Sinif Mucadelesi
Ukrayna

“Barış planlarından”, savaşın büyümesine

Çarşamba 11 Mart 2015

Bir yıldan kısa bir süre önce, Avrupa’nın bu köşesi, kanlı bir bataklığa dönüştü. Bu savaşın esas suçlusu olan ABD ve Rusya, yerel müttefikleri üzerinden fiilen savaşıyor. Bir yandan Kiev’de iktidarda olan milliyetçiler, diğer yandan ise Donbass bölgesindeki ayrılıkçı Rusya yanlıları savaşa devam ediyor. ABD ve Rusya, durumun daha da kötüye gitmeden ve hem rehin aldıkları halklar hem de kendileri daha fazla zarar görmeden, bu işe son vermeyi bir türlü beceremiyor.

Bu şartlarda ateşkes anlaşmasına uyulmuyor, savaş devam ediyor ve ölümler ile yıkımlar da giderek artıyor. Çünkü farklı iki düşman taraf, görüşmeleri kabul etse de her ikisi de durumdan üstün gelerek çıkmak istiyor. Ocak ayı ortasında Kazakistan’da yapılan anlaşmalara uyulmamasının esas nedeni budur. 4 ocakta Kiev güçleri, bölücü güçlerin mevzilerine karşı büyük bir saldırı başlattı ve büyük bir yenilgiyle sonuçlandı. Ardından Ukrayna, görüşmeleri sürdürmeyi reddetti ve durum da daha da kötüye gitti.

Kiev güçlerinin, Rus yanlısı güçler karşısında yenilgiye uğraması ve gerilemesi Başkan Poroçenko’yu da zor duruma düşüyor. Çünkü onun “anti-terörist” operasyonlarının başarısızlığı hem müttefiki ve hem rakibi olduğu milliyetçi cephe ile ilişkilerini zorlaştırıyor. Bütün bunların ötesinde, savaşın en büyük bedelini, özellikle de çatışmalar ve getirdiği tahribatlar nedeniyle yerlerini terk etmek zorunda kalan ve sayıları bir milyona yaklaşan, kitleler ödüyor. Tüm bunlara ek olarak, çatışma bölgeleri dışında kalan bölgelerde sürekli olarak askere alınan gençler, kitlelerin yoksullaşmasına rağmen onlardan devamlı daha çok özveri isteyen savaş taraftarlarının yol açtığı sefalet ve bu sefaletin gittikçe artışı var. Savaşın etkileri sadece Ukrayna ile de sınırlı değil: Kremlin ile Ukrayna arasındaki savaş, aynı zamanda Rusya’daki kitlelere de bedel ödetiyor.

Batılı medya çevreleri, Putin’in yerel piyonlarını nasıl kullandığını enine boyuna anlatıp tek suçlu olarak Putin’i gösteriyor. Ama bu olaylar, Ukrayna hükumetinin karşı saflara geçmesi sonucu Kremlin’in, Ukrayna’yı kaybetmesinin ardından gelişti. SSCB’in yıkılmasından bu yana geçen yarım yüzyıldan fazla sürede emperyalizm, hem siyasi hem askeri hem de ekonomik açıdan Moskova’nın kendi hakimiyet alanı olarak gördüğü ülkelere el atıyor.

Ukrayna’da esas manevraları yapan ABD, Paris ile Berlin figüranlık yapıyor. Obama, müttefiki Ukrayna milliyetçilerine destek olarak, onlara ağır silahlar da verebileceği açıklamasını yaptı. ABD kongresi bu amaçla 350 milyon dolarlık bir bütçeyi onayladı. NATO’nun Avrupa Komutanı olan ABD’li general, silah verilmesi taraftarı olduğunu duyurdu.

Paris ve Berlin’in, Avrupa’nın sınır kapılarına yakın bu bölgede gerginliğin giderek artmasından rahatsız oldukları görülüyor. Ama diğer yandan, kitleleri savaş ortamına hazırlamak için olayların ne kadar hızla geliştirildiğini görüyoruz. Sadece birkaç gün zarfında medya büyük manşetlerle kampanya başlatıp “Ukrayna’yı silahlandırmak gerekir mi?” gibi fikirleri savunuyor. Tam da bu ortamda, Fransız ve İngiliz savunma bakanları, Rus askeri uçaklarının Manş denizinin üzerinde gizlice uçarak hava sahasını ihlal ettiğinden söz etti.

Bu kampanya belki de Ukrayna’nın doğusu ile ilgili yapılan görüşmelerde Moskova’yı etkilemek ve sıkıştırmak için yürütülüyor. Bu görüşmeler, Ukrayna üzerinde ABD’nin mi yoksa Rusya’nın mı daha çok etkisi olacak çerçevesinde gelişiyor. Belki de Obama ve Putin, Almanya ile Fransa’nın bu konuda yaptığı katkılarından dolayı Hollande ve Merkel’e teşekkür etme zahmetine katlanacaklar. Ama sonuçta, en çok etkilenecek olan kitlelere kesinlikle söz hakkı vermeyecekler.

Ukrayna’da iki farklı düşman tarafı destekleyen ABD ve Rusya, şu aşamada kendi aralarında “direk çatışma” yani savaş istemeseler de Obama “tüm olasılıkların mümkün” olduğundan söz etti. Büyük güçlerin kendi öz çıkarları için çıkarttıkları diğer bütün kirli savaşlarda olduğu gibi Ukrayna’da da akmakta olan halkların kanı. LO (13.02.2015)


Ana sayfa | İletişim | Site planı | |

Site yaşamını izle tr  Site yaşamını izle Arşiv  Site yaşamını izle Arşiv 2015  Site yaşamını izle Sınıf Mücadelesi Sayı : 201 - 6 Mart 2015  Site yaşamını izle Uluslararası Gündem   ?