Sinif Mucadelesi

AKP’nin ileri demokrasisi

Cuma 10 Ağustos 2012

İstanbul Emniyeti Terörle Mücadele Şube Müdürlüğüne yapılan atama, hükümetin nasıl bir demokrasi anlayışı geliştirmeye çalıştığını gösteriyor. Çünkü atanan Sedat Selim Ay’ın, 1997 yılı ve sonrasında tutuklu kadın ve erkeklere işkence yaptığı, tutuklu kadınlara tecavüzde ettiği resmen tespit edildi.

Örneğin Ayşe Yılmaz 1997’de öğretmen eşiyle birlikte gözaltına alınıp 25 gün boyunca ağır işkencelerden geçtiklerini açıkladı. Selim Ay’ın başında bulunduğu TİM3’ün yaptıkları bunlarla da sınırlı değil: En başta Hasan Ocak ve Süleyman Yeter’in işkencede öldürülmesi var. Medyada kendisiyle ilgili anlatılanlar hakkında Selim Ay o zaman komiser olduğunu ve emirleri yerine getirdiğini anlattı. En küçük bir özür veya pişmanlık bile yok. Böyle bir caninin böyle bir mevkiye getirilmesi bir rastlantı olmasa gerek. Patronlar ve hükümetleri şimdiden hazırlıklara başlamış olmalı

İşkenceye maruz kalanlar, Selim Ay aleyhinde dava açtı. Mahkeme sonucunda çok hafif cezalar verildi, cezalar ertelendi ve daha sonra dava Yargıtay aşamasında düştü. İşkence mağdurları davayı AİHM’e taşıdı ve dava 2008’de sonuçlandı ve davacılar, devletten 15 biner avroluk tazminat aldı.

Bunun dışında, 79 yaşında iki çocuğunu Kürt halkının hak mücadelesinde kaybetmiş bir Kürt anne (Siti Ana) protesto eylemlerine katıldığı için cezaevine atıldı (yoğun tepkiler karşısında birkaç gün önce salıverildi).

Fransız vatandaşı Türk asıllı 19 yaşındaki Sevil Sevimli, Erasmus bursu ile Eskişehir’e bir yıllığına gelmişti. 1 Mayıs gösterilerine ve Grup Yorum konserine katıldığı ve bazı sol görüşlü kitapları (ki bunlar yasaklanmış kitaplar değil) okuduğu gerekçesiyle “terör örgütü üyesi” olmak suçundan yargılanmak üzere cezaevinde. Kendisine işkence yapıldığını, dövüldüğünü ve saçlarından tutularak yerde sürüklendiğini anlattı. Kendisiyle görüşen gazetecilere şunu da ekledi: “Fransa’da hak olan her şey Türkiye’de suç.” Şu anda serbest bırakılması için Fransa’da bir kampanya yürütülüyor.

Başka bir anlamlı örnek Milliyet gazetesi köşe yazarı Güngör Uras’ın başına gelenler. Uras başına gelenleri köşe yazısında özetliyor: “Trafik çekicileri düzeninin nasıl işlediğini anlatırken, farkında olmadan, birilerinin dalgasını taşlamışım…Yollarda, sivil plakalı araç çekicileri dolanıyor. Yol kenarındaki araçları belli oto parklara çekiyor. Nedir? Ne oluyor diye meraklanırken Hürriyet’te bu işin nasıl tezgahlandığını anlatan bir haber yayınlandı… Çekiciler, uygun gördükleri aracı çekiyorlar. Ceza yok. Otopark ve ceza ücretini paylaşmak var… Bu yazımda anlattıklarımın tamamen doğru olduğunu fakat yazı ile kendilerinin itibarını sarstığını söyleyen bir dernek başkanı dava açtı”.

İşte şahane bir düzen ve adalet sistemi. Tanınmış bir gazeteci doğruları yazdığı için mahkemeye çağrılıyor. Dolandırıcılar hiç de rahatsız edilmiyor.

Orada yaşadıkları da ilginç! “Kürsüde hakim bey oturuyor. Kürsü dosya dolu…Hakimin karşısına geçtim. Ayakta dikilmeye başladım. Sanıyordum ki hakim beni dinleyecek. Hakim dosyayı karıştırdı. Sayfaları çevirirken neyi okudu, konuyu anlayabildi mi bilmiyorum ama… Zabıt katibi hanıma kararları yazdırmaya başladı… Söz almaya çalıştım. Hakim bey arz edebilir miyim diye söze başlarken, hakim bey beni azarladı. “Burada dosyada her şey var. Size söz vermeye vaktimiz yok” diyerek davayı kasım sonuna erteledi. Sıramı beklerken izlediğim davalarda da davalı ve davacı avukatlarını hakim konuşturmamıştı.”

Sıradan bir vatandaş anlatsa “yok canım abartıyorsun” denir. Tüm bunları yaşan Uras, herhangi bir gazeteci değil, Merkez Bankası başkanlığı yapmış üst düzey eski bir bürokrat. İşte burjuva adaletinin nasıl çalıştığını gösteren anlamlı örnekler.

Yukarıdaki birkaç örnekten de görüldüğü gibi “ileri demokrasi”, “hak hukuk” tamamen hikaye. Bunun gibi adaletsiz ve baskılarla işçiler ve tüm çalışanlar her zaman karşılaşıyor ama artık, sıra kendini düzenin tarafında görenlere geldi. Bunlardan gerekli dersleri çıkarmak biz emekçilere düşüyor. (01.08.12)


Ana sayfa | İletişim | Site planı | |

Site yaşamını izle tr  Site yaşamını izle Arşiv  Site yaşamını izle Arşiv 2012  Site yaşamını izle Sınıf Mücadelesi Sayı : 170 - 3 Ağustos 2012  Site yaşamını izle Siyasetin Gündemi   ?