Sinif Mucadelesi
Kürt kentlerindeki iç savaş:

Kanlı ve kirli savaşa hemen son verilmeli

Cumartesi 9 Ocak 2016

Diyarbakır’ın Sur ilçesinde, Silopi, Cizre ve Dargeçit Mardin’de son haftalarda daha da yoğunlaşarak devam eden iç savaş; yüzlerce Kürdün, polis ve askerin ölümleri, yaralanması, bazı mahallelerin tamamen yıkıma uğraması, büyük zararların verilmesine yol açıyor. Sokağı çıkma yasağı yüzünden 200 bini aşkın insan, kış ortasında elektriksiz, susuz ve neredeyse aç yaşamlarını sürdürmeye çalışıyor.

Bu cinayetler, yıkımlar, acılar niçin yaşanıyor? AKP, “barış süreci” başlatmıştı ve çatışmalar durmuştu. AKP, Kürt halkına kendi dilini konuşabilme gibi bazı haklar tanımıştı ve HDP ile başlattığı “barış süreci” çerçevesinde görüşmeler yapıp Kürt halkına bir oranda özerklik vermeyi kabul etmiş gibi görünüyordu. Hatta 7 haziran genel seçimi öncesinde “kesin bir çözüm” görünümü verilip 10 maddelik Dolmabahçe anlaşmasından söz ediliyordu.

Ancak seçimden kısa bir süre önce Erdoğan, böyle bir anlaşmadan haberi olmadığını ve de bunu kabul etmediğini anlatmaya başladı. HDP eş Başkanı Demirtaş ise “Erdoğan, seni başkan yaptırmayacağız” ekseninde açıklamalarda bulunmaya başladı.

7 haziran seçiminde HDP barajı aşınca ve Erdoğan, mutlak çoğunluğu alamadığı için hayal ettiği “Başkanlık” sistemi suya düşünce, kısa sürede gerginlik artmaya başladı. Erdoğan, yolsuzluklar ve kendisi ile yakın çevresi hakkındaki dosyalar nedeniyle Yüce Divan’a çıkarılma tehdidi altında olduğu için Başkanlık sistemi ile kendini güvence altına almak istiyor.

Erdoğan, bütün olanaklarını kullanıp koalisyon hükümeti kurulmasını engelledi ve erken seçim kararı aldırttı. Bu arada Suruç ve Ankara’da intihar eylemi bombaları patlatıldı. Kan akıtıldı. İki polisin de öldürülmesi ile ülke aniden iç savaş ortamına sürüklendi.

AKP’nin yarattığı bu iç savaş ortamı, 1 kasım erken seçiminde yeniden %49 civarında oy alıp mutlak çoğunluğu elde etmesine yaradı. Ama bunun bedeli hem Kürt halkı hem de Türk halkı için çok büyük. Yaşanan iç savaş, asıl olarak Kürt halkını etkilese de Türkiye’nin genelinde yol açtığı güvensizlik ortamı ve ekonomiye getirdiği ağır yükler nedeniyle tüm kitleleri olumsuz yönde etkiliyor. Her savaşta olduğu gibi bu savaştan da silah tüccarları gayet memnun!

Görünen odur ki AKP hükümeti, bu savaşı kısa vadede durdurmayı düşünmüyor. Bunun en somut örneği Başbakan Davutoğlu ile Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın son tutumları. Davutoğlu HDP ile görüşmek için randevu istedi ve hemen ardından sudan bahanelerle iptal etti. Erdoğan ise her zamanki saldırgan tavrı ile HDP eş Başkanı Demirtaş’a saldırarak onu, özerklik konusundaki tutumu nedeniyle “ihanet ve provokasyonla” suçladı.

Kürt halkının özerkliğe veya kendi öz yönetimini oluşturmaya hakkı yok mu? Tüm halklar gibi Kürt halkı da kendi öz yönetim hakkına sahiptir. Ancak, eğer Kürt halkı, HDP ve başka bir Kürt partisi veya oluşumu ile öz yönetimi oluşturursa, bu bölgede sömürü ortadan kalkacak mı? Adaletsizlikler, eşitsizlikler, ayırımcılık bitecek mi ? Kesinlikle hayır. Bu oluşum da bir burjuva düzeni olacağı için burjuva düzeninde ne varsa burada da olacak. Çünkü HDP bir burjuva partisi. Tüm bunlara rağmen biz devrimci komünistler, esas tercihimiz olmasa da, Kürt halkının özerkliğini destekliyoruz. Kürtlerin, diğer halklar gibi aynı haklara sahip olmaması için hiçbir neden yok.

Türkiye’deki işçi sınıfı temel olarak Türk ve Kürt emekçilerinden oluşuyor ve çok önemli boyutlarda aynı çatı altında sömürülüyorlar. Tabi ki bizim esas tercihimiz ve bizce esas çözüm; Türk emekçilerle Kürt emekçilerin birlikte oluşturacakları bir iktidar yoluyla mümkündür. (29.12. 2015)


Ana sayfa | İletişim | Site planı | |

Site yaşamını izle tr  Site yaşamını izle Arşiv  Site yaşamını izle Arşiv 2016  Site yaşamını izle Sınıf Mücadelesi Sayı : 211 - 1 Ocak 2016  Site yaşamını izle Siyasetin Gündemi   ?