Sinif Mucadelesi

Milliyetçi ve dinci, mezhepçi ayırımlar kışkırtılıyor; hepimiz biriz, hepimiz emekçiyiz

Perşembe 9 Ağustos 2012

Hükümetin Suriye’ye yönelik düşmanca tutumu halklar ve emekçiler için büyük tehlike barındırıyor. En başından beri saldırgan siyaset izleyen başbakan ve dışışleri bakanına, artık diğer bakanlar da eklendi. Hem hükümet hem de AKP içinde, saldırgan siyaseti savununların sayısı arttı ve kitleleri askeri saldırıya ikna etmek için bahane bulmaya çalışıyorlar. “Suriye halkını koruma” bahanesi gibi askeri uçağın düşmesi de, kitleleri ikna edebilecek bir gerekçe olmadı. Şimdiki sarıldıkları bahane, kuzey Suriye’deki Kürt illerinde, denetimin Kürt örgütlerin eline geçmesi.

Bir avuç Türk’ün yaşadığı her yerde Türklere her türlü ayrıcalığı veya ayrı bir devleti destekleyen hükümet, devlet ve medya, Kürtler söz konusu olduğunda tam tersi tavır alıyor. Başka bir ülkenin sınırlarında yaşayan Kürtlerin ne yapacağına, Türk devleti neden karışıyor?

Kürtler, Türkler, Araplar, Persler, Azeriler, Ermeniler ve diğer halklar, binlerce yıldır birlikte iç içe yaşıyor. Söylendiğinin aksine, sadece bu bölgede değil, dünyanın her yerinde dini ve etnik halk bu şekilde yaşıyor. Evet bazen savaşlar, çatışmalar, göçler oldu. Ancak çok daha uzun sürelerde barış içinde yaşadılar, kaynaştılar.

Şimdi güya uzmanlar ve siyasiler, bir kısmı milletvekili de olan sözde gazeteciler, Suriye’deki dini ve etnik halkları sayıp döküyor, düşmanlıklar bulup çıkarıyor, Türkiye için tehditler ilan ediyor. Aslında sorun yaratmaya çalışan, göz korkutan onlar. Rahat koltuklarından kalkmadan, serin odalarından çıkmadan olmamış, hiç olmayacak şeyleri gerçekmiş gibi anlatıp saldırgan siyasete destek veriyorlar.

Hangi gerekçe ile olursa olsun, Suriye’ye askeri bir saldırıya ikna olmamakta haklıyız. Çünkü bu şekilde başlayacak olan savaş tıpkı ABD’nin, Avrupa ülkelerinin veya Rusya’nın Afrika’da, Ortadoğu’da, Balkanlar’da, Kafkaslar’da, Uzakdoğu’da başlattıkları ve sürdürdükleri, halkları katleden, sefalete sürükleyen savaşlarla aynı olacak. Yeni bir bölgeyi, ülkeyi, halkı, zenginliklerini talan etmek ve denetim altında tutmak için yapılacak.

Hükümet, Kürtleri hedef gösterip bizi aldatmaya çalışabilir. Sadece Suriye’ye değil, Suriye Kürtlerine yönelik bir saldırı da aynı anlama gelir. Türkiye’da yaşayan Arap kökenlilere Suriye’den bir saldırı gelse herkes bunu Türkiye’ye saldırı olarak kabul edecektir. Kürtler, sonuçta Suriye vatandaşı ve onlara yönelik bir saldırı, tüm Suriye’ye yönelik olacak.

Siyasilerin, medyanın desteğiyle kışkırttığı saldırgan siyasete, milliyetçi, dinci, mezhepçi ayırımlara karşı çıkmalıyız. Çünkü tüm bu ayırımılar, somut maddi çıkarları örtmek için kullanılıyor. Hepsinin altında, bölgenin zenginliğini kontrol etme mücadelesi var. Ortadoğunun parçalanıp tıpkı Birinci Dünya Savaşı sonrasında olduğu gibi söz dinleyen, güçsüz, kukla devletlere dönüştürülmesi ve büyük emperyalist devletlerin askeri, mali ve siyasi desteğindeki dev şirketlerin talanına açılması amaçlanıyor. Onlar için hem hammedde kaynağı hem de mallarını satacak pazar haline getirilecekler. Bunu her yerde yapıyorlar. Mesela Yugoslavya’da; çatışmalar düşmanlıklar, azalmadı.

Hükümet, Türkiye’nin “güçlü devlet” olduğu iddialarıyla aynı şeyi yapmak istiyor. Yani bir emperyalist devlet gibi davranmak istiyor. Emperyalist devletler karşısında güya mazlumları savunan Erdoğan, bu planların en ateşli savunucusu.

Yarattıkları bölünmelerin hepsi sahtedir; hepimiz emekçiyiz, ekonomik, askeri ve siyasi denetim altındayız, bizi bir yapan, bir arada durmamızı gerektiren temel budur. (01.08.2012)


Ana sayfa | İletişim | Site planı | |

Site yaşamını izle tr  Site yaşamını izle Arşiv  Site yaşamını izle Arşiv 2012  Site yaşamını izle Sınıf Mücadelesi Sayı : 170 - 3 Ağustos 2012  Site yaşamını izle Başyazı   ?