Sinif Mucadelesi

Savaşın bedelini Kürt halkı ve tüm emekçiler ödüyor, ödeyecek!

Perşembe 17 Mart 2016

Diyarbakır’ın Sur, Şırnak’ın Cizre ilçelerinin bazı mahalleri, oturulamaz durumda, yıkıldı. En yoksulların yaşadığı Sur, geçen yıl, tarihi özellikleri nedeniyle Birleşmiş Milletler tarafından “Dünya Mirası” listesine alınmıştı. Şimdi artık yoksullar yok, neredeyse insan yok. Son militanlar da katledildikten sonra, rant dağıtımı başlayacak!

Kürtlere yönelik kanlı saldırının ardında hükümetin Suriye siyaseti olduğu söyleniyor. AKP bu konuda o kadar ileri gitmeye hazır ki, Ankarada’ki kanlı saldırıya da PYD’ye bağladı. Irak ve Suriye’deki Kürt örgütler, yarattığı göç nedeniyle Batının sorunu haline gelen IŞİD ile çarpışıyor. Bu nedenle de ABD, Rusya, İran, Batı hatta Esad’ın desteğini alıyor, Türkiye hariç.

Ortadoğu’da sınırların IŞİD tarafından yok edilmesi, bağlı bulundukları devletlerin denetimindeki Kürtlerin, bağımsızlığı için daha güçlü bir olanak yarattı. Irak’ın ardından Suriye’de, ileride devlete dönüşebilecek, özerk bir Kürt bölgesi oluşmasını AKP hükümeti, tüm baskılara rağmen reddediyor. Bu nedenle, Suriye’deki Kürtlerden güç alacakları korkusuyla kendi ülkesindekileri katlediyor.

Hükumetin izlediği savaş siyaseti kimin işine yarıyor? Üstelik, tüm emperyalist güçlerin tam aksine bir savaş siyasetini dayatmak neden?

Çözüm süreci, Kürtlere karşı uygulanan savaş siyasetinden sonuç alamayan ve barışı daha kazançlı gören büyük patronların talebiydi ve onların desteğini aldı. Bugünkü siyeset ise sadece hükümeti destekleyen, tüm kazancını AKP’nin elinden aldığı devleti yağmalama olanaklarıyla sağlayan bir avuç patronun işine yarıyor. Bir de onların siyasi temsilcisi olan Erdoğan’ın ve onun etrafında kalmayı başarabilenlerin.

Çözüm sürecinde ne Kürt halkı ne de emekçilerın sorunları sona erdi; işsizlik, yoksulluk, borç, geçim derdi hiç azalmadı. Bugün izlenen siyaset tersine döndü, daha beteri yaşanıyor.

Yayınlanan “İmralı Tutanakları” AKP ile PKK’nin bir dönem ne kadar yakınlıştığını da gösteriyor. Elbette milliyetçi örgüt yöneticilerinin, özendikleri siyasetçilere yaranma çabalarının ne kadar sonuçsuz, her şeyin güç dengesine bağlı olduğunu da gösteriyor. Bu siyasetçiler tarafından temsil edilen kitlelerin överi, cesaret ve mücadelelerinin de hasıl heba edildiğini de!

Öldürülenlerin “terörist” denerek sayıları söyleniyor; bir adları, aileleri, onları seven, değer veren insanların olduğu görmezden geliniyor. Asker cenazesi gelmiyor; sözleşmeli er, atsubay veya polislerin ölmesi, sanki işleriymiş gibi yansıtılıyor. Oysa tüm bunlar, toplum içinde derin düşmanlıklara neden oluyor. Kürt kitleler, “çözüm dediler, bizi öldürdüler” diye düşünüyor Türkler, “barış dediler, silah kullandılar” diyor. Özellikle AKP ve MHP’li siyasetçiler de bu görüşleri derinleştiriyor, bölünmeyi derinleştiriyor.

Aynı işyerinde çalışan, aynı mahallede yaşayan emekçiler arasındaki milliyet temelinde bölünme sadece patronlara ve onların beslemesi siyasetçilere yarıyor.

Kürt kitleler, emekçiler, düzen siyasetinin peşinden gitmek yerine işçi sınıfı siyasetinin peşinden gitmeli. Burjuva siyesetçilerle pazarlık yerine, hangi milleyetten olursa olsun sınıf kardeşleriyle birliği temel almalı. Tüm emekçilerin yapması gerektiği gibi. (01.03.2016)


Ana sayfa | İletişim | Site planı | |

Site yaşamını izle tr  Site yaşamını izle Arşiv  Site yaşamını izle Arşiv 2016  Site yaşamını izle Sınıf Mücadelesi Sayı : 213 - 4 Mart 2016  Site yaşamını izle Siyasetin Gündemi   ?