Sinif Mucadelesi

Kitleleri yıldırmak için polis terörü!

Cuma 20 Haziran 2014

Gezi mücadelesinin yıl dönümü, bir kez daha polis şiddetine sahne oldu.

Valilik, doğrudan hüku­metten aldığı emir doğrultu­sunda, sadece sokağa çıkan kit­lelere şiddet uygulamakla kal­mıyor. Ulaşımı da engelleyerek, bilerek eziyet çektirerek, şehir sakinleriyle sokağa çıkanlar ara­sında gerginlik ve öfke yaratıyor. Bunlara Alevilere yönelik, ayı­rımcı ve aşağılayıcı sözler ve tutumlar eşlik ediyor.

Gezi mücadelesi sırasında 9 kişiyi öldüren polis cinayetine bir kişi daha eklendi. Okmey­danı’nda cemevinde cenaze için bulunan belediye işçisi Uğur Kurt’u polis kurşunuyla öldürüldü. Uğur Kurt’un ölümünün ardından mahallede yaşanan çatışmalarda vurulan ve dakikalarca yerde bekletilen bir kişi daha öldü.

Okmeydanı kentsel dönüşüm alanı. Kentsel dönüşüm projesini rahatça uygulamak için oradaki dayanışma ortamı yok edilmek isteniyor. Zira mahalle sakinlerinin bir kısmı projeye tepkili. Birkaç patron, kentsel dönüşüm ve toprak rantı yoluyla sermaye biriktirsin diye Okmey­danı, Gülsuyu gibi mahallelerde gerginlik ortamını daha da arttırıp mahallinin oradan kaç­masını istiyorlar. Bunun bir yolu da polis şiddeti ki bu yöntem, Brezilya’dan İspanya’ya kadar her yerde uygulandı, uygulanıyor.

Ancak polis terörü daha genel olarak şiddetleniyor. En küçük yürüyüşten en büyüğüne, Somalılardan Gezicilere kadar neredeyse hepsi yasaklı. Üstelik başbakan bir yandan, protesto gençlerin en temel hakkı diyerek, tabanına demokrat görünmeye çalışırken öte yandan “polis nasıl sabrediyor, bilemiyorum” diyerek de devlet terörüne yol veriyor.

Bu saldırılar, burjuvazinin ve hükumetin köşeye sıkıştığını anlatıyor. Patronların iş yerle­rinde, hükumet eliyle tüm toplum üzerindeki mutlak hakimiyeti sarsıldıkça, kitleler üzerinde baskı kurma, yıldırmaya çabası artıyor.

Ekonomik kriz, işsizlik, enflasyon, günlük hayatta ken­dini hissettirmeye başladı. Artık geçinmek, ay sonunu getirmek daha zor. Önce 17 Aralık’ta ardından Soma katliamından sonra düzenin pislikleri, hiç olmadığı kadar teşhir oldu. Tüm bunlara çanak tutan politikacıların yüzsüzlüğü de yanı sıra. Ekonomi çok iyi gidiyor, sokağa çıkanlar ekono­mimize zarar vermek istiyor, bunlar ülke düşmanı lafları artık işe yaramamaya başladı. Çünkü çok övündükleri ekonomileri dibi görmeye başlayınca ellerindeki en büyük bahane kayboluyor.

Toplumsal koşullar siya­sete yön veriyor. Kitlelerin koşulları her geçen gün kötüleş­tiğinden burjuvazinin akıl hoca­ları, kitlelerin buna er ya da geç tepki göstereceğini biliyor. Gelecek mücadelenin şiddetini azaltmak için şimdiden önlemle­rini alıyor, kitleler üzerinde her an polis terörünü hissettirmeye çalışıyorlar. Diğer yandan da sürekli gerginlik ve zıtlaşma ortamı oluşturuluyor.

Burjuvazinin bilinçli sal­dırılarına, sendikalar ve sözde kitlelerin “temsilcisi” bazı politik gruplar, bilinçli ya da bilinçsiz katkı sağlıyor. Zira mahallelerde durmadan ellerinde molotofla gösteri yapan sekter sol grupların eylemleri, sınıf temelli değil. Hükumeti hedef alıp sorunların asıl kaynağı olan iş yerlerindeki patronların kâr düzenini sorgulamıyorlar. iş yerlerinden başlayan, emekçilerin öz gücüne ve örgütlenmesine dayanan bir mücadele örgütlemiyor, yürütmüyorlar.

Sendikalar ise işçileri, iş yerlerinde mücadeleye çağıra­cağına militan eylemlere çağırıyor ve en ufak çatışmada kitlelerini polisle baş başa bırakıp, arkasına bakmadan gidebiliyorlar. Burjuvaziyi kor­kutan milliyetçi, militan ya da silahlı mücadele değil, sınıf mücadelesi. Çünkü ikincisi doğ­rudan düzeni tehdit eder. Birin­cisi ise kitleleri korkutup müca­deleden uzaklaştırarak, birçok zaman gayri ihtiyarı düzenin işine yarar. Bu yüzden polis özellikle devrimci grupların örgütlü olduğu mahallelerde yaşayanları tahrik etmeye, birbi­rine düşürmeye çalışıyor.

Polis terörünü meşrulaş­tırmak için kullanılan yöntemler ne yeni ne de bugünkü yönetici­lerin buluşu. Buna karşı yapıla­caklar da öyle.

Kitleler adına saldırı düzenleyen guruplar, hem benimsenip yaygınlaşmıyor hem de şiddete bahane oluyor. Devlet terörünü, polis şiddetini kitlesel mücadeleyle karşılık vermeli gerektiğinde üretimden gelen gücümüzü kullanıp, hayatı dur­durmalı! (30.05.14)


Ana sayfa | İletişim | Site planı | |

Site yaşamını izle tr  Site yaşamını izle Arşiv  Site yaşamını izle Arşiv 2014  Site yaşamını izle Sınıf Mücadelesi Sayı : 192 - 6 Haziran 2014  Site yaşamını izle Siyasetin GÜndemi   ?