Sinif Mucadelesi

Yolsuzlukla mücadele ettiğini eddia eden hükümet “yolsuz” çıktı Yolsuzluğu üreten bu düzenden kurtulmalıyız!

Çarşamba 8 Ocak 2014

Birbiri ardına patlayan yolsuzluklar, çocuklarıyla birlikte başbakandan bakanlara, üst düzey bürokratlardan belediye başkanlarına kadar bir çok kamu görevlisinin ipliğini pazara çıkardı. Rüşveti alanlar, yiyenler ortada. Ama yolsuzluğu yapanlar, rüşveti verenler hala korunuyor. Esas sorumluların yani yolsuzluğu yapan, rüşveti veren, parayı dağıtan büyük patronların çok az adı geçiyor. Kazara gözaltına alınanlar da hemen tekrar özgür kalıyor.

Ağaoğlu, Cengiz İnşaatın, Kalyoncu Holdingin, Türk Telekom, Kuveyt Türk, BİM gibi büyük şirketlerin sahipleri, ortakları veya yöneticileri ve adı yazılmayan diğerleri, kanunlara uygun veya değil, kâr hırsıyla, bakanlardan, üst düzey bürokratlara kadar herkesi paraya boğdular. Anlaşıldığı kadarıyla, yolsuzluk zinciri, tıpkı bugünkü devlet örgütlemesi gibi çalışıyordu. İşte paralel devlet, devlet içinde devlet denen bu örgütlenmedir.

Bu yolsuzluk düzenin sarsılmasına sağlayan hem Mısır, Libya ve Suriye’de yaşanalar hem Gezi mücadelesi hem de dünyayı sarsan ekonomik krizin dalgalarının ulaşması oldu.

Özellikle inşaatlar ve devlet siparişleriyle büyüyen Türk burjuvazisi, ülke dışındaki kazanç kapısını kaybedince Türkiye içinde kâr yarışına girdi. Aralarındaki rekabetin kızışması yolsuzluk çarkını büyüttüğü gibi patronların taleplerini karşılamak isteyen siyasi sistemin, kitlelere karşı acımasızca hareket etmesine de neden oldu. Taksim’e AVM inşasına karşı çıkışla başlayan isyanda ölenler, başbakanın kibrinin inadından öte, onu iten patronların kâr hırsının kurbanıdır.

Toplumun ihtiyaçlarının karşılanması değil, patronların kâr etmesine dayanan kapitalist düzende, ekonomik ve siyasi sistem, yolsuzluk olmadan işleyemiyor. Kâr yarışı, yolsuzluğu üretiyor. Devletler de buna uygun örgütlenmiştir. İran ile Türkiye arasındaki, petrol ve karşılığı olan altın ticareti, İran ve Türkiye devletlerinin ortak anlaşmaları ile yapıldı. Bu kanunsuz işin sorunsuz yürümesi için de bakanlardan bürokratlara, aracılık yapan çocuklara kadar herkes paraya boğuldu. Üstelik her şey kitabına da uyduruldu.

Görünen o ki çeşit çeşit yolsuzluklar yapılmış. Devletler arasında, patronlarla devlet görevlileri arasında, yetkililer kendi aralarında... Ancak hepsi emekçilerin sırtından yapıldı, yapılıyor.

Daha fazla kazanç için sağa sola dağıtılan milyarlar, madenlerde, fabrikalarda, inşaatlarda, tersanelerde işçilerin can tehlikesi altında, uzun saatler boyu, çok ağır şartlarda ve karşılığında sadece karın doyuran bir ücretle ürettikleri zenginliktir.

Zam ya da iş güvenliği istedi diye işçiyi işten çıkaran patronlar, sanki kendi malları imiş gibi onları var eden emekçilerden esirgedikleri milyarları, etrafa saçtılar. Hükümet yetkilileri, patronlardan vergi alıp sağlık ve eğitim sistemini ücretsiz hale getirmeye çalışacakları yerde, yeni hastane okul, kreş, bakımevi gibi sosyal yatırımlar yapacakları yerde, patronlardan rüşvet alıp onlara yeni pazarlar, devlet siparişleri verdiler. Bir yandan da işçi haklarını kısıtlarken, ceplerini doldurdular.

İşte bu düzen hep böyle işliyor. Şimdi her siyasi parti yönetimi, kendinin en temiz olduğunu ileri sürüp sandığı işaret edecek. Emekçilerin gerçek sorunlarını dile getirmeyen CHP gibi. Hiç biri yolsuzluk üzerine kurulu bu kapitalist düzenin kötülüklerinden, düzenin sahibi patronların yaptıklarından söz etmeyecek.. Aynı şeyleri tekrar yaşamamak için sadece hükümete ya da yolsuz siyasetçilere değil, düzene karşı çıkmalıyız. (02.01.2014)


Ana sayfa | İletişim | Site planı | |

Site yaşamını izle tr  Site yaşamını izle Arşiv  Site yaşamını izle Arşiv 2014  Site yaşamını izle Sınıf Mücadelesi Sayı : 187 - 3 Ocak 2014  Site yaşamını izle Başyazı   ?