Sinif Mucadelesi

1980 darbesinden 28 yıl sonra : Darbecilerden kim hesap sorabilir?

Pazartesi 15 Eylül 2008

Yeni Genelkurmay Başkanı, görevi devralış konuşmasında, cumhuriyeti korumak için her zaman her şeyi yapacaklarını söyledi. Bu sözler, 12 Eylül askeri derbesinin sorumlularının yargılanması talebinin ileri sürüldüğü bu günlerde söylendi.

Aradan geçen 28 yıl sonra, aynı dönemlerde benzer gerekçelerle, benzer askeri darbelerin yapıldığı, Arjantin, Peru, Şili ve son olarak da Paraguay gibi bazı Latin Amerika ülkelerinde, devletler tarafından askeri darbelerin ve darbeci generallerin suçlandığı, Müşerref gibi mevkilerinden uzaklaştırıldığı, işkencenin ve darbecilerin işlediği cinayetlerin kabul edildiği, generallerin şu veya bu düzeyde suçlandığı bu günlerde, ülkemizde bu yönde hiçbir girişim yok.

Darbeleri önlemeye, anayasayı değiştirmeye muktedir bu hükümet de, tüm toplumu ezen parçalara ayıran ve gerileten 12 Eylülün sorumlularından, hatta maşalarından bile hesap sormak istemiyor. Çünkü, askeri darbe esas olarak, onların da çıkarlarına uygun olacak biçimde, işçi sınıfına karşı yapılmıştı.

1970’ten sonra işçi sınıfı saflarında önceki dönemlerden çok daha fazla sayıda işçi ve emekçi siyasi bilinçlenme sürecine girmişti. Metal işkolunda, madenlerde, kamu işyerlerinde çalışan emekçiler adım adım bilinçlenmeye ve bilinçlendikleri oran da nasıl sömürüldüklerini anlamaya başlamıştı. Artık sömürü düzeninde, sınıfların varlığından, işçi sınıfının çıkarlarından söz edilmeye ve daha önemlisi işçi sınıfının hakkını ancak mücadele ile alabileceği tartışılıyordu.

Özellikle 1975’ten sonra ciddi işçi mücadeleleri gündeme geldi. 1977’de İstanbul’da yüz binlerce emekçinin 1 Mayıs’ı Taksim’de kutlaması bir doruk noktası gibiydi. Ertesi yıllarda grev sayısı, greve katılan işçi sayası ve grevde geçen iş günü sayısı da doruğa çıktı.

İşte bu mücadeleler sonucu işçiler bir çok önemli sendikal, sosyal kazamınlar elde etti. Satın alma gücünde önemli iyileşme oldu. Ama bu, aynı zamanda patronların talanlarının azalması demekti. İşte bu nedenle patronlar ve onlara hizmet veren devlet, tepkilerini giderek arttırmaya başladı. İşçi sınıfı kazanımlarına karşı köklü bir saldırı olan 24 Ocak 1980 kararları bu mücadelenin bir parçasıydı.

Artık patronlar ve emirlerindeki devlet ve hükümet, birkaç işçiyi işten çıkarmak ve düzenlerine karşı çıkanları cezaevlerine atmakla idare edemez hale gelmişti. Çünkü mücadele kitlesel boyuta ulaşmıştı.

Böylece uyanan işçi sınıfına karşı medyanın yaptığı işçi düşmanı zehre ek olarak MHP’li faşist komandolar devreye sokulmaya başlandı. Patronların beslediği, devletin koruduğu MHP’li faşist komandolar, işçilerin grev çadırlarına saldırmaya, işçi sınıfını karşı silah olarak kullanılmaya başlandı. Tabii bunlara ek olarak sendikalarda ve yönetimlerinde sendika ağaları yaratılarak, bazı işçi önderlerini çıkar karşılığı satın alarak ve satın alamadıklarını gözdağı vererek, öldürerek patronlar sınıf mücadelesini sürdürdüler.

Mücadelenin en yoğun olduğu dönemlerden biri olan 1970-1980 yıları arasında binlerce, on binlerce işçi önderi, bazılarını hayatlarını vererek özverili bir şekilde hem kendi haklarını hem de sınıflarının çıkarlarını savunda, savunmaya çalıştı.

Ama işçi sınıfı kendisine yol gösterecek bir pusula ve sonuna kadar mücadele örgütü olabilecek bir devrimci işçi sınıfı partisi oluşturamadı. Bunun bedeli ona pahalıya mal oldu.

12 Eylül günü, işçi sınıfı önderi olduğunu iddia eden sendikacılar burjuva devlete karşı mücadele örgütlemek için değil, ona teslim olmak için Selimiye Kışlası’nda kuyruğa girdiler.

Askeri darbe, burjuvazinin ekonomik kriz ortamında, işçi sınıfının mücadeleciliği nedeniyle krizine normal burjuva demokrasisi içinde çözüm bulamadığında, burjuvazi için bir çözüm olarak gündeme geldi. Bu nedenle darbeden, onun sonuçlarından yararlanan mevcut burjuva sistemin çarkları değil, ondan zarar görmüş olan işçi sınıfı hesap sorabilir.


Ana sayfa | İletişim | Site planı | |

Site yaşamını izle tr  Site yaşamını izle Arşiv  Site yaşamını izle Arşiv 2008  Site yaşamını izle Sınıf Mücadelesi Sayı : 123 - 5 Eylül 2008  Site yaşamını izle Tarihten… Tarihten… Tarihten   ?