Sinif Mucadelesi

Suriye, iktidar kavgasının bahanesi

Perşembe 9 Temmuz 2015

Kobane’de IŞİD militanları, kadın ve çocukları öldürüp başlarını keserken, Tayyip, “Kürt devletine izin vermeyiz” diye bağırıyordu.

Sınıra gelip askerlere sırıtan, hendek kazıp mayın döşeyen IŞİD militanlarından hiç rahatsız olmayan Tayyip, bir kez daha Suriye’ye askeri operasyon yapılmasını gündeme getirdi. Generallerin söylediği gibi böyle bir şey en azından ABD, Rusya ve İran’ın onayı almadan yapılamaz. Bu ülkelerin hiç biri askeri operasyona ve de tampon bölge oluşturulmasına izin vermediklerini, çok açık şekilde ifade ediyor. O halde Tayyip ne hedefliyor?

Cumhurbaşkanı, izlediği siyasetlerin de katkısının olduğu ekonomik ve siyasi kriz ortamında, burjuvaziye en iyi hizmet verecek kişi olarak öne çıkmak istiyor. AKP dahil siyasi partiler, izlenen uluslar arası çizginin artık sürdürülemeyeceğinin farkında. Başbakan bile kendi tezi olan “değerli yalnızlık” laflarını ağzına almıyor. En büyük patronlar, emperyalizmin karar alıcıları, değişime zorluyor. Buna karşı duran, siyasi önderliğini cumhurbaşkanını yaptığı ve hala onu desteklemeyi sürdüren sermaye çevresi var.

Türk büyük burjuvazisi, ikiye bölünmüş durumda. MÜSİAD ve TÜSİAD’ın arkasında saf tutuyor.

Koalisyon hükumetinin kurulması demek, diğer patron çevrelerine de devletin kaynaklarının kullandırılması anlamına geliyor. Başbakan, hükumet kurma sürecinde bunun pazarlığını yapacak. Oysa cumhurbaşkanının böyle bir derdi yok. Patronlara, tek başına yönetiminin, onların çıkarına olacağını, üstelik milliyetçi bahanelerle, halkın da onayını alarak bunu yapabileceğini göstermeye çalışıyor.

Eğer, sözde “islamcı” burjuvazi, Tayyip’e destek vermeye devam ederse, aslında bu, çöküşün çok daha derinleşmesinden başka bir işe yaramayacak. Ama onların umurlarında değil, kasaları dolduğu sürece kitlelere ne olduğu ve olacağı hiç umurlarında değil.

Ekonomik gelişme döneminde; patronların arasında kavga yoktu, işçi sınıfını, birlikte sömürüp semirmeye devam ettiler. Kriz gelip kâr olanakları azalınca, diğer ülkelerde olduğu gibi devlet ihaleleri, patronlar için en büyük kazanç kapısı oldu. İşte o zaman birbirlerine düştüler: Ne demokrasi kaldı ne de özgürlük!

Tayyip kavgayı en sert şekilde, hem ekonomik hem de siyasi alanda veriyor. Bir yandan dev ihaleler alarak palazlananlar var, öbür yanda ihale yasağı uygulanan en büyükler. Ve ekonomik savaşın üstünü örten milliyetçilik, Kürt düşmanlığı, kadına, gençlere yönelik aşağılama, dinin öne çıkarılması, eğitimde gericileşme var.

Suriye’deki kitlelerin yaşadığı acılar, ne Tayyip’in ne de diğer iktidar çevrelerinin umurunda.

Cumhurbaşkanının sürdürdüğü, Suriye üzerinden Kürt düşmanlığı, seçimlerde belirginleşen ve kişisel iktidarını zayıflatan Kürt-Türk siyasi dayanışmasını da parçalamayı hedefliyor. Aynı zamanda, ayırımları da arttırıyor. Bunun yol açacağı olumsuz toplumsal etkiler, siyasilerin umurunda değil. Yeter ki iş sürsün, iktidar sürsün kâr düzeni sürsün.

Bizler, bölgemizdeki tüm kitlelere kan kusturan, acılar veren bu kâr düzenin, şu veya bu şekilde, ekonomik, siyasi, ya da başka bir açıdan parçası olanların dışındayız. Bizler, sadece ve sadece işçisi sınıfının, düzenin altında inleyen halkların tarafındayız. (01.07.2015)


Ana sayfa | İletişim | Site planı | |

Site yaşamını izle tr  Site yaşamını izle Arşiv  Site yaşamını izle Arşiv 2015  Site yaşamını izle Sınıf Mücadelesi Sayı : 205 - 3 Temmuz 2015  Site yaşamını izle Siyasetin Gündemi   ?