Sinif Mucadelesi
Fiyatlar arttı ücretler yerinde sayıyor

Zam, emekçi kitlelerden alıp patronların kasalarına akıtmanın yoludur

Çarşamba 10 Ekim 2012

AKP’nin çıkar çevresi, süslü solunda kendini göstermeye çalışırken, Ankara’nın emekçileri, kimisi borçlanarak, zam gelmeden önce doğal gaz alabilmek için kilometrelerce uzayan kuyrukta, güneşin altında saatlerce sıra bekledi. Doğal gaz derken elektrik de bir kez daha zamlandı ve benzine yapılan “kuruşluk” zamlardan sonra, dünyanın en pahalı benzinini satın alır olduk. Türkiye’de benzin, artık milli geliri 100 bin dolar olan Norveç’i de geçti.

Bu rezaletin yaşandığı günlerde başbakan, partisinin kongresinde 2023 bile değil, 2071’i hedef gösteriyordu. Bugün açlık çeken, ailesini geçindiremeyen, en temel ihtiyaçlarını bile karşılayamayan, çocuklarını uygun ortamda ve koşullarda okutamayan emekçi kitlelere bedavaya gelecek satıyor.

Zam gelse, ekonomi büyüse de küçülse de bir tek bankaların, büyük şirketlerin kasaları tıka basa dolu, kâr oranları artmaya devam ediyor. Ama emekçi kitleler için durum aynı değil. Asgari ücretle, emekli aylığıyla geçinen milyonlar, zaten gelirlerinin tamamını temel ihtiyaçları karşılıya harcıyor. Nereden kısıp artan masrafları ödeyecekler?

Utanmadan “uzun zamandır zam yapmadık” denmesine rağmen mayıs ayında yapılan zamla birlikte doğal gazdaki yıllık zam oranı %35’i, elektrikte 524’ü geçti. Son zamla 200 liralık doğal gaz faturası 275 lirayı, 50 liralık elektrik faturası 60 lira olacak. Vergi artışları yoluyla yapılan zammın faturasının ise aile başı 100 lira civarında olacağı hesaplanıyor. Bu para ücretleri, aylıkları artmayan kitlelerin cebinden çıkacak. Demek ki daha da yoksullaşacaklar.

Bir ay öncesine kadar, Çin’den sonra en fazla büyüyen ülke olmakla övünülüyordu. Şimdi Türkiye, krizde olmayan bir ülke olarak krizdeki ülkeleri bile geçip en fazla küçülen ülke olmaya aday. Güya ekonomi bilinçli olarak küçültülüyor. Neden? Toplumdaki ihtiyaçlar karşılandı mı, herkes iş sahibi mi? İyi bir yaşam ve eğitim düzeyi sağlandı mı? Hayır!

Patronlar mallarını artık eskisi kadar kârla satacakları yeterli pazar bulamıyor. Yani patronların kârı düşmesin diye üretim kısılıyor, kitlelerin ihtiyacı önemsenmiyor. Bu da yeterli gelmeyince devreye “zam” giriyor.

Ekonomi bir avuç büyük şirket sahibinin ve onların etrafında toplanmışların çıkarlarına göre yönlendiriliyor. Zam, hiç de “ekonominin gerekleri” nedeniyle yapılmayacak. Patronların ve siyasilerin bilinçli tercihleri nedeniyle yapıldı.

Son aylarda ard arda, vergi artışı yoluyla ya da doğrudan zam yoluyla emekçilerden toplanan paranın bir kısmı, devletin kasasına girecek. Çoğu, buradan kamu işlerini yapan özel şirketlerin ya da devlete taşeron gibi çalışan şirket sahiplerinin kasalarına girecek. Kalanı da ihale ve teşvik yoluyla yine patronların kasalarına akıyor.

Bu düzen, siyasilerin aklı evvelliğinden değil, parayı ve para yoluyla iktidarı elinde tutan patronların çabası ve yönlendirmesiyle böyle devam ediyor. İşte bu gerçek hakimler, ellerindeki büyük miktarları arttırmaktan, hep daha fazla kâr etmekten başka hiçbir şeyi önemsemeyen patronlardır. Onlar, sanki bir müjde verir gibi Erdoğan’ın doğal gaz zammını açıklamasını ellerini ovuşturarak izliyorlar. Başarısını takdir ediyorlar, kitleleri susturduğu için ondan umutlular. Çünkü kitleleri, kendi güçlerine güvenip bu soygun düzenini değiştirme mücadelesine girişmekten alıkoyuyor, yollarını, umutlarını partisine yönlendirebiliyor. (02.10.12)


Ana sayfa | İletişim | Site planı | |

Site yaşamını izle tr  Site yaşamını izle Arşiv  Site yaşamını izle Arşiv 2012  Site yaşamını izle Sınıf Mücadelesi Sayı : 172 - 5 Ekim 2012  Site yaşamını izle Başyazı   ?