Sinif Mucadelesi

Anayasa, laiklik, din ve TBMM başkanı

Perşembe 12 Mayıs 2016

TBMM Başkanı İsmail Kahramanın “Anayasa’da laiklik olmamalı, İslam ülkesiyiz. Dindar bir Anayasa yapmalıyız”, açıklamasıyla hem yeni bir gerici Anayasa istendiğini hem de Türkiye’de dinin her geçen gün topluma dayatılarak, bu ekonomik kriz ortamında, sömürü düzeninin nasıl savunulduğu daha da açıkça görülüyor.

TBMM Başkanı’nın bu kabul edilemez açıklamasına gelen tepkiler çok yoğun olduğu için şimdi geçici olarak hem Erdoğan hem de AKP, geri adım atıp, “bu açıklama kişisel ve sadece söyleyen kişiyi ilgilendirir” gibi sözlerle geçiştirmeye çalışıyorlar.

Laiklik ve din, kapitalist düzenin aleti

AKP’nin kurulması ve iktidara getirilmesi temel olarak yerli büyük sermaye ve başta ABD olmak üzere emperyalist güçlerin işbirliği ile gerçekleşti. AKP, iktidara getirilmeden önce, kurulur kurulmaz, medya yoğun bir şekilde “bunlar Müslüman, Allaha inanırlar, diğer politikacılar gibi yolsuzluklara bulaşmazlar, haram yemeden millete hizmet ederler” gibi hikayelerle kitlelere hem AKP’yi hem İslam dinini pazarladılar. Ardından da yaşayıp gördüğümüz gibi dinin etkisi, baş örtüsü, kadınlara yapılan baskılar ve şiddet her yıl, giderek daha da arttı.

AKP ve Erdoğan ile çevresi, güçleri büyüdükçe, servetleri arttıkça, devleti giderek daha büyük oranda ele geçirdikçe laikliğe, burjuva laikliği de olsa, meydan okumaya ve büyük sermaye sınıfını bile rahatsız edecek seviyelerde topluma dini dayatmaya başladı. Örneğin Erdoğan açıkça “biz, dindar ve kindar bir gençlik istiyoruz” açıklaması yapacak cesareti buldu. Bu konuda binlerce örnek vermek mümkün. Sadece okulların önemli bir kısmının İmam Hatip okuluna dönüştürüldüğünü ve genel olarak eğitimde dini şartlandırmaları nasıl yaygınlaştırdıklarını hatırlatmakta yarar var.

Bu konuda çok çarpıcı bir örnek Mersin Yenişehir İlçe Mili Eğitim Müdürlüğü arasında imzalanan “Değerler Eğitimi” protokolü çerçevesinde bir anaokulunda verilen seminere velilerden gelen tepki sonucu ortaya çıktı.

20 gün önce müftülük görevlileri tarafından bir ana okulda düzenlenen seminer, o okula giden bir çocuğun annesine “ölmek” istediğini söylemesiyle gündeme geldi. Anne; “oğlum okuldan geldikten sonra, ilahi söylediğini, dua okuduğunu, cennette gitmenin ne kadar iyi bir şey olduğunu” anlattığını açıkladı.

Bunun gibi başka uç örnekler var. Ama şöyle genel bir durum var: Türkiye’de ekonomik krizin büyümesiyle birlikte hakim sınıf, dini bir uyuşturucu gibi kullanıp, başta gençler olmak üzere, bütün topluma, dini değerleri dayatmaya başladı. Ancak bu bilinçli yönlendirme ne AKP ne de Erdoğan ile başladı, öncesi de var.

CHP’nin “laikliği”

Bilindiği gibi “laikliği” hararetle savunan CHP ve Kılıçdaroğlu, her fırsatta İmam Hatip Okullarını kuranın kendileri, yani CHP olduğunu hatırlatıyor. Aklın ve bilimin temellerine dayanmak amacıyla kurulan Köy Enstitülerinin de CHP iktidarı tarafından kapatıldığını da söylemeyi unutuyor! Niçin mi? Çünkü akıl ve bilim yöntemleriyle yetişen gençler, bu kokuşmuş kapitalist düzene karşı isyan edip komünist olurlar da ondan!

CHP’nin uyguladığı bu burjuva “laikliği” aslında ne yeni ne de Türkiye ile sınırlı. Burjuvazi, iktidara gelmeden önce dine ve soyluluğun hakimiyetine karşı akıl ve bilim yöntemlerini (materyalizmi) geliştirdi. Ama iktidara geldikten sonra, özce şöyle bir tutum değişikliği yaptı: “Ben tanrıya, dine falan inanmıyorum. Öyle bir şey yok. Ama kitleler buna inanmalı, çünkü aksi takdirde iktidarımıza karşı çıkıp isyan ederler.” Yani bu kapitalist sömürü düzeni, sadece İslam dinini değil, bütün dinleri ve “vatan, millet, sakarya” gibi milliyetçi duyguları kitleleri uyutmak için bir uyuşturucu gibi kullanıyor ve AKP ve Erdoğan gitse de, kullanmaya devam edecek.

İşte tüm bu nedenlerden dolayı işçi sınıfı, din ve milliyetçilik tuzaklarına düşmeden akıl ve bilim yöntemleri temellerinde örgütlenmeli, “kurtarıcı” peşine düşmemeli. (30.04.2016)


Ana sayfa | İletişim | Site planı | |

Site yaşamını izle tr  Site yaşamını izle Arşiv  Site yaşamını izle Arşiv 2016  Site yaşamını izle Sınıf Mücadelesi Sayı : 215 - 6 Mayıs 2016  Site yaşamını izle Siyasetin Gündemi   ?