklarının sürmesi. Emekçiler, bunu savunmamalı, sınıflarının çıkarına olan, darbelerle, krizlerle, tarikatlarla, savaşlarla, düşmanlıklarla örülmemiş bir iktidar için mücadele etmek gerekli. (06.07.2017)


Ana sayfa | İletişim | Site planı | |

Site yaşamını izle tr  Site yaşamını izle Arşiv  Site yaşamını izle Arşiv 2017  Site yaşamını izle Sınıf Mücadelesi Sayı:229 7 Temmuz 2017  Site yaşamını izle Başyazı   ?