Sinif Mucadelesi

Avro krizi: Spekülatörler işbaşında

Salı 10 Temmuz 2012

Yunanistan’daki seçimleri sağın kazanmasının ardından 18 Haziran günü, Avrupa borsaları güne yükseliş ile başladı. Ancak fazla sürmedi ve gün sonunda Yunanistan borsası hariç bütün diğer borsalar günü düşüşle bitirdi. Basının aktardıklarına göre bu durum, yatırımcıların ne Yunanistan’daki seçim sonuçlarından ne de özellikle İspanya devletinin, İspanyol bankalarının çöküşü karşısında gerekenleri yapabileceğine güvenmediklerinden dolayı imiş.

Avrupa Birliği’nin “piyasalara güven vermek” amacıyla İspanyol bankalarını iflastan kurtarmak için 100 milyar avroluk yardım kararlarının etkisi çok fazla sürmedi. Şimdi artık, İspanyol devletinin kendisi borçlarını ödeyemeyecek duruma düştüğü için mali pazarlarda yine endişeler başladı ve spekülasyon yapan bankaların çıkarları tehlikeye giriyor.

Medyanın mali pazarları ileri sürmekteki esas gerekçeleri, gerçekleri çarptırmak içindir. Mali pazarların arkasında spekülatörler var ve onlar hiç de endişeli olmayıp kazançlarını artırmak için zemin hazırlıyorlar. Örneğin İspanyol devleti, 18 Haziran günü piyasaya 3 ve 5 yıl vadeli 3 milyar avroluk devlet tahvili sürdü ve bu tahvilleri satabilmek için büyük bedel ödedi: Geçen aya göre iki katı faiz ödemek zorunda kaldı.

Aynı gün, 10 yıl süreli İspanyol tahvilleri yan piyasalarda ancak yüzde 7 faizle işlem yapabildi. Bu oran bir devlet için kısa vadede kaldırılamaz bir yük olarak belirtiliyor.

Bütün bu yaşananlar şunu gösteriyor: İspanyol tahvillerine sahip çevreler, bunları elden çıkarmak istiyorlar ama diğer yandan bazı banka ve spekülatörler, tıpkı tefeciler gibi sıkışanların durumunu fırsat bilerek, fahiş oranlarla borç para veriyorlar.

Bu çevreler, bu gibi uygulamalarla krizin daha da derinleşmesine yol açıyorlar ve üstelik de bunu gayet iyi görüyorlar. Ama yine de endişe etmiyorlar, güvence istemeye bile gerek duymuyorlar çünkü vurgun yaptıkları bu ortamın ne kadar tehlikeli olduğunu biliyorlar ve büyük kazanç elde ettikleri için umurlarında değil. Çünkü sonuç itibarıyla Avrupa devletleri ya direk olarak ya da Avrupa Birliği Merkez Bankası aracılığı ile istediklerini yerine getirecek ve vurgunları garantilenecek. Devletler, kitlelerden aldıkları paraları onlara aktaracak ve kitlelerin boğazı her geçen gün daha da sıkılacak.

25 Haziran günü Kıbrıs, resmen Avrupa Birliği’ne başvurup Yunanistan krizinden etkilenip iflas eşiğine gelmiş bankalarının kurtarılmasını istedi. Kıbrıs’ın kısa zamanda iflas edebilecek bankalarını kurtarabilmesi için en az 1.8 milyar avroya ihtiyacı var. Ayrıca Kıbrıs devleti de çok zor durumda. Çünkü artık serbest mali piyasalardaki faiz oranları, yüzde 16’ların üzerinde seyrettiği için Kıbrıs devleti, borç para bile bulamıyor ve iflastan kurtulabilmesi için Avrupa Birliği’nin mali desteğine ihtiyacı var.

Kıbrıs’ın acilen 2 ile 10 milyar avroya ihtiyacı var. Bu rakam, Yunanistan ve İspanya’ya göre küçük bir rakam gibi görülüyor. Ama Kıbrıs’ın yıllık GSMH’nın 17 milyar avro olduğu göz önünde bulundurulduğunda çok önemli bir rakamdır.

27 Avrupa Birliği üyesi ülke 28 ve 29 Haziran’da Brüksel’den yeniden avro krizine bir çare bulmak için acilen toplandılar. Çünkü Yunanistan, İspanya ve Kıbrıs’ın ardından İtalya’nın durumu da çok kötü ve avro bölgesinin tümü çöküş tehdidi altında. Alınan acil kararlar, daha öncekiler gibi hastanın ancak ateşi düşebilir, kesinlikle hastayı iyileştirebilecek kararlar değil! LO (29.06.2012)


Ana sayfa | İletişim | Site planı | |

Site yaşamını izle tr  Site yaşamını izle Arşiv  Site yaşamını izle Arşiv 2012  Site yaşamını izle Sınıf Mücadelesi Sayı : 169 - 6 Temmuz 2012  Site yaşamını izle Uluslararası Gündem   ?