Sinif Mucadelesi

İslamcı şiddet Suriye siyasetinin sonucudur!

Perşembe 12 Kasım 2015

Diyarbakır bombaları, Suruç ve ardından Ankara’daki intihar saldırıları, islamcı şiddetin tırmanışını gösteriyor. AKP hükümetlerinin, Suriye siyasetinin sonuçlarını da.

Suriye’deki iktidarın yıkılması için sözde cihada giden gençlerin, Kürtlerin ölmesine göz yuman, islamcı örgütlere askeri ve siyasi destek veren hükümet, Batının artan baskısı sonucu siyaset değiştirince Türkiye, artık islamcı örgütlerin hedefi haline geldi.

İslamcı şiddetin yaptığı katliamlar ilk defa olmuyor. 1990’larda Kürt mücadelesine karşı devlet eliyle güçlendirilen ve cinayetler işleyen Hizbullah, kontrolden çıkınca, mezar evleri basılıp denetime alınmıştı. Bugün benzeri İŞID evlerine yapılıyor.

İslamcı militanları, “öfkeli gençler”, “dindar ve kindar nesil” olarak teşvik eden devlet kodroları ve siyasiler, aslında bu geçmişi çok iyi biliyor. Onları, çıkarlarına göre serbest bırakıyor, yönlendiriyor veya doğrudan kullanıp bir kenara atmayı da çok iyi biliyorlar. Sonuçta, kapitalist düzenin neden olduğu toplumsal vahşetlere öfke duyan gençler, canlarını, inandıkları değerler uğruna verip aileleri onların ardında perişan olurken, düzen yerinde durmaya hatta daha da vahşileşmeye devam ediyor.

Filistin’deki İsrail ordusunun katliamları için kısa bir süre önce atıp tutan siyasiler, şimdi Suriye için atıp tutuyor. İslamcılığı bir çözüm olarak görenler; Filistin, Afganistan, Irak, Suriye ve yeniden Filistin için dönüp duruyor.

Ortadoğu’nun her tarafında iç savaş, ölüm ve göç var. Ancak hiç biri kapitalizmin neden olduğu bu vahşeti sona erdiremiyor. En iyi haliyle iktidarlar değişse bile kapitalist düzen yerinde kaldığı için kitleler için yararlı bir çözüm sağlanamıyor.

En radikal görünen ve davranan islamcı örgütler bile aynı durumda. İslami bir yönetim kurmak üzere Suriye iktidarına karşı cihat için “baş şeytan” ilan ettikleri ABD’nin müttefiki Türkiye devletinden yardım alıyorlar!

Bu vahşi ortamda, petrol çıkmaya ve Batıya akmaya ve dev petrol şikretlerinin kasalarını şişirmeye devam ediyor.

Suriye’de, Batının ve ABD’nin onayıyla Rusya’nın devreye girmesi, iç savaşın yarattığı vahşetin sona erdirilmesinden çok göçün sona erdirilmesini amaçlıyor. Avrupa Birliği, kapılarına dayanan milyonlarca Suriyeliyi almamak için duvarlarını yükseltiyor hatta para harcamaya bile razı.

Emperyalist devletler, neden oldukları savaşı Rusya’ya, göçü de Türkiye’ye yıktı.

AKP hükümeti ise bugüne kadar göz yumduğu, bebeklerin, çocukların denizlerde boğulduğu göçü engellemek karşılığında, kendi burjuvazisine çıkar sağlama derdinde. Avrupa Birliği ile yapılan pazarlıkta, Suriyelilerin adı bile geçmiyor. AKP’nin, doğrudan sebeplerinden biri olduğu savaştan kaçanların sırtından, kendi burjuvazisine çıkar sağlamak için pazarlık yapması iğrenç. Suriyeliler için daha iyi barınma, eğitim, beslenme olanakları değil de Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne üyelik şartlarının gündeme getirilmesi tam bir iki yüzlülük.

AKP hükümetleri boyunca komşu devletlere ilişkin bir çok sözde siyaset izlendi: “Komşularla sıfır sorun”, “Yeni osmanlıcılık”, “Açık kapı”, “Startejik derinlik”, “Değerli yalnızlık” gibi süslü adların sonucu; bir kısmı ölümü göze alarak gitmek isteyen 3 milyon civarında sığınmacı ve gençleri kendilerini patlatarak katliam yapmaya yönlendiren islamcı şiddettir.

Emekçi kitleleri, ülkelerinin komşu Suriye, Irak gibi olmadığı için sevindirecek hale getiren bugünkü ortama neden olanların arasında, kapitalist kâr düzenin sürmesi için uğraşan devlet ve hükümet yetkililerinin bu siyasetlerinin de katkısı var. (02.11.2015)


Ana sayfa | İletişim | Site planı | |

Site yaşamını izle tr  Site yaşamını izle Arşiv  Site yaşamını izle Arşiv 2015  Site yaşamını izle Sınıf Mücadelesi Sayı : 209 - 6 Kasım 2015  Site yaşamını izle Emekçinin Gündemi   ?