Sinif Mucadelesi

CHP, aynı CHP

Çarşamba 14 Mayıs 2008

Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda büyük emeği olan eski ismiyle Halk Fıkrası, yeni ismi ile Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), 32’nci olağan kurultayını yaptı.

CHP, 1920’lerden 1950’lere kadar tek parti olarak iktidardaydı. 1950-1960 arasında devletin tüm kurumlarında etkin olan, rol alan, sorumluluğu olan bu kadroda, içlerindeki muhafazakar kesimin bölünmesini, ayırımını yaşadı. Böylece CHP’nin diğer bir kesimi, daha gerici ikinci bir yüzü, yeni bir parti örgütüyle iktidar oldu.

Türkiye Cumhuriyeti ta-rihinde CHP, ister iktidarda ister muhalefette olsun, her zaman etkili olmuştur.

CHP’nin tarihi, Türkiye devletinin tarihiyle iç içedir. Avrupa’da sosyal demokrat partilerin gelişim tarihiyle hiç bir benzerlik taşımaz.
Tarihsel olarak, işçi sınıfı örgütlerinden ve mücadelelerinden doğan sosyal demokrat partiler, işçi sınıfına dayanır. Kökleri, kadroları buradan gelir, yüzleri onlara dönüktür. CHP ise işçi sınıfına değil, devlet bürokrasisine dayanır.

Rus Devrimi döneminde sosyal demokrat partiler, Avrupa’da işçi sınıfını kapitalist düzenle uzlaşması ve mücadelelerin önünde set olma görevini üstlendi.

CHP’yi Avrupa’daki sosyal demokrat partilerle kıyaslamak, hem kuruluş şekli hem de içeriği nedeniyle mümkün değildir. Üstelik CHP’nin en temel özelliği kuruluşundan bu yana, örgütlenmesinde ve aynı temel ilkelerde bağnazca ısrarcı olmasıdır.

Ağırlıklı siyaseti ve ilkesi Türk milliyetçiliği, Türk şövenizmi ve devlet bürokrasisi ekseninde hareket etmektedir. CHP, 1973 ile 1978 arasında kitleselleşen sol muhalefetin etkisiyle "hakçı" ifadeler kullandı. Ecevit’in seçim kampanyasında kullandığı "toprak işleyenin, su kullananın" gibi sözler, "ortanın solu" tanımı, ona iyi oy getirdi. Ancak iktidar olduğunda, yine büyük sermayenin programını uyguladı.

Türkiye’de sosyal demokrat bir parti olmaya en çok yaklaşan, 1960-1970 yılları arasında Türkiye İşçi Partisi (TİP) oldu. Sendikacılar tarafından kurulan ve bir dönem mecliste milletvekili de olan TİP’li yıllar çok kısa sürdü.

Gerçek bir sosyal demokrat partinin olmadığı ama ona ihtiyaç duyulduğu dönemlerde işçi ve emekçiler, son dönemde bazen DSP’ye ama çoğu zaman CHP’ye oy verdi, güvenmek istedi. Her seferinde yanılgı oldu. Bu nedenle CHP kurultayları, kısır döngüden öteye gidemiyor. İşten baş, ister tüm yönetim değişsin, sonuç değişmiyor.

CHP’nin son kurultayında en çok konuşulan laiklik oldu. Oysa gerici İslam, başlangıçta ve yıllar boyunca CHP dönemlerinde rahatça beslendi, gelişti.

Üstelik laikliği savunduğunu iddia eden CHP, bunun için ne yapılması ya da yapılmaması gerektiğine dair üniversitede türban yasağının devamı dışında tek öneri söylemiyor. Bu yasağın, bugünkü duruma gelişi önlemediği ortadayken, sürekli ve sadece bunu tekrarlamak göz boyamaktan başka bir şey değil.

Üstelik Deniz Baykal, seçim dönemlerinde, emekçilerin sorunlarını gündeme getirip oy istemiyor, diğer siyasetçilere yarışır şekilde dini kullanıp oy istiyor.

Son kurultayın da gösterdiği gibi CHP cephesinde emekçiler açısından değişen bir şey yok. Bir burjuva partisi olarak kendi içinde bile asgari demokrasiyi işletemiyor: Tek parti, tek lider, tek devlet, tek millet, … CHP’nin özeti budur. (29.04.08)


Ana sayfa | İletişim | Site planı | |

Site yaşamını izle tr  Site yaşamını izle Arşiv  Site yaşamını izle Arşiv 2008  Site yaşamını izle Sınıf Mücadelesi Sayı : 119 - 2 Mayıs 2008  Site yaşamını izle Siyasetin Gündemi   ?