Sinif Mucadelesi

Siyasetçiler-devlet görevlileri-patronlar arasında kavga olur mu?

Pazartesi 5 Mart 2012

Mit müsteşarının, açılan bir soruşturma nedeniyle bir savcı tarafından ifade vermeye çağrılması ile başlayan tartışma hızla kapatıldı. Hükümet, birkaç günde yasa değiştirerek, sorunu kendi istediği biçimde çözdü. Ancak bu yaşananlar, birkaç şeyi gözler önüne serdi. Bunlardan biri, PKK ve KCK içinde MİT mensuplarının bulunduğu ve bu MİT’çilerin bu örgütlerin eylemlerini önleme çalışması yapmadığı, aksine eylemlere bizzat katıldığı. DTP genel başkanı Selahattin Demirtaş, bu konuda, Kâğıthane’de bir lise öğrencisinin ölümüyle sonuçlanan belediye otobüsünün yakılmasının, işte bu MİT’çiler tarafından yapıldığını söyledi.

Bunu kesin olarak bilemiyoruz ama gizli devlet görevlilerinin, devlet adına veya devlet içindeki ve dışındaki bağlı oldukları grupların çıkarları adına veya siyasi örgütleri, toplumun gözünden düşürmek, suça itmek için bilerek bu tür saldırılar yaptıkları sır değil. Tüm dünyada benzeri örnekler var. Türkiye’de de çok var.

İleri demokrasiden, derin devletin, Ergenekonun, yasa dışı çalışan, darbeci askerlerin tasfiyesinden bahseden hükümetin dönüp dolaşıp aynı yöntemleri kullanması, değişti denilenlerin ne olduğunu gösteriyor.

Evet, sürekli bir değişim var. Yasalar, kurumlar, uygulamalar değişiyor. MİT tartışmasının göz önüne serdiklerinden biri de budur. Özel yetkili mahkemelerin kuruluşu on yılı bulmadı, sekiz yıllık temel eğitim de, hatta geçen yıl anayasanın bazı maddeleri değiştirildi; şimdi hepsinin yeniden değişmesi gündemde.

Bu değişikliklerin ifade edilen ve edilmeyen birçok nedeni var. Genellikle toplum yararına olumlu gerekçeler ileri sürülüyor. Ancak yaşananlar hiç de böyle olmadığını gösteriyor. En çok değişikliğin olduğu alanlarda sorunlar devam ediyor. Çünkü amaç, milyonlarca emekçinin, toplumun ihtiyaçlarını çözmek değil. Yasalar, uygulamalar ne olursa olsun bundan yararlananlar sadece patronlar, bir avuç zengin çevresi. Hükümetler gelip gitsin, yasalar değişsin, uygulamalar farklılaşsın; bir tek fabrikalardaki, atölyelerde, madenlerde, her tür işyerinde üretim durmuyor. İşçiler çalışıyor, patronların kasaları dolmaya devam ediyor, bankacılar, her tür vurguncular hep memnun.

Bu düzenin temeli işçi sınıfının gerçekleştirdiği üretim ve bu üretimden patronların elde ettiği kârdır. Bunu sürekli kılan düzene dokunmadan, şu veya bu yasa değişebilir, şu patron veya bu patron kayırılabilir, şu çevre veya bu çevrenin çıkarına göre hareket edilebilir. Patronlar, sermayenin şu veya bu kesimi, İslamcı görüneni veya laik geçineni, çıkar için siyasiler üzerinden kavga verebilir. Ancak hepsi işçi sınıfı karşısında tek ve ortak tavır alırlar. Onların kavgalarının sınırı, işçi sınıfının çıkarlarının başladığı yerde biter.

AKP hükümeti, laik görünen TÜSİAD’tan cemaatçı patronlara kadar, zaman zaman zıtlaşma yaşıyor. Ancak hiçbir zaman bir bütün olarak kâr düzenlerine, çıkar ilişkilerine zarar verecek, işçilerin yarar göreceği bir düzenleme yapmadı. Tam aksine AKP tüm iktidarı boyunca her türden büyük sermayeye son derece güzel hizmet etti. Patronlar, seçimlerde boşuna hükümeti desteklemiyorlar. Onlar kendi çıkarlarını çok iyi biliyorlar!

Siyasi iktidarla, onların yularını elinde tutan sermaye arasında bir kavga, ancak işçi sınıfının kendi taleplerini öne çıkarıp mücadeleyle dayatmasıyla gerçekleşebilir. Son tartışmada hükümetin tutumu ne demokrasi ne de insan hakları için değil, tıpkı önceden olduğu gibi patronlara daha iyi hizmet edebilmek amacıyla işlerini rahatça görebilmek için yaptı. (02.03.02)


Ana sayfa | İletişim | Site planı | |

Site yaşamını izle tr  Site yaşamını izle Arşiv  Site yaşamını izle Arşiv 2012  Site yaşamını izle Sınıf Mücadelesi Sayı : 165 - 5 Mart 2012  Site yaşamını izle Başyazı   ?