Sinif Mucadelesi

Dershanelerin özel okula dönüştürülmesiyle eğitimin özelleştirilmesi, emekçi çocuklarının geleceklerine vurulan bir darbedir

Perşembe 12 Aralık 2013

Kalabalık sınıflar, olmayan araç-gereç, yetersiz öğretmenler, gerici dersler sonucu Türkiye’de eğitimin yerlerde sürünmesi gündemde değil ama dershanelerin kapatılma kararının açıklanmasıyla başlayan tartışma, medyanın da teşvikiyle büyüyor. Son olarak bizzat başbakan, seçimin yaklaştığını hatırlatarak, bir yandan “ne kavganız varsı 30 Mart’ta erteleyin” derken öte yandan ise dershanelerin kapatılmasını iki yıl daha erteleyerek adeta ateşkes istedi.

Bu konuda en çok gündemde olan, Nurculuk tarikatının bir parçası olan, eski imam Fethullah Gülen taraftarları ile hükümet arasındaki iktidar savaşı. Zaman içinde farklı isimler alan, son günlerde kendilerine “Hizmet hareketi” diyen tarikatın eğitim iş kolunda çok aktif olduğu biliniyor. Bizzat Gülen tarafından, tarikatın parasıyla ve desteğiyle dünyanın bir çok ülkesinde okullar açıldı.

AKP iktidarı döneminde, baskıdan kurtulan tarikat çevreleri, bir çok okul, üniversite ve çok sayıda dershane açtılar. 1980’den bu yana, sağlık gibi devlet görevi olmaktan çıkarılıp serbest pazara açılan ve kâr alanı haline getirilen eğitim iş kolunda çok yatırımları, kazançları ve iş ilişkileri var. Bu düzenleme en çok onları etkileyeceği için en çok onların feryat ediyor.

Resmi rakamlara göre 4 bin, gerçekte 6 bin dershane olduğu söyleniyor. Türkiye’de velilerin sadece geçen yıl dershanelere 1.8 milyar lira civarında para ödediğini, bizzat başbakan açıkladı. Bu kavganın arkasında ekonomik çıkarlar var ve bu nedenle de siyasi iktidarı kontrol etme kavgası eşlik ediyor.

Kapitalist düzende devlet ve hükümet aygıtı, bir düzeyde ekonomik rant dağıtma aracı. Devleti kontrol eden musluğun başına geçiyor ve kâr olanaklarını dağıtıyor. Ancak gerçek iktidar, siyasilerde değil, onlara ne yapacaklarını söyleyen, asıl iktidar, devasa maddi ve yönlendirebileceği insan kaynağını elinde tutan büyük patronlarda.

Gülen tarikatı çevresi, kendi küçük kâr olanaklarını elinde tutmak için çırpınıyor, daha da çırpınacak. Ancak kapitalizmin kuralları işleyecek. Dershaneleri özel okula dönüştürme kararı, hem sermayenin merkezileşmesi ve büyümesi hem de eğitim pazarının daha da büyütülmesini hedefliyor.

Sağlık alanındaki gibi bir süreç devlet eliyle gerçekleştiriliyor. Sağlıkta “dönüşüm” başladığında, apartman dairesinde bile klinik açılmıştı, sonra adım adım çıkarılan yasalar ve düzenlemelerle, küçükler neredeyse silindi. Artık sağlık iş kolu, bazısı uluslararası, büyük hastane zincirlerine kaldı. Kamuda bile hastaneler merkezileştirildi. Sonuçta, sağlığa harcanan para arttı, bazıları elendi ama kalan patronların cebi şişti.

Benzeri eğitimde yaşanacak. Ailelerin eğitime yaptıkları harcama yıllardır artıyor. Büyük şehirler dışında, aileler, çocuklarını dershaneye gönderiyor ama özel okula gönderme alışkanlığı yok. Dershanelerin özel okula dönüştürülmesi bunun yolunu açacak, pazarı büyütüp en büyüklerin cebini şişirecek seviyeye getirecek. Devlet desteği, teşviki, vergi, sigorta muafiyetleri de eklenince büyük patronlar için garantili bir kâr ortamı tamamdır.

İyi bir eğitim, iyi bir iş için sınav kazanma zorunluluğu, hükümetlerin vaatlerine rağmen yaygınlaşıyor. Eğitim ve iş olanaklarını iyileştirmek yerine eğitimi paralı hale getirip emekçi çocuklarını dışlayıp sorunları yok sayma yoluna gidiliyor. Dershaneler, emekçi ve yoksul çocukları için az da olsa bir şans idi ise hükümet bunu da yok ediyor. Eğitim bütçesi; devlet okulu yapımına, okulların iyileştirilmesine değil, özel okullara teşvik için harcanacak, tarikattan olsun olmasın, patronların cebine girecek. Bir de hükümetin, gerçeği gizleyerek, iyi bir iş yapmış gibi görünüp oy almasına yarayacak. İşte söylenmeyen esas sorun budur. (03.12.13)


Ana sayfa | İletişim | Site planı | |

Site yaşamını izle tr  Site yaşamını izle Arşiv  Site yaşamını izle Arşiv 2013  Site yaşamını izle Sınıf Mücadelesi Sayı : 186 - 6 Aralık 2013  Site yaşamını izle Başyazı   ?