Sinif Mucadelesi

Suriye yetmedi, Irak’ta da savaşa girmek isteniyor!

Cuma 3 Mart 2017

Genelkurmayın, Suriye’nin el Bab kasabasını IŞİD’den geri almak için yürütülen Fırat Kalkanı harekatının “amacına ulaştığını” açıkladığı gün, haftalar önce geçilmiş bir yerleşim yerinde IŞİD bombaları patladı, 51 Suriyeli öldü.

Suriye siyasetinin tamamen yanlış olduğunu hükümet açıkladı ama Erdoğan, savaşı sürdürmekte çok hevesli ve ısrarcı olduğundan, onlar da rotayı kırdı. Ortadoğu ve Afrika ülkeleri dışında hiçbir yerde itibar görmeyen Erdoğan, uluslararası alandaki siyasi yalnızlığını, mehmetçik kanıyla gidermenin peşinde.

Irak ordusu Musul’u almak için harekete geçtiğinde, “Musul’da katliam yapılıyor, yüz binlerce Musullu Türkiye’ye göçecek” yaygarası koparılmıştı. Şimdi, Musul’a ve IŞİD’in en güçlü olduğu Rakka’ya asker göndermek için ABD’li siyasetçilerle, generallerle toplantılar, planlar yapılıyor.

Suriye’ye gönderilen askerin çoğunluğu, er değil ücretli uzman çavuş, bir kısmı da Fetöcü olduğundan şüphelenilen askerler. 71’e yaklaşan sayıda cenazeye rağmen, siyasilere karşı tepki oluşmaması, ölen askerlerin ücretli olmasından. Yaşamını sürdürecek düzgün bir iş bulamadığı için asker olan yoksul çocuklar, “vatan savunması” laflarıyla kandırılıyor. Geride kalanlar şehitlik aylığıyla, iş vaadiyle susturuluyor. Siyasiler, generaller, bu kadar gerekli ise önce kendi çocuklarını gönüllü gönderseler ya!

Suriye konusunda “vatan savunması sınırın ötesinde başlar” demişti AKP çevresi. İran’da bunu savunursa, Irak’ta, Rusya’da aynı şeyi yaparsa kabul edecekler mi? Siyasetçilerin, çıkar için kan dökerken bile böylesi saçma sapan bahaneler kullanması gerçekten iğrenç.

Bugün de benzeri yapılıyor. IŞİD’le savaş bahanesiyle Suriye’den sonra Irak’a ordunun girmesini savunuyorlar. Savaşa girmek iyi ve gerekli bir şeymiş gibi adeta reklam ediliyor. Fırat Kalkanı için Kürt düşmanlığı ön plandaydı, şimdiki amaç daha cazip; o bölgelerde petrol var.

ABD başkanı Trump açık açık, Irak için “savaşı kazanan ganimeti alır” dedi. Erdoğan da aynı kafayla hareket ediyor ama o ancak havasını alır! Irak halkı, Suriye halkı, zerre kadar umurlarında değil. Hatta Suriye’de destekledikleri Türkmenler de.

Suriye’deki askeri operasyonun başladığı zamanki amaç ile bugün gelinen nokta arasında çok az benzerlik var. IŞİD’den temizlenen yerler güvenli bölge olacak, Kürtler sınırdan uzaklaştırılacak, ÖSO Suriye’yi özgürleştirecek, Esat yıkılacaktı. Şimdi Esat dost oldu, bugüne kadar silah isteyen ÖSO, Cenevre’de Esat’la görüşmek istiyor, güvenli bölge değil, kırmızı hattan bahsediliyor. Kırmızı hattı da mehmetçik, canıyla, kanıyla koruyacak!

Suriye’de sürdürülen savaş siyasetinin sonuçlarını 6 ayda yaşayarak gördük. İktidar, aynısını çok daha geniş çapta Irak’ta yapmak için hazırlık yapıyor. Buna karşı çıkmalıyız. Savaş, sadece Iraklı ve Suriyeli kitleleri etkilemiyor. Bizi de doğrudan etkiliyor. Üstelik sadece göç nedeniyle değil.

Savaş nedeniyle müthiş baskı uygulanıyor, farklı görüşler ve itiraz düşmanlık haline getiriliyor. Savaş, ileride OHAL’in bahanesi olmaya aday. Savaşın neden olduğu ekonomik kayıplar, tüm emekçileri yoksullaştırıyor. Geçtiğimiz yıl Türkiye, dünyada en çok silah alan sekizinci ülke oldu. Ekonomik güçte 16. sıradayız, silah satın almada sekizinci.

Erdoğan ve AKP çevresi, bu işlerden kazanan patronların istikbali için her şeyi yapmaya hazır. Onları durdurmak gerekiyor. (27.02.2017)


Ana sayfa | İletişim | Site planı | |

Site yaşamını izle tr  Site yaşamını izle Arşiv  Site yaşamını izle Arşiv 2017  Site yaşamını izle Sınıf Mücadelesi Sayı : 225 - 3 Mart 2017  Site yaşamını izle Siyasetin Gündemi   ?