Aynı kişilere yeniden yer veriliyor ve böylece devam ediliyor
Başbakan Putin, 2012 yılının Mart ayında yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimi yarışı için yaratılan yapay heyecana son verdi. 2000’den 2004’e kadar Cumhurbaşkanı olan, daha sonra 2004’den 2008’e kadar yeniden seçilen, sonuç olarak da, iktidarın temel işleyiş mekanizmalarını elinde tutarak başbakan olan Putin, Cumhurbaşkanlığına üçüncü defa aday oluyor.
Rusya Anayasası, başkanlığa üst üste iki dönemden fazlası için izin vermiyor. Putin 2008’de Kremlin’de kendinin yerine gelecek kişiyi seçmişti. Aslında onun için fazla bir iktidar gücü üstlenmeden yerini sıcak tutmak sözkonusuydu. Sonuçta zaten şu anda Cumhurbaşkanı olan Medvedev ortadan silindi. Medev koltuğunu, iktidar partisi Birleşik Rusya Partisi’nin kısa bir süre önce, Moskova’daki neredeyse tribünleri çökertecek kadar tıka basa dolu bir stadda yaptığı kongrede Putin’e bıraktı.
Medvedev’in bunu kibarlığından, iyi niyetinden, ya da devlet mekanizmasının tepesindeki güç dengesinin kendinden yana olmamasından dolayı yapmış olmasının hiçbir önemi yok. Tabii, yönetici klanın Medvedev’in seçilmesiyle pay elde etmeyi bekleyenler hariç.
Kişilik ve tarz açısından farklı olsalar da, siyasi polisin eski yarbayı Putin gibi, hukukçu Medvedev de aynı politika yoluyla olmasa bile, en azından devlet aygıtını kontrolleri altında bulunduran ve ülkenin temel zenginlik kaynaklarını çeşitli biçimler altında ellerinde tutan aynı ayrıcalıklı sosyal tabakaların çıkarlarını savunuyorlar.
Medvedev ile Putin arasında bir rekabet varsa, bu rekabet aynı alanda kalarak Putin’in yararına bitti.
Politik olarak, hükümetin idari işlerinde bulunanlar, bakanlar, milletvekillerinin çoğunluğu, büyük şehirlerin belediye başkanları, en çok ortalıkta görünen iş adamları gibi, iktidardaki insanları biraraya getiren Birleşik Rusya Partisi’nin, Putin’in adaylığını ön plana çıkarmakta çıkarı var. Putin, kitlelerin yoksullaşması pahasına zenginleşmeleri ve yolsuzluklarla inandırıcılıklarını geniş oranda kaybeden Medvedev’den ve herşeyden önce de Birleşmiş Rusya Partisi’nden seçilenlerden farklı olarak, ülkenin güçlü adamı konumuyla bir çeşit popülerliği koruyor. Her durumda, Aralık ayında yapılacak milletvekili seçimi üzerine yapılan anketler, Putin’in gelecek Mart ayında yapılacak seçimle cumhurbaşkanı olacağına dair sonuçlar verirken, Rusya Birleşik Partisi’nin adaylarına da hayal kırıklığına uğrayacaklarının ipuçlarını verir gibi görünüyordu. Birleşik Rusya Partisi için, Putin’in arkasına saklanıp onu, milletvekili seçiminden önce kendi şampiyonu yapmak, seçmenlerin öfkelerini yatıştırmak için bir olanak sağlıyor.
Bu durumda, ayrıcalık ve avantaj elde eden rejimin yönetici çevrelerinin, Putin üzerine oynamakta çıkarları da söz konusu. Bu güçlü adam, Sovyetler Birliği’nin 1991’de yıkılmasından sonra durmadan dağılan devleti, ayakları üzerine oturtan politikayı hayata geçiriyor, canlandırıyor. Putin mülk sahibi ve yönetici çevrelere güvence veriyor. Görünürde bu çevrelerin de buna ihtiyaçları var: Basın ve resmi konuşmalar ekonomisini «modernleştirmeyi» bilemeyen ayrıca sermayenin yurtdışına kaçışını da gören bir Rusya’da zor bir dönemin beklendiğini ortaya koyuyor. Gelirlerine gelince, tüm dünya giderek daha çok krize batarken, hammadde kurlarına ve uluslararası taleplere bağlı kalıyor.
Putin, “tehlikeli sosyal eşitsizlikleri” resmi olarak açıkladığı ve “toplumun bürokrasi üzerinde daha çok kontrolü olması” konusunda çağrıda bulunduğu zaman, kitleler ve seçmenleri, onları anladığına inandırmaya çalışıyordu. Putin aynı zamanda, hatta özellikle doyumsuzluk ve gösterişli zenginliği ile kitlelerinin kinini kazanan ve hatta daha şimdiden şurada ya da burada öfke patlamalarına neden olan, doyumsuz ve kalabalık bir bürokrasiye hitap ediyor.
Putin, iş adamları ve çok sayıdaki bürokratın gözünde, kuşkusuz propaganda icabı, Rusya’nın kurtarıcı olmasa bile, her koşulda, rejimin maruz kaldığı kendi eksiklik, hata ve kusurlarının yarattığı tehlikeye karşı bir garanti. LO(30.09.2011)